Çocuğun Kimliğinin Oluşmasında Babanın Önemi
Çocuklar, anne ve babalarının hareketlerini, davranışlarını, duygularını; kısaca, kimliklerini edinirler. Günümüzde anne ve babalara daha çok iş düşüyor. Ebeveynlere “dünyanın en zor mesleği anne ve babalık” denilmesi bunu gösteriyor.
Çocuğun cinsiyetine uygun kimliği, anne ve babalarını taklit ederek ve onlardan öğrenerek oluşur. Çocuklar, bebeklik çağında daha çok anneleriyle özdeşleşirler. Bu normal bir durumdur. Çünkü genellikle anneler çocuklarının bakımını yaparlar. 3 yaşından itibaren çocuğun cinsiyetine uygun kimliğini kazanmaya başlaması gerekir. Bu, önce taklit ile olur, daha sonra öğrenme ile devam eder. İşte bu dönem çok önemlidir. Olumlu davranış kazandırılmak isteniyorsa olumlu örnek olunmalıdır. Çocuğa, cinsiyetine uygun roller gösterilmelidir. Sadece anneleri tarafından eğitilen bazı çocukların cinsiyetine uygun kimliklerinde sorunlar çıkmaktadır.
Meslek hayatıma henüz yeni başladığım yıllarda öğrencileri tanımaya çalışıyordum. Bir kız öğrencinin davranışları dikkatimi çekmişti. Kız öğrenci, zamanını tamamen erkek öğrenciler ile geçiriyor, erkekler gibi hareket ediyor, onlar gibi konuşmaya çalışıyordu. Bir süre sonra bu kız öğrenci sınıfında iletişim sorunları yaşamaya başladı. Kız arkadaşları onu aralarına almak istemiyorlardı. Nihayet danışmak için bana geldi. Gelişim hikâyesini dinledim. Sorununu tahlil ettim. Tüm zamanını babasıyla geçirdiğini, babası tarafından erkekler gibi yetiştirildiğini anlattı. Öğrencim, bu durumdan hiç de memnun değildi. “Bir kız gibi olmak istiyorum. Kız gibi davranmak istiyorum. Kız gibi güzel görünmek istiyorum.” diyordu.
Evet, öğrencim küçüklükten itibaren tamamen babasını model almıştı. Babasının cinsiyetine uygun davranışlar öğrenmiş ve o rolleri oynuyordu. Hatta bu, aile tarafından özellikle yapılmıştı. Ve sonuç: kendi olmaktan memnun olmayan bir kız…
Kız çocuklarıyla annenin, erkek çocuklarıyla babanın ilgilenmesi düşüncesi yanlıştır. Çocuk eğitimi, anne ve babanın ortak işidir. Çocuklar, anne ve babalarını gözlemleyerek kendi cinsiyetlerine uygun rolleri kazanırlar. Erkek çocuklar kadar kız çocukları da duygusal gelişimleri açısından, uygun baba modeline ihtiyaç duyarlar. Bu, onların cinsiyetine uygun kimlikleri için gereklidir.
Ergenlik döneminde babaya daha çok ihtiyaç duyulur. Ancak, ne yazık ki toplumumuzda babaların çoğu çocuklarıyla ergenlik döneminde daha az ilgilenir. Hiçbir sebep, babanın çocuğuna az zaman ayırmasına gerekçe olamaz. Babalar, işinden dolayı fazla zaman ayıramazsa da önemli olan, çocukları ile birlikte olduğu zamanlarda kaliteli birliktelik geçirmesidir.
Son zamanlarda, ilk duyduğumda anlamadığım ancak, algıladığım zaman da üzüldüğüm bir tabir çıktı ortaya: “bankamatik baba” Bazı babalar, maddî ihtiyaçları karşılamakla görevlerini yaptıklarını sanırlar. Bu babalar, maalesef, hiç de az değil. “Hocam, daha ne yapalım? Üst aldık, defter kitap aldık, her gün harçlığını veriyorum. Her istediğini hemen alıyorum. Babamız bize bunları yapsaydı başbakan olmuştuk.” diyen babaya hiç çekinmeden; “Yani siz bankamatik babasınız.” demiştim. Babanın ilgisi ve varlığı, anne ve çocuk arasındaki ilişkinin de sağlıklı olmasına yardımcı olur. Babanın ilgisizliği, çocuk eğitimindeki zincirin bir halkasının yokluğudur.
Meslek hayatımda yaptığım araştırmalara ve gözlemlere göre, babalarından yeteri kadar ilgi ve sevgi gören çocuklar daha mutlular. Bu çocuklar, çevresiyle daha barışık, sosyal ilişkileri daha iyi, çevresiyle daha sağlıklı ilişkiler kuran özellikler göstermektedir. Bu çocuklar, aynı zamanda okulda da başarı gösterirler. En azından başarmak için çaba içine girerler. Çocuğun kendi cinsiyetine uygun kimliğe sahip olması ve ona göre rol oynaması çocuğun psikolojik sağlığı açısından da önemlidir. Erkek çocuklar kadar kız çocukları da duygusal gelişimleri açısından, uygun baba modeline ihtiyaç duyarlar. Bu, onların cinsiyetine uygun kimlikleri için gereklidir. Babalar! Lütfen, çocuklarınıza babalık yapınız…
Eşref BOLUKÇU
Yazarİlk Müslümanlardan, İslâm Tarihinde Şehit Olan İlk Erkek Sahabî: Yasir Bin Amir (R.A.)Yâsir Bin Âmir (r.a.), Yemenliydi. Mekke’ye gelmiş, Mahzumoğullarından Ebû Huzeyfe’nin himayesine girmiş ve onun c...
Yazar: N.Nida DURAN
Rahmet, mağfiret ve kurtuluş ayı olan mübarek Ramazan ayında yaptığımız ibadetler; Allah’a teslimiyetten ruhsal olgunlaşmamıza, sabrın öneminden maddî durumu olmayanların hâlini anlamamıza kadar pek ç...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
Anne babalar ve yetişkinler! Sizler, başarı beklentiniz ile çocuklarınızı nasıl etkiliyorsunuz? Başarı beklentiniz, çocuk üzerinde nasıl bir etki bırakıyor? Bazı anne babalar, maalesef, hep yüksek baş...
Yazar: Eşref BOLUKÇU
Hep eski Ramazanlara özlemle giriş yaparız yeni Ramazanlara. Komşularla yapılan yemekleri, hazırlanan iftariyelikleri, dağıtılan sadakaları, yapılan ziyaretleri anarız. Teravihlerin tadı, camilerin ne...
Yazar: Nilüfer Z. AKTAŞ