İnsanın En Büyük Düşmanı: Şeytan
Şeytan, insanın dünya hayatında sık sık karşılaştığı bir düşmandır. Şeytan Allah katındaki makamını insan sebebiyle kaybettiği için insana düşman olmuştur. Bundan dolayı insanı Allah’ın yolundan saptırmaya çalışmaktadır. Bunun için de her türlü hile ve desiseyle her yolu denemektedir. Çoğu insan şeytanın ne kadar tehlikeli bir düşman olduğunun farkında bile değildir. Ancak Yüce Allah, Fâtır Sûresi 6. âyette insanı uyarmakta ve şöyle buyurmaktadır:
“Şüphesiz şeytan sizin düşmanınızdır; siz de onu düşman edinin. O, kendi taraftarlarını alevli ateş (cehennem) ehlinden olmaya çağırır.”
Yüce Allah bu âyette şeytanın insanın en büyük düşmanı olduğunu bildirmekte dolayısıyla insanın da onu düşman bilmesi gerektiğini açıklamaktadır. Çünkü şeytan, kendine uyanları alevli ateşi olan cehenneme davet etmektedir.
Şeytan, azgınlıkta aşırı gitmiş, haktan uzak, yanlış/bâtıl yolda olan anlamında bir cins isimdir.[i] Şeytan, haktan uzaklaşan azgın, inatçı ve inkârcı cin, insan ve hayvan gibi tüm yaratıklar için kullanılan bir sıfattır.[ii] Bu vasıfları üzerinde bulunduran ilk varlık ise İblis adlı cindir.[iii] Şeytan kelimesi Kur’ân-ı Kerim’de tekil formatında (şeytan) şeklinde 70, çoğul formatında (şeyâtîn) şeklinde ise 18 defa geçmekte olup toplam 88 yerde zikredilmektedir.[iv]
Şeytan’ın insana düşmanlığı insanlığın atası Hz. Âdem’le başlamıştır. Yüce Allah Hz. Âdem’i yaratıp da meleklere ona secde etmelerini emrettiği zaman bütün melekler Allah’ın bu emrine uymuşlar ve Hz. Âdem’e secde etmişlerdir. Ancak İblis, gururlanıp kibirlenerek Âdem’e secde etmemiş[v] böylece Allah’ın emrini yerine getirmeyerek Allah’a isyan etmiştir. Bunun üzerine yüce Allah, onu rahmetinden uzaklaştırmış ve ona lanet etmiştir.
Yüce Allah ile İblis arasında geçen diyalog Kur’ân-ı Kerim ayetlerinde şöyle zikredilmektedir:
Yüce Allah, İblis’e Hz. Âdem’e secde etmemesinin sebebini sorarak şöyle buyurmuştu:
“Ey İblis! İki elimle yarattığıma secde etmekten seni meneden nedir? Böbürlendin mi, yoksa yücelerden misin?”[vi]
İblis, Hz. Âdem’e secde etmemesinin sebebini şöyle açıklamıştır:
“Ben ondan daha hayırlıyım. Beni ateşten onu ise topraktan yarattın.”[vii]
Bunun üzerine yüce Allah:
“Çık oradan (cennetten)! Sen artık kovulmuş birisin. Ve ceza gününe kadar lânetim senin üzerindedir!”[viii] buyurdu.
Bu isyanı sebebiyle Allah’ın lanetine uğrayan İblis kıyamet gününe kadar mühlet istedi:
“Ey Rabb’im! O hâlde tekrar diriltilecekleri güne kadar bana mühlet ver.”[ix] diyerek şöyle ilavede bulundu:
“…Yemin ederim ki, eğer beni kıyamete kadar yaşatırsan, pek azı dışında, onun neslini kendime bağlayacağım!”[x], “Andolsun ki, senin kullarından bir pay edineceğim”[xi] demişti.
Yüce Allah da hikmetine binaen ona mühlet verdi ve şöyle buyurdu:
“Haydi, O bilinen vakte (kıyamet gününe) kadar sen mühlet verilenlerdensin.”[xii]
Allahu Teâlâ’dan diriliş gününe/kıyamet gününe kadar mühlet alan İblis bu sefer;
“Senin mutlak kudretine andolsun ki, onlardan ihlaslı kulların hariç onların hepsini mutlaka azdıracağım.”[xiii] demiştir. Ayrıca Âdemoğlunu nasıl saptıracağını da şöyle açıklamıştır:
“Beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım. Sonra elbette onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen, onların çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın!”[xiv], “Onları mutlaka saptıracağım, muhakkak onları boş kuruntulara boğacağım, kesinlikle onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar (putlar için nişanlayacaklar), şüphesiz onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler. (Şeytan) onlara söz verir ve onları ümitlendirir, hâlbuki şeytanın onlara söz vermesi aldatmacadan başka bir şey değildir.”[xv]
Allah Teâlâ da ona; “Onlardan gücünün yettiği kimseleri dâvetinle şaşırt; süvarilerinle, yayalarınla onları yaygaraya boğ; mallarına, evlâtlarına ortak ol, kendilerine vaatlerde bulun. Benim (ihlâslı) kullarım üzerinde senin hiçbir ağırlığın olmayacaktır. (Onları) koruyucu olarak Rabb’in yeter.”[xvi] buyurmuştur.
