Ramazan’da Yardımlaşma Kültürü
Rahmet, mağfiret ve kurtuluş ayı olan mübarek Ramazan ayında yaptığımız ibadetler; Allah’a teslimiyetten ruhsal olgunlaşmamıza, sabrın öneminden maddî durumu olmayanların hâlini anlamamıza kadar pek çok konuda insanlar arası ilişkileri sağlıklı bir şekilde yürütmemizi sağlamaktadır.
İnsan, bencillik ile yardımlaşma arasında gidip gelebilen bir varlıktır. Kişilik bakımından bazıları daha bencil bazıları daha yardımsever olabilir. Bencil bireyler Ramazan ayı ve orucun etkisiyle manevî dönüşüm yaşayabilir. Yardımlaşmayı seven insanlar, Ramazan ayında normalden daha fazla yardımlaşma davranışı gösteriyor. Ramazan’da Hakk’ın rızasına göre yaşamanın beraberinde getirdiği şuur ve duygu hâlleri yardımlaşma davranışlarımızı kolaylaştırır.
Manevî anlamda gelişme yaşandıkça bir yandan içe dönme, diğer yandan dışa yönelim gerçekleşir. İç dünyamızdaki zenginlikleri keşfettikçe sosyal dünyaya nezaket, letafet ve diğerkâmlıkla yol alabiliriz. İç ve dış bütünlüğümüz gerçekleştikçe ilişkilerimiz kemal bulmaya doğru ilerler. Yapılan bir çalışmada, orucun sosyal etkisinin bireysel etkisinden daha fazla hissedildiği tespit edilmiştir. Ramazan ayının af ve mağfiret ayı olarak bilinmesi de yardımlaşma ve dayanışma davranışlarını artırıcıdır. İnanan insanların bu zaman dilimini arınma ve kurtuluş için bir fırsat hatta bir vesile olarak görmesi çok önemlidir.
Toplumumuzda zekâtların dağıtılması genellikle Ramazan ayında gerçekleşmektedir. Fitre zaten Ramazan ayının vazgeçilmez maddi destek uygulamalarındandır. Maddî yardımlar sadece zekât ve fitre ile sınırlı değildir. Maddî durumu iyi olanlar tarafından hazırlanan Ramazan paketi ve kolilerinin ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasını görmekteyiz. Yapılan yardımların bilhassa duyguların hassaslaştığı Ramazan ayında gerçekleştirilmesi, bireysel ve sosyal etkisi olan bir işleve sahiptir.
Ayrıca manevî yardımlaşma ve sosyal destek olarak, başkalarının sıkıntı ve dertlerini dinlemek, onlarla konuşmak, sorunlarına çözüm aramak -yerine göre- maddî yardımdan daha kıymetli olabilir.
Ramazan ayında daha belirgin hâle gelen hoşgörü ve empati yeteneğimiz, kişiler arasındaki soğuk duvarların ortadan kalmasına hizmet edebilir. Bireyin hem iç dünyasıyla hem de sosyal çevresiyle uyumlu ve ahenkli olmasını sağlayan yardımlaşma ve şükran etkileşimi, öz saygı ve öz güveninin yükselmesine neden olur.
Toplumsal hayatta yalnız olmadığımızı, her insanın bir başkasına bağlı olduğunu gösteren yardımlaşma davranışı, insanlığı ve erdemli olmayı hatırlatır. Toplumsal anlamda gelişme ve ilerleme, yardımlaşma ve dayanışma ile gerçekleşir. Bu özel ve güzel zaman içinde yaşamaya, Rabb’imizle ruhsal temas kurmaya, ibadetlerle iç dünyamızı kontrol etmeye çalışmak doğal olarak dış dünyaya ve sosyal ilişkilere yansıyacaktır.
Sümeyye Büşra YILDIZ
YazarBin dört yüz senedir artan bir hızla,On bir aya gerçek bir sultan geldi...Kur’ân ikliminde namaz-niyazla,Sayfalara sığmaz bir destan geldi...Sabırlı ol dostum, gafletten uyan,Sınıfını geçer, düstûra u...
Şair: Halil GÖKKAYA
Geleceğimiz olan çocuklar; hayatımızın süsü, vazgeçilmez çiçekleridir. Çocuklarımıza hayatın görünen ve görünmeyen güzelliklerini göstermemiz, o tertemiz kalplerine nakış nakış güzellikleri işlemek he...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
Eskiden aile bireyleri aynı odada oturup birbirinin yüzlerine ve gözlerine bakarak saatlerce konuşurlardı. Çocuklar aile büyüklerinin edebini, ahlâkını örnek alırdı. Onlar gibi konuşur, onlar gibi yaş...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
Bugünlerde en çok ihtiyaç duyduğumuz konuların başında bir ve beraber olmamız gerektiği gelmektedir. Yüce Rabb’imiz, Âl-i İmrân Sûresi’nin 103. âyetinde; “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. ...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