DİN GELİŞİMİNDE AİLENİN ROLÜ
Din gelişimi, fiziksel, zihinsel,
psikolojik, sosyal ve ahlakî gelişim alanlarında olduğu gibi, çocuğun bir
gelişim alanıdır. Çocukluk dönemi, özellikle de ilk çocukluk dönemi, insanın
eğitim ve öğretim için en önemli yaşlarıdır. Tüm gelişim özelliklerinde olduğu
gibi, dinî gelişim açısından da atlanılmaması, doğru bilgi ve yöntemlerle
yönetilmesi gereken kritik bir dönemdir. Aile ise bu yaşlarda, başvurulan ilk
kaynak olması nedeniyle bu sürecin sorumluluğunu üstlenmesinin yanında, bireyin
kişilik ve karakter oluşumunda da en etkin olan sosyal kurumdur. Bu nedenle,
çocukların erken dönem dinî gelişim özelliklerinin bilinmesi, buna göre bir
eğitim öğretim verilmesi hem bir hak hem bir sorumluluktur.
Peki, aile bu konuda ne yapacak?
Aile önce bu dönemin gelişim özelliklerini bilecek, sonra ise bu gelişim
özelliklerine uygun her türlü eğitimi dolayısıyla dinî eğitimi verecektir.
Demek ki önce çocuğun gelişim
özelliklerini bilmemiz gerekmektedir. Gelişim özelliklerini bilmeden verilecek
eğitim dolayısıyla dinî eğitim olumsuz sonuçların ortaya çıkmasına sebep
olabilir. Yetişkinlik döneminin temellerini oluşturan çocukluk, bireyin kişilik
özelliklerinin ve karakterinin şekillenmesinde oldukça öneme sahip olan kişilik
gelişiminin büyük bir kısmının 6 yaşına kadar gerçekleştiği bir dönemdir.
Bu yaşlarda çocuğun bilişsel,
duyuşsal ve psikomotor davranışlarının ilk tecrübeleri çevresi ile kurduğu
etkileşim sonucunda oluşmakta; gördüğü her hal, hareket, tavır ve davranış onda
derin izler bırakmaktadır. Dolayısıyla bu yaşlarda, çocukların gelişim
özelliklerini bilmek, onlara doğru örnek olmak ve süreci bilinçli bir şekilde
yönetmek gerekmektedir. Çünkü farkında olmadan yapılacak herhangi bir yanlış
uygulama veya yaklaşım, çocukta ileride dönüşü olmayan sorunlara yol
açabilecektir.
Okul öncesi yaş döneminde çocuğun
gelişiminde etkili olan ilk ve en önemli okul ailesi, ilk öğretmenleri ise anne
ve babasıdır. Bu nedenle ailelerin çocuğun yeme, içme, barınma gibi maddi
ihtiyaçlarının yanı sıra, sevgi, güven, huzur gibi manevî ihtiyaçlarının
karşılandığı, temel değerlerin aktarılmasında da çocuk açısından ilk, doğru
verildiği takdirde de kişilik gelişimi için en iyi eğitim ve öğretimin yapıldığı
yer olmalıdır. Çünkü sevgi ve güven duygusunu yaşayarak büyüyen bir çocuk; aile
ortamından edindiği doğru tecrübelerle ideallerini, değerlerini ve hedeflerini
temellendirebilecektir. Bu nedenle çocuklarının bu dönemde neyi yapabildiği, ne
hissettiği, duygularının nasıl geliştiği ve nasıl bir psikoloji içerisinde
oldukları konularında ailelerin bilinçli olması, çocuklarının sağlıklı bir
gelişim süreci yaşamasına katkı sağlayacaktır.
Gelişim, bireyin her yönüyle
değişmesidir. Gelişim, doğum öncesinden başlayarak hayatın sonuna kadar devam
eden bir süreçtir. İnsan bu süreçte fiziksel, zihinsel, psikolojik ve sosyal
açıdan gelişim gösterdiği gibi dinî ve ahlaki açıdan da gelişim gösterir.
Dolayısıyla, dinî ve ahlaki gelişim, diğer özelliklerinden bağımsız gelişen bir
boyut değildir.
Çocukta sağlam bir kişiliğin
gelişmesi için, çocuğun tüm gelişim özelliklerinin göz önüne alındığı bir
eğitim ve öğretim süreci düzenlenmelidir.
