Sonbahar: Kimine Hazan, Kimine Bereket Mevsimi
Sonbahar; kimine yılın son baharı, kimine ömrün. Sonbahar, kimi için hazan mevsimi, kimi için bereket. Sonbahar, kışa girmeden son bir umut, son bir gayrettir. Geçen ayları verimli geçirenler için bereket, boş geçirenler için pişmanlık mevsimidir. Sonbahar, aklını kullanıp düşünenler için bir ibret mevsimidir. Çünkü sadece yıllar değil, yeryüzündeki bütün varlıklar fanidir, sonludur, dünya hayatında her şeyin bir sonu vardır. Kur’an’da Rahman Suresi 27. ayette “(Yer) üzerinde bulunan her şey yok olacaktır. Ancak, azamet ve ikram sahibi Rabbinin zatı bâki kalacaktır.” buyurulmaktadır.
Tarımla uğraşanlar, sonbaharda, beş, altı ay süren yoğun çalışmanın ve emeğin karşılığını alırlar. Geçen göz mevsiminde ve bahar mevsiminde toprağa ekilen bitkilerin yazın hasadı yapılır, sonbaharda bağ bozumu ve meyvelerin de derlenmesiyle ambarlar ve kilerler, verilen emeğin ve ilâhî lütfun bir karşılığı olarak doldurulur. Bütün hazırlıklar, yeni hasat mevsimine kadar, kimseye muhtaç olmadan geçimi sağlamaktır. Tarımda yılın tamamını rahat geçirmek için, yılın yarısında yoğun çalışmak gerekmektedir. Tarımda ve kırsalda her yıl tekrarlanan bu döngü, aklını kullananlar ve Rabb’ini düşünenler için, ahirete hazırlık yönünde bir mesaj da içermektedir. Zira nasıl ki Ağustos böceği gibi, yazı eğlenerek geçirenlerin kış mevsiminde geçimi zorlaşıyorsa, ömrünü amelsiz geçirenlerin ahireti de oldukça çetin olacaktır. Zira Peygamberimiz (s.a.v.) de “Dünya, ahiretin tarlasıdır.” buyurmuştur. Herkes, bu dünyada manen ne ekerse ahirette de onu biçecektir.
Sonbahar, aynı zamanda ülkemizde ve birçok ülkede eğitim ve öğretim yılının başıdır. Kimi yeni bir okula başlar, kimi de bir üst sınıfı okur. Öğrencilik hayatı da, öğrenim yaşındaki gençlerin geleceğe hazırlığıdır. Öğrenim yaşında, öğrenci olmanın gereklerini yapan, öğretmenlerini dikkatle dinleyerek kendisini geliştiren, büyüklerinin sözünü dinleyerek disiplinli çalışan gençler de, öğrenim hayatını tamamlanıp iş hayatına atılmak istediklerinde girdikleri sınavda başarılı olmakta, üniversite dâhil ortalama 17 yıllık bir öğrenimden sonra emeğinin karşılığını alabilmektedir. İyi bir usta, esnaf ve sanatkâr olabilmek için de genç yaşlarda çalışkan bir çırak olmak gerekmektedir.
Sabit gelirli ve maaşlı çalışanlar açısından yaz mevsimi tatil ve dinlenme, sonbahar ise çocukların eğitimi açısından yeni bir dönem olmaktadır. Sabit gelirli olanlar, ruhen sonbahar atmosferine emekli olduklarında girmektedirler. Hayata bir bütün olarak baktığımızda, ömrün hep daha iyi günlere, dönemlere ve sonuçlara hazırlık yaparak geçtiği görüşmektedir. “Ne ekersen, onu biçersin.” atasözü insanların emeğinin karşılığını bulacağını ifade etmektedir. Yine bir atasözünde “Hazıra dağ dayanmaz.” denilir. Akıllı olan hiç kimse, “Bu kazandığım bana yeter, daha fazlası lazım değil.” demez, diyemez. Zira insanlar yaşı genç ve sağlığı yerinde iken verimli çalışabilmekte, ömrün sonbaharı olan yaşlılıkta takatin azalması ve sağlık sorunları sebebiyle yeterince çalışamamaktadır. Yaşlılık döneminde de gençliğinde verimli çalışanlar, kimseye muhtaç olmadan yaşayabilmekte ve çocukları ve torunlarına kendilerini geliştirebilecekleri imkânlar sağlamaktadırlar.
