Turhal Şeyhi Mustafa Efendi’nin “Mürşidü’s-Sâlikîn” Adlı Eseri
Turhallı Şeyh Mustafa Efendi, XVIII. yüzyılda ilmî ve irfanî kişiliği ile etkili olmuş isimlerdendir. Babasının adı Mahmûd olan Mustafa Efendi’nin fakir bir ailenin çocuğu olduğu nakledilmiştir. Mustafa Efendi, tahsil hayatını Amasya ve İstanbul’da ikmâl etmiştir.[1] İstanbul’da bulunduğu süre içerisinde bir tarikata intisap arzusunda olduğunu belirten Mustafa Efendi, gönlünün meylettiği bir şeyhe intisap etmek istediğini, İstanbul’da böyle bir kimseye rast gelmediği için, bir mürşid-i kâmile intisap etmek gayesiyle Şam’a gittiğini söylemiştir.[2]
Şam’da Nakşbendiyye şeyhlerinden Ali el-Murâdî’ye (ö.1184/1770) intisap eden Mustafa Efendi, onun gözetiminde tevhîd ve salavât-ı şerîfe ile meşgul olmuş ve bu süreçte icazet almıştır.[3] Turhal Şeyhi, gördüğü bir rüya üzerine Kudüs’e gitmiş, Kudüs’te dokuz ay kalmış ve bu süreçte Üveysî olarak manevî gelişimini tamamlamıştır.[4] Kaynaklarda, Mustafa Efendi’nin vefat tarihi ile ilgili farklı bilgiler verilse de araştırmacılar 1790’da hayatta olduğunu, bu tarihten sonra vefat ettiğini belirtmişlerdir.[5] Mustafa Efendi, yapımına vesile olduğu “Kesikbaş Cami” haziresine defnedilmiştir.[6]
“Mürşidü’s-Sâlikîn”, “Mektup”, “Hadîs-i Erbaîn Şerhi” ve “Fî Beyânı Fazileti Kelimeti’t-Tevhîd ve’l-İsmi’l-Celâl” adlı eserleri bilinen Turhal Şeyhi’nin, “Osmanlı Müellifleri”nde “el-Bedrü’l-münîr fî şerh-i ehâdîsi’l-beşîri’n-nezîr” adlı bir çalışmasından daha bahsedilmiştir. Ancak bu esere ulaşılamamıştır.[7]
“Mürşidü’s-sâlikîn” Adlı Eseri ve Darende Nüshası
Mustafa Efendi’nin, “Reşahât-ı Lâhûtiyye” adlı Arapça kaleme aldığı eserini “Mürşidü’s-sâlikîn” olarak Türkçeye tercüme edilmiştir. Arapça ve tercümesi arasında bazı farklılar olsa da Mustafa Efendi, bu eseri, seyr ü sülûk sürecine dâir tecrübe ettiği bazı bilgi ve deneyimlerini maneviyat yolcuları ile paylaşmak için yazdığını açıkça belirtmiştir. Mustafa Efendi’nin bu eserinin tespit edilen nüshalarını şu şekilde gösterebiliriz:
“Çorum Hasan Paşa Kütüphanesi, Demirbaş Nu: 871/1-2, vr. 28b-39a; Millet Kütüphanesi, Ali Emiri Şer’iyye Bölümü, Demirbaş Nu: 1312; Beyazıt Devlet Kütüphanesi, Beyazıd Bölümü, Demirbaş Nu: 8005; İstanbul Belediye Kütüphanesi, Osman Ergin Yazma Bölümü, Demirbaş Nu: 3; 7; İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi, Türkçe Bölümü, Demirbaş Nu: 4; 6; Süleymaniye Kütüphanesi, Yahya Tevfik Bölümü’nde (Risâle fî Tarîkatı’n-Nakşıbendiyye ve Âdâbuhâ adıyla); Ankara Millî Kütüphane 06 Mil Yz A 1444/7 (Risâle-i Beyânı Tarîkatı’n-Nakşıbendiyye adıyla); Bursa İnebey Yazma Eser Kütüphanesi, Orhan Camii Koleksiyonu, 16 Or 701; Ankara Millî Kütüphane, Adnan Ötüken Halk Kütüphanesi, 06 Hk 3758/3, vr.26b-37a; Ankara Millî Kütüphane, 06 Mil Yz A 8633/7, vr.120b-132a; Ankara Millî Kütüphane, 06 Mil Yz A 661/1, vr.1b-6a; Ankara Millî Kütüphane, 06 Mil Yz A 9183/1, vr.1b-8a; Ankara Millî Kütüphane 06 Mil Yz A 6117/2, vr.351a-364a; Kütahya Vahid Paşa İl Halk Kütüphanesi, 43 Va 380; İstanbul Millet Kütüphanesi, Ali Emîrî, 34 Ae Şeriyye, 1312/1, 1-23 yaprak; İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Osman Ergin Türkçe Yazmaları, 357/1; Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi, 42 Kon 1464 ve Mısır Millî Kütüphanesi, Türkçe Yazmaları, Mecâmi Türkî Talat 148, vr.334-340.”[8]
Turhal Şeyhi Mustafa Efendi’nin “Mürşidü’s-sâlikîn”i üzerinde yapılan çalışmalarda Darende’de bulunan nüshadan bahsedilmemiştir. Darende’de bulunan yazma nüsha, kütüphaneye Korkmaz Hâfız Arşivi’nden intikal etmiştir. Birkaç eserin ve bazı şiirlerin içerisinde bulunduğu bir mecmuada bulunan eser, 15 varak civarındadır. “Mürşidü’s-sâlikîn”den önce sayfaları eksik, daha doğru bir ifadeyle baş kısmı eksik, bir dua kitabı bulunmaktadır. Bu dua kitabı 13 varak civarındadır. Dua kitabının ardından mecmuada yer alan “Mürşidü’s-sâlikîn”den sonra “Evvel Allah âdını başlayalım/İsm-i Hakla her işi işleyelim” şeklinde başlayan ve kime ait olduğunu tespit edemediğimiz manzûm bir eser yer almaktadır. 13 varak kadar devam eden ve eksik olduğu anlaşılan bu eserle mecmua tamamlanmaktadır. Bu mecmua içerisindeki hiçbir risalede varak numarası bulunamamaktadır.