Ayrıca yüce Allah onu huzurundan kovmuş ve şöyle tehdit etmiştir:
“Haydi, yerilmiş ve kovulmuş olarak oradan çık! Andolsun ki, onlardan kim sana uyarsa, sizin hepinizi cehenneme dolduracağım!”[xvii] “Mutlaka sen ve sana uyanların hepsiyle cehennemi dolduracağım!”[xviii] buyurmuştur.
İblis’in bu küstahlığı karşısında yüce Allah, onu meleklerin bulunduğu o yüksek mekândan kovmuş, İblise uyanları onunla birlikte cehenneme atacağını haber vermiştir.
İşte bütün bunlardan sonra yüce Allah, kullarını şeytanın peşinden gitmeme hususunda uyarmış ve şeytanın en büyük düşman olduğunu haber vermiştir.
Şeytanın temel özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:
İnsan, bu dünyadaki düşmanını iyi bilmeli ve tanımalı, asla ona tâbi olmamalıdır. İnsan, Allah’a iman edip ona güvenip bağlandığı ve tevekkül ettiği sürece şeytan asla ona zarar veremeyecektir. Çünkü şeytan, Allah’a iman eden, ihlaslı kullara asla zarar veremez.
Netice olarak diyebiliriz ki, şeytan insanın en büyük düşmanıdır. İnanan insanlar şeytanı en büyük düşman olarak bilmeli, ona asla uymamalıdırlar. Onun vasıflarını öğrenerek o vasıfları terk etmelidirler. Şeytandan ve vesveselerinden kurtulmanın tek yolu, Allah’a iman etmek, ona güvenmek, ona sığınmak ve ona tevekkül etmekti
[i] İbn Manzûr, Lisanu’l-Arab, “Şetane” mad; İbn Fâris, Muʿcemü meḳāyîsi’l-luġa, “Şetane” mad; Cevherî, es-Sihah fi’l-luga, “Şetane” mad.
[ii] 6/En’âm, 112.
[iii] 18/Kehf, 50.
[iv] Abdulbâkî, Muhammed Fuad, el-Mu’cemü’l-Müfehres, 382-383.
[v] 2/Bakara, 34.
[vi] 38/Sad, 75
[vii] 7/A‘râf, 12; 38/Sad, 76.
[viii] 38/Sad, 77-78.
[ix] 7/A’râf, 14.
[x] 17/İsrâ, 62.
[xi] 4/Nisâ, 118.
[xii] 38/Sad, 80-81.
[xiii] 38/Sad, 82-83.
[xiv] 7/A’râf, 16-17.
[xv] 4/Nisâ, 119-120.
[xvi] 17/İsrâ, 64-65.
[xvii] 7/A’râf, 18.
[xviii] 38/Sad, 85.
Mehmet SOYSALDI
YazarAynadaki surete bakmanın anlamı oldukça geniş. Bu öğüdün görünür anlamında, gerçekten bir ayna ya da ayna gibi, kişinin kendi yansımasını görebileceği parlak bir yüzeye bakmak yatar. Buradaki amaç; ki...
Yazar: Selçuk ALKAN
Allahu Teâlâ, Âl-i İmrân Sûresi 31. âyette şöyle buyurmaktadır:“(Rasûl’üm!) De ki: ‘Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışla...
Yazar: Mehmet SOYSALDI
Yüce Allah Bakara Sûresi 185. âyette şöyle buyurmaktadır: “Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizde...
Yazar: Mehmet SOYSALDI
Tarihçi-Yazar İsmail Çolak ile Tarihe, Osmanlı’ya Ve Çanakkale’ye Dair HasbihalTarih ve tarihçi olmak sizin için ne anlam ifade ediyor, tarihte ne buluyorsunuz?Tarihime, köklerime ve mukaddesâtıma sev...
Yazar: Şerif Hamideddin TEKTAŞ