Hâce Muhammed Ârif-i Rivgerî ve Ârifname
Nakşbendiye Tarikatı, sadece Orta Asya coğrafyasında varlığını sürdüren en büyük ve en etkili tarikat olarak değil, bunun yanı sıra bölge halkının medeniyet, maneviyat ve dünya görüşüne büyük etki eden öğreti olarak da önemlidir. Nakşbendiye Tarikatı’nın Hâce Abdülhâlik Gucdüvânî’den sonraki ikinci piri olan Hâce Muhammed Ârif bin Maruf Rivgerî, Nakşbendiye Tarikatı öğretisinin temellerinin ortaya atılması ve yayılmasında önemli bir yere sahiptir.
Hâce Muhammed Ârif-i Rivgerî’den günümüze, Farsça olarak kaleme aldığı ve seyr-u sülük aşamaları, marifet, âriflik, velilik ve seyr-u sülük ahlakı hakkındaki görüşlerinden oluşan Ârifname adlı bir eser ulaşmıştır. Bunun dışında eserde, Hâce Muhammed Ârif-i Rivgerî’nin hocası Hâce Abdülhâlik Gucdüvânî’nin hayatı, kerametleri ve görüşleriyle ilgili bazı bilgiler bulunmaktadır. Ayrıca eserin bazı yerlerinde, tasavvuf tarihinin ilk dönem meşhur sufilerinden Hasan-ı Basrî (ö. 728), Süfyân es-Sevrî (ö. 777), Râbia Adeviyye (ö. 801), Fudayl b. İyâz (725-802), Şakîk-i Belhî (ö. 810), Ebû Turâb Nahşebî (ö. 834), Yahyâ b. Muâz Râzî (ö. 871), Bâyezid-i Bistâmî (ö. 875) ve diğerlerinin hayatı ve görüşleri hakkında da rivayetlere yer verilmiştir.
Eser içinde bulunan başlıklar şu şekildedir: Hace Muhammed Ârif-İ Rivgerî’nin Hayatı Ve Faaliyetleri, Ârifname ve Anlamı, Ârifname Eserinin Tetkiki, Ârifname (Tercüme), Ârifname (El Yazması).
Eserin sunuş bölümünde yer alan ifadelerde Nakşbendiye pirleri hakkında kitap yazmanın ve bu şahsiyetlerin bilimsel mirasını teşvik etmenin önemi vurgulanmış ve şöyle denmiştir: “Böyle manevî hazine hiçbir yerde bulunmaz. Bu hazineyi iyi incelemek ve gençlere daha anlaşılır bir dilde ulaştırmak lazımdır. Buradaki amacımız, gençlerimizin ulemamızın izinden yürümeleri, onların bıraktığı mirasa sahip çıkmaları ve bundan gurur duymalarıdır.”
Yakın döneme kadar Nakşbendiye öğretisi belli bir oranda tetkik edilmiş olsa da hâlâ Nakşbendiye Tarikatı’nın önemli şahsiyetlerinin hayatı ve faaliyetleri hakkında bilimsel açıdan kanıtlanmış net bir görüş ortaya konulamadığı belirtilmiş ve ülkemizde Hâcegân-Nakşbendiye Tarikatı’nın özel olarak seçilen bazı mürşidleri, örneğin tarikatın ilk yedi pirinin hayatı ve faaliyetleri hakkında bazı çalışmalar yapılmış olsa da tarikat öğretisi ve şahsiyetleri, kapsamlı ve sistemli bir tarzda incelenmediğine yer verilmiş.
Özellikle Hâcegân-Nakşbendiye Tarikatı tarihi, öğretisi tarikat şeyhlerinin hayatı, faaliyetleri ve eserleri hakkında araştırmalar yapmakta olan genç tasavvuf araştırmacısı ve kaynak uzmanı Kamilcan Rahimov, Hâcegân-Nakşbendiye Tarikatı’nın ilk pirlerinden Hâce Abdülhâlik Gucdüvânî, Hâce Muhammed Ârif-i Rivgerî ve Hâce Ali Râmîtenî tarafından yazılan eserlerin, özellikle Hâce Muhammed Ârif-i Rivgerî’ye ait Ârifname eserinin Özbek Türkçesine bilimsel açıklamalı tercümesini yapmıştır.
Bu tercüme, Arifname’nin Özbek Türkçesine yapılan ikinci kapsamlı tercümesidir. Eserin Sadreddin Selim Buhârî ve İsrail Subhânî tarafından yapılan ilk tercümesi, 1994 yılında Taşkent’te basılmıştır. Rivgerî’ye ait mezkûr eserin Kamilcan Rahimov tarafından yapılan çevirisi, önceki çevirilerden bazı özelliklerden dolayı farklılık göstermektedir. Bu farklılıklar eserin önsöz bölümünde şu şekilde sıralanabilir:
Fecr Yayınları / Tlf: 0332 310 08 60
Yusuf HALICI
YazarGerek İslâm hukuku (fıkıh) gerekse tasavvuf, Müslümanların dünya ve âhirette mutlu olmaları için bazı kurallar koymuştur. Fıkıh, daha çok bedenin dış organlarına ait hükümlerle, tasavvuf da kalbe ait ...
Yazar: Yusuf HALICI
Rize, dik yamaçlı vadileri, doruklara ulaşılabilir dağları, buzul gölleri, zümrüt yeşili yaylaları, şelaleleri, tarihi kemer köprüleri ve kaleleri, coşkun akan dereleri ile çok özel bir turizm beldesi...
Yazar: Yusuf HALICI
Kur’ân-ı Kerim, insanlığın hidâyeti ve kurtuluşu için indirilmiş son ilâhî kitaptır. İçerisinde insanlığı kurtuluşa eriştirecek mükemmel evrensel ilkeler mevcuttur. Getirdiği ilkeler sadece indiği dön...
Yazar: Yusuf HALICI
En eski çağlardan beri çeşitli kuş adları Türk düşüncesinde, dil, yaşayış ve kültüründe şu veya bu ölçüde ve önemde pek çok varlığa isim olmuş veya unvan olarak kullanılmıştır. Nitekim Türkler arasınd...
Yazar: Yusuf HALICI