Kur’an-ı Kerim’de Yüce Rabb’imiz Necm Suresi’nin 39 ve 40. ayet-i kerimelerinde , “İnsan için ancak çalıştığı vardır ve şüphesiz yakında çalıştığı da (karşılığı) görülecektir.” buyurmaktadır. Görülecek olan karşılık çok geniş kapsamlıdır. Her insan, iyilik yaptıysa iyilik, kötülük yaptıysa kötülük olarak yaptığının karşılığını kısmen bu dünyada fakat tamamını ahirette mutlaka görecektir. Yine Kur’ân’da “Sonra o gün, nimetlerden mutlaka hesaba çekileceksiniz.” buyrulmaktadır. İnsan, sadece yaptığı kötü işlerin değil, yapması gerektiği hâlde yapmadığı iyi şeylerin de hesabını verecektir.
Dünyanın işlerini bitiren yoktur. İşleri bitirmek için hırsla çalışanlar sadece kendilerini yıpratırlar. Dünyanın işi ancak ölünce biter. İş bitmiyor diye boş vermek de yersizdir. Akıllı bir çiftçi, bahardan beri çok çalıştım artık biraz da dinleneyim demez. Ekim ayında da gelecek yıl hasadını yapacağı buğdayı eker. Yazın hasadını yaptığı tahılın bir kısmını tohum olarak ayırır ve onu “Gayret bizden, bereket Allah’tan…” diyerek tekrar toprağa gömer ve üstünü örter. Buna göre sonbahar aslında bir son değil, yeni bir umuttur.
Öğrenim çağını hay-huyla geçirenler için orta yaş dönemi, ömrün enerjik yılları olan orta yaş dönemini ham hayallerle geçirenler için yaşlılık dönemi, yani ömrün sonbaharı, kelimenin tam anlamıyla hazan mevsimine dönüşür. Eksilenin yeri dolmaz, gedenler geri gelmez, birçok şeye gücü yetmez, pişmanlıklar fayda vermez.
Aslında sonbahar, bir yandan elde edilen berekete şükretme bir yandan da düşünme, geçmişin muhasebesini yaparak geleceğe hazırlanma mevsimi olmaktadır.
Emine Büşra YÜKSEL
Yazarİslâm dini, insanların hem aklına hem de gönlüne hitap eder. Davette, gönül dilini kullanır. İslâm’ın mesajı gönüllere hitap eder, zira imanın mahalli kalptir. İnsanlar, dinini dili ile ikrar ederler,...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL
Bu yazıyı, Filistin ve Gazze’de yaşanan vahşetin sona erdiğini görmek umuduyla ve kurduğum hayalin dua yerine geçmesi dileğiyle yazıyorum. 2028 yılının sonbahar aylarıydı. Ailece Kudüs-Gazze bağl...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL
İnsanlar dünyaya ümmî olarak gelirler. Yani insanlar annelerinden doğduğunda bedenleri çıplak, beyinleri ve kalpleri saf, yalın, arı ve duru bir haldedir. İnsan, fıtratında yer alan hem iyiye hem de k...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL
Canlı anlamına gelen hayvan, üç canlı türünden (insan, hayvan, bitkiler) biridir. Hayvanların, Dünya üzerinde bölgeye ve iklime göre on binlerce türü mevcuttur. Her işi bir hikmete binaen olan Allah’ı...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL