Söyleyecek Sözümüz Var
İnsan, konuşan bir varlıktır. Bütün duygu ve düşüncesini, isteklerini sözlü olarak ifade eder. İnsan, bu özelliği ve aklı ile hayvanlardan üstündür. Filozoflar, “İnsan, konuşan hayvandır.” dese de insanı tahfif etme mahiyetinde olduğundan bu sözü bilimsel çalışmaların dışında söylemek yersiz olur. Konuşma yeteneği ile hayvanlardan üstün olan insan iyi, doğru ve güzel konuşma meziyeti ile de diğer insanlardan üstün konuma gelebilir.
Allah, insana dil ve konuşma yeteneği verince, onun nerede ve nasıl kullanılacağını da tayin etmiştir. Dilin görevi öncelikle ve özetle Allah’ı zikretmek, doğru konuşmak, beşerî ilişkilerde hayır ve faydayı gözeterek konuşmak ve dil ile kimseyi incitmemektir. Peygamberimiz (s.a.v.), bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur: “Her sabah, bütün uzuvlar dile yalvararak şöyle derler: Bizim hakkımızı gözetmede Allah’tan kork, kötü söz söyleme, bizi ateşte yakma. Bizim dine uyup uymamamız sana bağlıdır. Sen doğru olursan biz de doğru oluruz, sen eğri olursan biz de eğri oluruz.”[i]
Ahlak kitaplarında yalan söylemek, gıybet etmek, birine iftira atmak, laf taşımak, küfürlü konuşmak, hakaret etmek, kırıcı konuşmak, malayani (boş) konuşmak dilin afetleri olarak zikredilmektedir. Peygamber Efendimiz, “Allah’a ve ahiret gününe inanan ya hayır konuşsun ya da sussun.”[ii], “Susan kurtulacaktır.”[iii] buyurmuştur. İnsanlar arasında kin ve nefret duygularının oluşmasında, sorumsuzca kullanılan dil başlıca etkendir. Dile hâkim olan öfke; kavgalara, kırgınlıklara hatta cinayete varan olaylara sebebiyet vermektedir.
Dil deyince akla, başımızda ağzımız içinde yer alan et parçası gelir. Bu dili yöneten akıl ve kalptir. Allah’ı zikreden, beşerî ilişkileri güzelleştiren ve insanın istikamet üzere olmasını sağlayan gönül dilidir. Ağız dili, gönül dilinin tercümanıdır. Gönül dilinde, sevgi, şefkat, merhamet, hüsnü niyet ve samimiyet vardır. Bütün dostluklar gönül dili ile kurulur, hayırlı sonuçlara gönül dili ile ulaşılır, sözün en güzeli gönül dili ile konuşulandır. Allahu Teâlâ, Kur’an’da “Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler, yoksa şeytan aralarına girer.” buyurmaktadır.[iv]
Gönül dili, sadece kelimelerle iletişim kurmaz. Gönül dili, güzel düşünmeyi, güzel bakmayı sağlar ve davranışları da güzelleştirir. Gönül dili ile kurulan ilişki, muhatapta olumlu yankılanır, misli ile karşılık bulur. Ağız dili ile konuşulan kelimeler sadece kulağa ulaşır, bir kulaktan girer, diğerinden çıkar, unutulur. Gönül dili gönüllere tesir eder, gönül alır, zihinlerde iz bırakır. Gönüller, gönül dili ile kazanılır, inşa edilir. Güven ve huzur ortamları gönül dili ile oluşturulur.
Herkesin söyleyecek sözü vardır fakat sözü dinleyecek olan varsa söz yerine ulaşır. İyi bir dinleyici olmak da bir meziyettir. Kur’an-ı Kerim’de Allah, “Sözü dinleyip de onun en güzeline uyanlar var ya, işte onlar Allah’ın hidayete erdirdiği kimselerdir, işte onlar akıl sahipleridir.”[v] buyurmuştur. Güzel sözü güzelce dinlemek gerek, cahillerin malayani sözlerine ise selam deyip geçmek de yine Kur’an’ın tavsiyedir.
Sırf laf olsun, vakit dolsun diye konuşulmaz. Ağızdan çıkan her sözün bir sorumluluğu vardır. Verilen sözün yerine getirilmesi, söylenen sözün peşinde durulması gerekir. Eskiler, “Üslubu beyan, aynı ile insan.” demiştir. Söz, hem kişilik hem de irade beyanıdır. İnsanlar kıyafetleri ile karşılansa da sözleri/sohbetleri ile uğurlanır. Toplumda itibar da güzel de söz ile sağlanır. Az ve öz konuşanlar, az kelime ile geniş manaları ifade ederler ve kelimeleri israf etmezler. Boş konuşanlar ise sadece kelimeleri değil kendi itibarlarını da zayi etmiş olurlar.
Kur’an, sözlerin en güzelidir. İnsan, yaratılmışların en şereflisidir. Güzel söz, kökü sabit, dalları göklerde olan ağaca benzer. O ağaç, Allah’ın izni ile her zaman meyve verir. Kötü söz ise kökü yerden sökülmüş, ayakta duramayan kötü bir ağaç gibidir. O hâlde, yaratılmışların şereflisine en güzel sözü söylemesi ve en güzel söz olan Allah’ın kelamı doğrultusunda hareket etmesi yaraşır.
Söz senettir, söz teminattır, söz namustur. Doğru ve güzel söz büyük bir güçtür, boş söz ise insanın en zayıf noktasıdır. İnsanlar doğru ve güzel sözlerle yükselirler, yalan yanlış sözlerle alçalırlar. Kelimelerin, ağız içindeki dilden tezahür ettiği sanılsa da kelimeleri dile servis eden akıl ve kalptir. Biz de sözümüzü Yunus Emre’nin sözün gücüne dair söylemiş olduğu veciz dörtlükle tamamlayalım:
"Söz ola kese savaşı / Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı / Yağ ile bal ide bir söz."
[i] Tirmizi, Zühd, 60.
[ii] Buhari, Edep, 31.
[iii] Tirmizi, Kıyamet, 50.
[iv] 17/İsra, 85.
[v] 39/Zümer, 18.
Emine Büşra YÜKSEL
YazarHoşgörü, ailede ve içinde yaşadığımız sosyal çevrede hayatın akışı içinde cereyan eden fakat pek de tasvip etmediğimiz ifade ve olayları olgunlukla karşılamak ve en uygun tepkiyi vermektir. Hoşgörü, k...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL
Abdullah bin Câfer (r.a.), sıcak bir günde, Medine dışında bir hurmalığın gölgesinde dinlenirken karşı hurmalıkta çalışan bir köleye üç adet ekmek geldiğini görür. Köle kendisine getirilen ekmeği tam ...
Yazar: M. Emin KARABACAK
Sağlam Delil: Varlığın Delili Hazreti Burhan (S.A.V.)Bir ismi, “Burhan/Sağlam delil” olan Peygamber Efendimiz, deliller getirdi Hak’tan. Kendi Hakk’ın kudretinin, tevhidin temsilcisi, en büyük deliliy...
Yazar: Editör
Gelenek ve görenekler; toplumda asırlardır yapılagelen, toplumun çoğunluğu tarafından benimsendiği için kuşaktan kuşağa aktarılan, bireyleri psikolojik olarak uymaya zorlayan, uymayanı ayıplayan kültü...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL