İnfak, Cömertlik ve İbadet Ayı Ramazan
Mübarek Ramazan ayı, Kur'an ayıdır. Kur'an'ın ışıkları her daim manevî ziyasıyla aydınlatmaya devam eder. Öyle ki, yolundan gidenler asla sapmaz. Kur’an’sız kalan insan havasız ve susuz hayat gibi anlamsızlaşır. Hatta hissî ve nefsî yönden kaybedenlerden olur.
Mübarek Ramazan ayı ferahlık ve genişlik ayıdır. Kişi, bu ayda kendini gündüzleri oruç tutarak geceleri namaz ve zikir gibi ibadetlerle ihya etmeye çalışır. İhtiyaçlarını her şeyin Allahu Teâla’ya arz eder. Çünkü Allah'tan başka kendisine sığınılacak yoktur.
Gecenin son üçte biri, Allahu Teâla’nın şanına ve azametine layık şekilde dünya semasına indiği ve şöyle buyurduğu vakittir: "İsteyen var mı, vereyim. Dua eden var mı, kabul edeyim. Bağışlayan var mı, bağışlayayım." Duanın kabulü için en kuvvetli vakit olan bu yüce vakti değerlendirmek gafletten uzak durmaktır. İnsanların birçoğu derin bir uyku ve uyuşukluk içindedir. Derdini ve sıkıntısını arz edebilmek için fırsatını bularak vakitlere değerlendirmek ne güzeldir.
Bütün sıkıntıları gideren, üzüntüleri kaldıran, darlıkları genişleten, her şeyin mülkü elinde olan, her şeyi koruyup kollayan ve kendisi korunmaya muhtaç olmayan, dua ettiğinde darda kalanın duasına cevap veren ve kötülüğü gideren Allah'a yönelmek ne güzeldir. Sevgili Peygamberimiz’in şöyle buyurduğu rivayet edilir: "Üç kişinin duası reddedilmez: Adaletli yöneticinin, iftar edinceye kadar oruçlunun ve mazlumun duası. Allah onu kıyamet günü bulut üzerine kaldırır ve semanın kapılarını açar; ‘İzzetim hakkı için bir zaman sonra da olsa sana yardım edeceğim.’ buyurur."
Allahu Teâla’ya dua için yalvararak ellerimizi kaldırarak dualarımızın vakti geldiğinde kabul edileceğine inanmak ve ümitsizliğe kapılmamak gerekir.
Nefisleri açlığa ve susuzluğa tahammül etmeye alıştıran değerli bir ayın gölgesi üzerimize düştü. Oruçlu biri gözlerinin önünde yemeği görürse de nefsine hâkim olmasını bilir. Susuzluk içini yaksa da, su hemen yanı başından aksa da ona el uzatmaz. Esnemeye başlayıp uyku gözkapaklarına bastırsa bile Ramazan hürmetine, namaz için uyanır. İbadetlerine dana dikkatli davranır. Şüphesiz bunlar sabır ve tahammül halkalarıdır. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurur: "Oruç sabrın yarısıdır."
Ramazan ayı cömertlik ve infak ayıdır. Zengin gönüllerin ve cömert ellerin ayıdır. Darda olanlara yardım edilen, sıkıntılı olanlara rahatlık sağlanan bir aydır. Müslüman bunda büyük payı elde eden olmalıdır. Beldesindeki ve toplumundaki, yetimlerin ve yoksulların gözyaşını dindirmeye gayret göstermelidir. Onların açlıklarını bastırmada ve ihtiyaçlarını gidermede cimri davranmamalıdır. Cimrilikten ve eli sıkılıktan sakınmalıdır. Çünkü bunlar, kötülüğü bilinen bir ayıptır. Peygamberimizin Yüce Rabbimize sığındığı bu hasletlerden sakınmak gerektir. Bilakis cömertlik ve kerem Rasûlullah (s.a.v.)'in hayatı boyunca ayrılmaz bir parçası olmuştur.
Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "Cimri ile infak edenin örneği; üzerlerinde göğüslerinden köprücük kemiklerine kadar demirden birer zırh bulunan iki insanın örneği gibidir. İnfak eden her sadaka vermek istediğinde zırhı üzerinde genişler, nihayet o kimsenin parmak uçlarını kaplar ve izlerini yok eder. Cimri olan her infak etmek istediğinde zırhı üzerinde büzülür ve her bir halka kendi yerini alır. O, onları genişletmek ister de genişlemez."
İnfak, cömertlik ve ibadet ayı olan Ramazan-ı Şerifinizi tebrik ederiz…
Editör
YazarKur’an’da ve sünnette Ramazan ayına büyük önem atfedildiğinden Müslümanlar da bu ayda yapılacak ibadetlerin, hayır ve hasenatın sevabının daha çok olacağı umuduyla dinî sa’yü gayretini daha çok artırm...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL
Mahremiyet, "haram" kelimesinden türemiş olup, yasaklılık durumunu ifade eder. İffet ise bu mahremiyetin korunmasıyla ilgilidir ve hem kadın hem de erkek için eşit sorumluluk taşır. Nur Suresi'nde, mü...
Yazar: Editör
Kitabın adı: Divan Şiirinde Na’tYazar: Yrd. Doç. Dr. Emine YeniterziYayınevi: Türkiye Diyanet Vakfı YayınlarıYayın yeri ve yılı: Ankara/1993Sayfa sayısı: 390Yaş aralığı: 14+İşlenen konular: Na’t nedir...
Yazar: Sait ÖZER
İnsan, kendini ve başkalarını tanıdıkça, Allah’ın yarattığı dünyaya uygun şekilde davranır. Kendisi için istediği iyi şeyleri, başkaları için de istemesi gerektiğini bilir. Dünyada çok sayıda insan ve...
Yazar: Editör