Sultan Abdülaziz’in Bedbaht Zevcesi: Neşerek Kadın
Neşerek Kadınefendi, Sultan Abdülaziz’in zevcelerindendir. Asıl adı Nesrin/Nesteren olup, Osmanlı Sarayı’nda kendisine “Neş’erek” denmiştir. 1848 yılında Kuzey Kafkasya’nın Karadeniz sahilinde bulunan Soçi şehrinde dünyaya gelmiştir. Babası, kalabalık bir Çerkez boyu olan Ubıhların köklü sülalelerinden Zevş Kabilesi prenslerinden İsmail Bey Barakay’dır.
Babasının da içinde yer aldığı bir Çerkez heyeti, 1859 yılında İstanbul’a gönderilmiştir. Heyetin amacı, Kafkasya’daki Rus zulmünü Padişah Abdülmecid’e bildirmekti. Abdülmecid Han, ziyaret sonunda heyetteki Çerkez beylerine geniş araziler armağan etti ve Osmanlı topraklarına yerleşip diledikleri şekilde yaşayabilecekleri müjdesini verdi.
Bu arada, Nesrin’in babası İsmail Bey’e de, Silivri taraflarında toprak ihsan etti. İşte Nesrin’in ailesiyle birlikte Osmanlı Devleti’ne gelmesi ve ikamet etmeye başlaması bu münasebetle olmuştur. Babası İsmail Bey, bir süreliğine Büyükçekmece Kaymakamlığı yapmıştır. İsmail Bey’in Osmanlı yönetimiyle yakınlaşması, kızı Nesrin’in 1868 yılında Sultan Abdülaziz ile izdivaç etmesini netice vermiştir. Düğün, Dolmabahçe Sarayı’nda gerçekleşmiştir.
Neşerek Kadınefendi, 1872 yılında Mahmud Şevket Efendi'yi, 1873 yılında Esma Sultan’ı, 1874 yılında da Emine Sultan’ı dünyaya getirmiştir. Edâdil Kadın’ın vefat etmesiyle, dördüncü kadınlıktan üçüncü kadınlığa yükselmiştir.
Neşerek Kadın, kocası Abdülaziz Han’ın, 1876’da darbeyle hal’ edilmesi sürecinde ateşli hasta idi. Darbeciler tarafından eşi ve maiyetiyle beraber Dolmabahçe Sarayı’ndan kayığa bindirilip Feriye Sarayı’na götürüleceği sırada, bir şala bürünmüştü. Tam bu esnada, Sadaret Yaveri Sami Bey, koynunda mücevher taşıdığı gerekçesiyle, kocası ve kayıktakilerin gözlerinin önünde omuzlarını örten şalı zorla çekip almış ve bir hayli hırpalamıştı. Beklemediği çirkin bir saldırıyla karşılaşan Kadın Efendi, bu surette açık omuzlarıyla şiddetli yağmur altında, Boğaz üzerinden Feriye Sarayı’na geçmek zorunda kalmıştı.
Bu hadisenin ardından, son derece hassas bir bünyeye sahip olan Neşerek Kadınefendi, hem sinirden hem de yediği yağmurdan ötürü iyice hastalanmıştır. Üstüne bir de 4 Haziran günü zevci Sultan Abdülaziz’in acımasızca katledilmesi üzerine ağır bir şok geçirmiştir. Arka arkaya maruz kaldığı şoklara daha fazla tahammül edemeyerek 12 Haziran 1876 Pazartesi günü, 28 yaşındayken Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur.
Bu yüzden, Osmanlı’da hakarete uğrayan padişah zevcelerinden biri ve Sultan Abdülaziz Han’ın en bedbaht zevcesi olarak adını tarihe yazdırmıştır. Narin bedeni, Yeni Cami Türbesi’ne defnedilmiştir.
Neşerek Kadınefendi’nin cesaretiyle meşhur olan kardeşi Kolağası Çerkez Hasan Bey, hem ablasının hem de eniştesi Sultan Abdülaziz’in katledilmesinin intikamını almak için, 15 Haziran 1876’da Mithat Paşa’nın Beyazıt’taki konağında toplantı hâlindeki darbe kabinesine ani bir baskın yapmış ve Serasker Avni Paşa’yı tabancayla vurarak öldürmüştür. Bu kanlı olay tarihe, Çerkez Hasan Vakası olarak geçmiştir.
Neşerek Kadın’ın bilinen tek eseri, 1872 senesinde, nedimesi ve akrabası olan Prenses Müjdedil Loo’nun ailesi adına Yozgat’ın Osmaniye köyünde inşa ettirdiği camidir.
Bengisu HAYAT
YazarSultan Abdülmecid’in, Dördüncü İkbal Nalân-ı Dil Kadın’dan dünyaya gelen, en uzun yaşayan kızıdır. 7 Aralık 1851 tarihinde Çarşamba günü Çırağan Sarayı’nda doğmuştur. O da diğer kardeşleri gibi erken ...
Yazar: Bengisu HAYAT
Karaciğeriniz, vücudunuzdaki atık ve toksinleri filtrelemekle görevlidir. Yediğiniz ve içtiğiniz gıdalardaki tüm besinler karaciğerinizden geçer. Bu nedenle karaciğer sağlığınız için bol miktarda lif ...
Yazar: Nesibe AYDIN
Ne yapalım, nasibimizde yirmi birinci asırda yaşamak varmış. Masumların, mazlumların sırf haz ve çıkar uğruna harcandıkları asırda... Feryatları arşı delen çocukların çığlıklarının yüreğimizde yankıla...
Yazar: Esra GÖKTEPE
Sultan I. Ahmed’in ilk kızıdır. II. Osman’ın üvey kardeşi, IV. Murad ve I. İbrahim’in ablaları, IV. Mehmed’in de halasıdır. Doğum tarihi 1605 olarak gösteriliyorsa da doğruluğu şüphelidir. Annesinin K...
Yazar: Bengisu HAYAT