Mustafa Efendi, ilk sayfada risaleye “Mürşidü’s-sâlikîn” adını verdiğini ifade etmiştir. Eserin içeriğinden de bahseden Mustafa Efendi, risalenin bir mukaddime, bir hâtime ve dört maksad bölümlerinden meydana geldiği bilgisini paylaşmıştır. Mukaddime kısmında seyr ü sülûka revan olmanın on bir şartı olduğunu belirtmiş ve bu şartları şu şekilde sıralamıştır:
“1- Hz. Peygamber ve sahâbe-i kirâm itikâdı üzere olmak.
2- Samimi ve kararlı tevbe etmek.
3- Ahlâk-ı zemîmeyi terk edip ahlâk-ı hamîde ile bezenmek.
4- Kendi nefsini Allah rızası için vakfetmek.
5- Farz namazları cemaatle kılmak ve namaza önem vermek.
6- Daima abdestli olmak.
7- İkindi namazı sünnetini, evvâbîni terk etmemek, yatsı ve öğle namazlarının iki rekât olan sünnetlerini dört kılmak, teheccüd, işrâk ve duhâ namazlarını terk etmemek.
8- Her hâle şükretmek.
9- Pazartesi, Perşembe, Recep, Şaban ve Zilhicce aylarının on günü ve önceki günlerini ve Aşure günlerini oruçlu geçirmek.
10- Halvet ve az konuşmak.
11- Şeyhten izin aldıktan sonra bir hafta istiğfar ve salavât-ı şerifeye devam etmek. Sonrasında her gün 100 istiğfar, 100 salavât-ı şerîfe, 11 ihlas okuyup sevabını Hz. Peygamber (s.a.v.)’e bağışlamak.”
Mustafa Efendi, “Birinci maksad” başlığı altında “Zikir” konusunu işlemiştir. Zikirler ilgili detaylı bilgiler sunan Turhal Şeyhi, risale boyunca naklettiği âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerin üstlerine kırmızı renkle işaret koyarak onları belirli hâle getirmiştir. “İkinci Maksad” başlığında Mustafa Efendi “Zikrin hâsıl olmasına birkaç nesne sebep olacak şeyler”i zikretmiştir.
Bu kısa bölümün ardından müellif, “Üçüncü Maksad” kısmında “Nefisle rûh ahvâli”ni konu edinmiştir. “Dördüncü Maksad”da Turhal Şeyhi, “Mücâhede vaktinde olan tecelliyât” konusunu irdelemiştir. Mustafa Efendi, bu kısımda kendi tecrübelerini de paylaşmıştır. Risalenin sonunda şu dua yer almaktadır: “Ey Allah’ım! Bizi Sana ibadetin lezzeti ile rızıklandır. Nebî ve Rasûllerin sonuncusu hürmetine bizi sâlihlerden eyle. Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allahu Teâlâ’yadır. Allah’ım! İnsanların ve cinlerin Peygamberi (s.a.v.) hürmetine dünya ve ahiret muradımı kolay eyle. Âmin. Ey Latîf olan Allah’ım! Beni gizli lütuflarına ulaştır. Ben muhtaç ve zelil, Sen Ğani ve Azîz’sin.”
Turhal Şeyhi Mustafa Efendi’nin “Mürşidü’s-sâlikîn” adlı risalesinin müstensihi ve tarihi bilinmeyen Darende nüshası ile günümüze ulaşabilen diğer nüshaları karşılaştırılarak nüshalar arasında risalede kullanılan kelime(ler) ve içerikle ilgili söz konusu olabilecek farklılıklar tespit edilmelidir. Mustafa Efendi’nin tasavvufî düşüncelerini, fikirlerinin dayanaklarını ve tecrübelerini içeren bu önemli eserinin çok farklı noktalarda bu kadar yaygın bir şekilde bulunmasının esere gösterilen ilginin bir neticesi olduğu kanaatindeyiz. Darende nüshasının da bu tespitimizi desteklediğini düşünüyoruz.
Kaynaklar:
[1] Bursalı Mehmed Tâhir, Osmanlı Müellifleri, Derleyici: Mustafa Tatcı, Bizim Büro Yayınları, Ankara 2003, c.I, s.108.
[2] Turhallı Mustafa Efendi, .Mürşidü’s-sâlikîn, Çorum Hasan Paşa Kütüphanesi, Demirbaş Nu: 871/1, vr.6b, 17b-18a.
[3] Halil İbrahim Şimşek, Osmanlı’da Müceddidilik XII-XVIII. Yüzyıl, Sûf Yayınları, İstanbul 2004, s.155; Kadir Özköse, “Osmanlı Padişahı I. Abdülhamid ve Tasavvuf Erbâbı”, Somuncu Baba, Yıl: XXVI, Sayı: 233, (Mart 2020), s.38.
[4] Ali İzzet Efendi, Tezkire-i Makâmât, Şirket-i Sahafıye-i Osmaniye, İstanbul 1316, s.16-17, 21-22; Bursalı, Osmanlı Müellifleri, c.I, s.108; Ahmet Cahit Haksever, “Bir Dinî Tecrübe Çeşidi Olarak Üveysîliğin Epistemik Değeri: Turhal Şeyhi Mustafa Efendi Örneği”, Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Tokat Tarihi ve Kültürü Sempozyumu Bildirileri, Editör: Ali Açıkel, Tokat 2015, c.III; s.37-46.
[5] Ahmed Câhid Haksever, “Turhallı Mustafa Efendi ve Bazı Tasavvufî Kavramlara Yaklaşımı”, Tasavvuf: İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, Yıl: V, Sayı: XIII, Ankara 2004, s.365; Sare Yıldız, Turhallı Mustafa Efendi’nin Hayatı, Eserleri ve Tasavvuf Anlayışı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara 2006, s.29; Necdet Şengün, “XVIII. Yüzyılda Tokat’ta Bir Nakşî: Turhallı Şeyh Mustafa Efendi ve Mürşidü’s-Sâlikîn’i”, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tokat Tarihi ve Kültürü Sempozyumu Bildirileri, Tokat 2015, c.III, s.263.
[6] Ramazan Muslu, Osmanlı Toplumunda Tasavvuf [18. Yüzyıl], İnsan Yayınları, İstanbul 2003, s.239; Hür Mahmut Yücer, Osmanlı Toplumunda Tasavvuf: XIX. Yüzyıl, İnsan Yayınları, İstanbul 2004, s.302-304.
[7] Bursalı, Osmanlı Müellifleri, c.I, s.108.
[8] Haksever, “Turhallı Mustafa Efendi ve Bazı Tasavvufî Kavramlara Yaklaşımı”, Tasavvuf: İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, Yıl: V, Sayı: XIII, s.366-367; Şengün, “XVIII. Yüzyılda Tokat’ta Bir Nakşî: Turhallı Şeyh Mustafa Efendi ve Mürşidü’s-Sâlikîn’i”, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tokat Tarihi ve Kültürü Sempozyumu Bildiriler, c.III, s.265.
Fatih ÇINAR
Yazarİhramcızâde İsmail Hakkı Toprak Efendi, Sivas ve çevresinde maddî ve mânevî sahadaki hizmetleriyle gönüller fethetmiş bir Hakk dostudur. İsmail Efendi, tevazu ve mahviyyeti, halka hizmeti Hakk’a hizme...
Yazar: Fatih ÇINAR
16.yüzyıl İspanyol edebiyatının en şöhretli ismi kuşkusuz, Don Kişot’un (Don Quijote) yazarı olan Cervantes’tir (1547-1616). Esas adı, Miguel de Cervantes de Saavedra’dır. Burada, Cervantes’in hayat h...
Yazar: İsmail ÇOLAK
İslâm’ın Mekke dönemi…İslâm’ın gizli davet merhalesi, Peygamberimiz’e Hira Mağarası’nda ilk vahyin gelişiyle birlikte başlamış, peygamberlikten üç yıl sonra, “En yakın akrabalarını uyar.”[1] ve “Emrol...
Yazar: Ramazan ALTINTAŞ
İnsan gözden ibârettir. Göz ise Hakk’ı görebilmektir. İnsanın görme yetisi sadece baş gözünden ibâret değildir. İçe bakış, iç dünyamızı seyir ve insanın kendi gerçekliğini görmesi basîret sahibi olmay...
Yazar: Kadir ÖZKÖSE