Yerin Omuzlarında Dolaşın
Seyahat etmeyi çok seven biri olarak zaman zaman buradan, gittiğim yerlerle ilgili izlenimlerini paylaşmaya çalışıyorum. Seyahat ederken Mülk Suresi’nin 15. ayetini düşünürüm hep. Ayet mealen şöyledir: “Yeryüzünü size boyun eğdiren O’dur. Şu halde yerin omuzlarında (üzerinde) dolaşın ve Allah’ın rızkından yiyin. Dönüş ancak O’nadır.”
Her yönüyle düşününce seyahat etme imkânına sahip olmak elbette ki çok büyük bir nimettir. Yukarıdaki ayette de Yüce Rabb’imizin bahşettiği “Yeryüzünü size boyun eğdiren O’dur.” ayetinden hareketle Rabb’imizin bize sunduğu sonsuz nimetleri düşününce, insanın sürekli şükredesi geliyor.
Bu duygular içinde yazımı İsveç Göteborg’un karlarla kaplı bir bölgesinden yazıyorum. Göteborg, başkent Stockholm’den sonra, İsveç’in ikinci büyük şehri. Bazı kaynaklara göre 95.000, bazılarına göre de 100.000 göl bulunduran İsveç tam anlamıyla bir göller ülkesi ve Göteborg da bu göllerden çok sayıda nasibini almış. Şehrin her yerinde göl ve ormana rastlayabiliyorsunuz.
Bir de en eski zamanlardan beri şehrin doğasına ait olan büyük granit kayalar caddelerin yanında, sokakların bir köşesinde duruyor. Şehir kurulurken kesinlikle doğanın dokusuna zarar verilmemiş. Şehir merkezinden biraz uzakta bir ormanda geyikler rahatça dolaşıp insanların yakınına kadar geliyor. Doğanın bize gelecek nesillerden bir emanet olduğunu düşünürsek, burada o emanet bayağı iyi korunmuş. Bu korunmanın sonuçlarından biri olsa gerek, çeşmelerinden akan suyun tadına doyamıyor insan.
Mevsim uygunsa, rastladığınız göl ve denize girip yüzmeniz de mümkün. Diyelim tesettürlü birisiniz ve o şekilde uygun bir yerde deniz ya da göle girmek istediniz. Kesinlikle kimse size rahatsız edici bakışlarla dönüp bakmaz. Zaten genel olarak insanların etrafındakilere bakma gibi bir huyları yok.
Bu zamana kadar yurt dışında İsveç’in birkaç şehri ile Kopenhag ve Oslo’ya gitme imkânı buldum. Gezdiğim her yer bir diğerinden güzeldi. Diyebilirim ki; gezdiğim her yerde insanlar gerek trafikte gerek yaya olarak kimseyi rahatsız etmeyecek şekilde hareket ediyor. Yaya geçidinden geçerken, durup beklemenize gerek yok. Yol zaten sizin ve etrafınıza bakmadan geçebilirsiniz.
Gençler belli bir yaşa gelince ailelerinden ayrı yaşıyorlar. 18 yaşına gelene kadar devlet çocuklar için oluşturulan bir hesaba para yardımı yapıyor. Bu sebepten o yaşa geldiğinde çocuğun hesabında ciddi miktarda bir para birikmiş oluyor. Gençlerin liseyi bitirdiğinde hemen üniversiteye girme stresi yok. Buraya okumaya gelip sonrasında burada iş bulup kalan gençlerimizin sayısı azımsanmayacak kadar çok. İnsan böyle ülkelere gidince karşılaştığı güzel şeylerin doğal olarak kendi ülkesi ve milleti için de olmasını istiyor.
Burada yerimiz kısıtlı olduğu için şimdilik bu kadar diyelim. Bir dahaki yazımızda, inşaallah, şehir merkezi ve doğası ile ilgili gözlemlerimizi paylaşmaya çalışacağım.
Raziye SAĞLAM
Yazarİsraf; herhangi bir konuda aşırı gitmek, doğru ve gerçek olandan sapmak, meşru sınırların ötesine geçmek, imkânları ve sahip olunan değerleri, gerekli görülen yerler dışında veya gereğinden fazla harc...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL
Torun sevgisi bu dünyadaki en güzel sevgilerden biridir. Biri dört, diğeri iki yaşında olan Atlas Kerim ve Ada Melike’yle en güzel oyunları oynarken bunun daha çok farkında oluyorum. Çocukların büyüdü...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Sevgili çocuk dostlarım;Yakında okullar açılacağı için köyün bütün çocuklarında büyük bir heyecan var. Bir sabah Ömer;-Babaanne köydeki çocuklar yaz boyunca Kur’an Kursuna gittiler ya acaba kurs bitme...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Ecdadımız Osmanlı, alışveriş kültüründe helal kazancı ve helal vergi anlayışını benimseyerek adaleti tesis etmiştir. Satış yapanlar kazançlarının bir kısmını vergi olarak versin; fakat kazanamayan esn...
Yazar: Editör