İnsan kişiliğinin büyük bir oranı
çocukluğun ilk yıllarında oluştuğuna göre bu yaşlarda verilecek dinî ve ahlaki
eğitimin önemini kavramamız gerekir.
Çocuklardaki tüm gelişim alanları
(fiziksel, zihinsel, sosyal, psikolojik, ahlakî, dinî) birbiriyle ilgili ve
bütünlük içerisindedir. Birindeki eksiklik diğerlerini de olumsuz
etkileyecektir. Bu nedenle, çocuğun eğitiminde birinci derecede rol oynayan
ailelerinin, çocuklarının dinî gelişim süreçleri hakkında bilinçli olmaları ve
buna uygun dinî eğitim vermeleri gerekmektedir.
Dinî gelişimin temelleri, çocuğun
diğer gelişim alanlarında olduğu gibi, sıfır yaşta başlar. Yeni doğan
bebeklerde işitme duyusu iyi gelişmiştir. Etrafındaki seslerin onu mutlu,
huzurlu yaptığını veya rahatsız ettiğini vücut hareketleriyle gösterir. Bu
noktada anneye çok iş düşer. Bu sebeple anne bebeğini uyuturken söylediği
ninnilere dikkat etmelidir. İçerisinde dinî ifadelerin geçtiği ninnileri tercih
etmesi, çocuğunun dinî gelişimi için etkili olacaktır. Bebeğin “Hû hû, la ilahe
illallah, bismillah, Allah, maşallah” gibi sözleri duyarak uyuması hem
uykusunda rahat etmesini hem de ileride bu ifadelere karşı farkındalık bilinci
oluşturmasına vesile olacaktır.
Çocukları için hayır dualarını
yapmak anne ve babaların görevidir. Anne ve babalar, çocuklarının kendilerinin
her hareketini kaydedip dikkatle izleyen ve anında taklit edebilen harika bir
zekâya sahip olduklarını unutmamalıdırlar. Bunun için onların görsel ve işitsel
zekâlarına hitap eden dinî ortamlar oluşturulmalıdır. Örneğin “maşaallah,
inşaallah, Allah bağışlasın, Allah’a emanet ol…” gibi ifadelerin kullanıldığı
bir ortam, bu süreci olumlu şekilde desteklediği gibi, çocuklarda Allah
kavramının oluşmasına da katkı sağlayacaktır.
Yazımızın genelini ele
aldığımızda ailenin bazı temel görevleri şunlardır:
• Çocuğun beslenme ve diğer
ihtiyaçlarını gidermek
• Çocuğun psikolojik, sevgi ve
duygusal ihtiyaçlarını gidermek
• Çocuğunu geleceğe hazırlamak
• Çocuğunu iyi tanımak
• Çocuğuna dinî ve ahlaki eğitim
vermek
Biz burada dinî eğitim üzerinde
durmaktayız. Aslında çocuklara verilen tüm eğitimler iç içe geçmiştir. Ancak verilecek
olan eğitimler için çocuğun o eğitimi alacak gelişmişlik düzeyine erişmiş
olması gerekir. Bu nedenle anne babalar, öncelikle çocuğun gelişim dönemlerini
ve bu dönemlerin gelişim görevlerini bilmek zorundadır.
Eşref BOLUKÇU
YazarBu yazımda beni biraz karamsar bulabilirsiniz. Okuyucularımın da bildiği gibi, ben aile ve çocuk eğitimi konularını içeren yazıları ağırlıklı olarak yazıyorum. Bu yazımda da yine aileye yönelik bazı ş...
Yazar: Eşref BOLUKÇU
Tımarhane penceresinden her gün dikkatle dışarıya bakan bir deli, bir şey görüp fazlasıyla heyecanlanırmış. Fakat bu heyecanın sebebini kimse anlamaz, yine krizi tuttu sanırlarmış. Bir gün delinin od...
Yazar: Sema KORKMAZ
Bir önceki yazımda, din gelişiminin bebeklikten itibaren başladığını ifade etmiştim.Anne ve babalar ile eğitimciler, çocuğun din gelişimini yaşa uygun olarak bilmek zorundadır. Bunun yanında, verilece...
Yazar: Eşref BOLUKÇU
Özür dilemek; insanî, ahlâkî, olmazsa olmaz bir değer... Samimiyet, hatayı kabul etme, telafi etme çabası, af dileme, pişmanlık ifade eden insanî bir değer.Hatasız insan var mı? Daha doğrusu insan ili...
Yazar: Eşref BOLUKÇU