Anne Baba ve Çocuk İlişkisi
Geleceğimiz olan yavrularımızın iyi bir eğitim alması, yararlı bir insan olması için elimizden anne babalar olarak gelen her şeyi yapıyoruz ama bir türlü istediğimiz sonucu alamıyoruz. Çocuklarımızla ilgili olumlu düşüncelerimiz olmasına rağmen, onları yetiştirirken bir takım problemlerle karşılaştığımızın nedenlerini hiç düşündük mü?
Bütün anne ve babalar çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmek ister. İş uygulamaya gelince durum değişir. Bazı aileler çocuğuna ne kadar çok maddî imkân sağlarsa, onların o oranda mutlu olacaklarını zannederler. Oysa gerçek biraz farklıdır. Çocuklarımızın mutluluğu onlar için harcadığımız para ile değil, onlarla birlikte geçirdiğimiz zamanla doğru orantılıdır. Onlarla geçireceğimiz zamanı artırıp parayı azaltmakla işe başlamaya ne dersiniz?
Çocuklarımıza çok değer verdiğimiz halde neden düşüncelerimizden faklı bir şekilde yetişiyorlar? Bu durumda ne yapmalıyız? En başta başarıya giden yolun anne-baba ve çocuk ilişkisinden geçtiğini söyleyebilirim. O halde gelin bu ilişkilere bir göz atalım.
Acaba aile çocuk ilişkisindeki önemli noktaları biliyor muyuz? Hemen hemen herkesin söylediği bir söz vardır; “Eğitim ailede başlar.” Aile içinde çocuğumuza birçok beceriler kazandırmak için çalışıp çabalıyoruz. Ama bunu nasıl yapıyoruz. Her anne-babanın hayali çocuğunu en iyi şekilde yetiştirmektir. Çocuklarımızın başarılı olmasını isteriz. Aslında yaşam içinde her şey başarı değildir. Önemli olan çocuğun içinde yaşadığı dönemi nasıl yaşadığı ve nasıl bir kişiliğe sahip olacağıdır.
Çocuklar ailesinden ne görürse aynen onu yansıtır. Tıpkı birer ayna gibi. Aile çocuğuyla iyi bir iletişim kuramazsa çatışmalar başlar. Sağlıklı bir eğitim vermek dolayısıyla da sağlıklı bir kişilik kazandırmak ilk hedef olmalıdır. Anne-babanın iyi niyetli olması yetmemektedir. Anne-baba yanlış yöntem kullanırsa bütün emekler boşa çıkacaktır. Sağlıklı iletişim kurmanın alfabesi çocuğu tanımak, ona ve ihtiyaçlarına saygı duymaktır. Etkili iletişim kurmak istiyorsak ona gereken değeri vermeli, çocukla aramızda sevgi köprüsü kurmalıyız. Eğitime çocuğunuzu tanıyarak başlamamız gerekiyor.
Çocukların beden ve duygu gelişimleri göz önüne alınmadan yapılacak bir eğitimin yararı olmayacaktır. Çocukların ergenlik dönemi özelliklerini bilmeden, duygu dünyalarını tanımadan iletişim kurmak boşunadır. Empati yapmadan, yaşadıkları olaylara zamanla onların gözünden bakamıyorsak onları hangi oranda anlayıp sorunlarına yardımcı olacağız.
Her anne-baba çocuğundaki bedensel gelişimleri bilmek ve onu anlamak zorundadır. Bunlar yapılmadığı zaman kuşak çatışması mı dersiniz her ne derseniz deyin problemler çözülemez hale gelecektir. Tabii ki bu sadece anne-babanın empatisiyle değil, gencin de olaylara anne-babasının gözüyle bakmasına bağlıdır.
Duygu gelişim özellikleri bilinmeden yapılmaya çalışılacak iletişim pek olumlu sonuç vermeyecektir. Gelecekle ilgili, sosyal yaşamla ilgili, aile ve arkadaş çevresiyle ilgili kaygılar bilinmediği ve de paylaşılmadığında kurulacak iletişim hüsranla bitecektir. Genç, dönemi gereği itirazcı, eleştirici bir tutuma girebilir. Bu durumda anlayış, sabır, tatlı dil ve güler yüzle ikna metodu kullanılmalıdır. Öğüt yerine dinleme ve paylaşım. Zor olmasa gerek.
Aileler çocuklarıyla sıkı bir ilişki içine girmeli, gencin tepkili ve çelişkili davranışları karşısında soğukkanlı olabilmelidirler. Başta kurallar birlikte konulmalıdır. Herkesin buna uyması gerektiği belirtilmelidir. Gencin her istediği yapılarak her şeyi alttan alma kısa süreli yararlı görünürse de bu tutum sakıncalıdır. Genç, bir yandan her ne kadar annem, babam her dediğimi yapsın derse de bir yandan da frenlenmesini, engellenmesini bekler. Burada anne ve babaların dikkat etmeleri gereken önemli husus konulacak kuralların uygulanabilir olmasıdır.
Gençle sürtüşmeye girmek, söz ve davranışlarını sürekli eleştirmek anne-babanın otoritesini zayıflatır. Her ailede ufak tefek sorunlar olacaktır. Bunlar büyütülmemeli, gündemde fazlaca tutulmamalıdır. Gence yapılacak en büyük yardım onu anlamak, her zaman yanında olunduğunu hissettirmektir. Kişiliğine, görüşlerine değer vermek, aile ile ilgili kararlarda görüşlerine başvurmak, öğüt vererek değil örnek davranışlarda bulunmak daha yararlı olacaktır. Yaşlı büyüklerimiz adeta bir tecrübe yumağıdır. Onlardan faydalanmayı bilelim. Şu güzel sözü de hiç unutmayalım: “Gençler bilebilse, yaşlılar yapabilse.”
Ali ÖZKANLI
YazarBilmek; düşünce dünyasından en iyi bir şekilde beslenmektir. İnsan bildiğini yaşamaktan zevk alır. Sevdikleriyle bilgilerini paylaşma ihtiyacı hisseder. Bu yüzden sevip saydığı, kendine yakın hissetti...
Yazar: Ali ÖZKANLI
37.Hadis"(Rasûlullah Rabb’inden naklederek şöyle buyurmuştur): ‘Ey kullarım! Benim hidâyete erdirdiklerim müstesnâ, hepiniz dalâlettesiniz! O hâlde benden hidâyet dileyin de sizi doğru yola kavuşturay...
Yazar: Enbiya YILDIRIM
Gerçek öğretmen; yürekleri ısıtan, gönülleri aydınlatan güneşe benzer. Sevgi dolu yüreği, güler yüzü ve güzel sözüyle gönülleri fetheder. Tatlı dili ve maharetli elleriyle kalplere sevgi tohumları eke...
Yazar: Ali ÖZKANLI
Takvâlı gönüller en büyük eserAşk dolu yüreğe seherler eser Rabbi tanımayan ümidi keserHaktan gafil olan kendine küserTakvâlı yüreğin dik olur başıGünaha girenin zehrolur aşı Gözün karasında...
Yazar: Ali ÖZKANLI