KİTAP OKUMA ALIŞKANLIĞI
Yazının kullanılmadığı çağlarda
insanlar hafızasını kitap gibi kullanıyor, öğrendiklerini, tecrübelerini,
gözlem, tespit ve yorumlarını aklında tutuyor, düşüncesini sözlü ifade ile
muhatabına aktarıyordu. İnsanın ölümlü ve unutkan oluşu, zihinlerde muhafaza
edilen hayatî bilgilerin zayî olmasına yol açıyordu. İnsanlık önce resim,
sembol ve şekilleri taşlara kazıyarak, bilahare yazıyı icat ederek sözlü
iletişimden yazılı iletişime geçiş yaptı. Yazılardan kitaplar oluştu. Sözlü
nakil yapan toplumun “kitaplı toplum”a geçişi, medeniyet tarihinin en önemli
aşamalarından biri olmuştur. Kitaplı toplumun oluşumunda Hz. Âdem (a.s.)’dan
itibaren Hz. Muhammed (s.a.v.)’e kadar Allah tarafından (bizim bildiğimiz) 100
sayfa ve dört büyük kitabın gönderilmiş olması da çok önemli bir ilham kaynağı
olmuştur.
Matbaanın icadına kadar, kitap
telif etmek için bilgi ve donanım, el ile yazarak çoğaltmak için de bir hayli
emek gerekiyordu. Kitaba ulaşmak, elde etmek ve okumak da oldukça maliyetli
idi. Bir kütüphaneye sahip olmak büyük maddi imkân ve imtiyaz gerektiriyordu.
Kitaplar, seçkin kimselerin okuyup yorumladığı bir değer idi.
Dünya çapında okulların,
dolayısıyla bilginin yaygınlaşmasıyla kitap telifinde, matbaanın icadı ile de
kitapların baskısı ve çoğaltılmasında ciddi artışlar oldu, kitapların baskı
maliyeti ucuzladı ve kitaba ulaşmak daha kolay hale geldi. 19. ve 20. yy’ın
eğitimli insanları kitap, gazete, dergi gibi matbu yayınları okuyor,
aydınlanıyor ve hayatına yön veriyordu. 21. yy’da internetin önce
bilgisayarlara daha sonra telefonlara girmesi, birçok kitabi bilginin
internette yer alması ve bu bilgilere ulaşmanın daha ucuz olması sebebiyle
maalesef kitap elde etme ve kitap okuma alışkanlığında önemli bir gerileme
başladı.
Dinimizde el-Kitap denilince
Kur’an-ı Kerim anlaşılır, zira Kur’an, Allah’ın kelamıdır, bütün kitapların
kaynağı ve referansı konumundadır. Zaten diğer kitaplar da tek bir kitabın,
yani Kur’an’ın anlaşılması için okunur, okunmalıdır. Kur’an da, kâinat kitabını
hikmet penceresinden tefekkürle okutarak bizi marifetullaha (Allah’ı yakından
tanımaya) sevk eder. Aklımızın aydınlanması, kalbimizin manevi kirlerden
arınarak nurlanması ve hayatımızın anlam kazanması için başta Kur’an-ı Kerim
olmak üzere yararlı olan her kitabı ömür boyu okumaya devam etmek zorundayız.
İnternetten an itibarı ile merak
ettiğimiz veya ihtiyaç duyduğumuz bilgilere kısaca ulaşabiliriz, yine bu
bilgilere ulaşma kolaylığının avantajı ile büyük ansiklopedilere ve eskisi
kadar zengin kütüphanelere ihtiyaç duymayabiliriz. Bilgiye ulaşma konusunda
sahip olduğumuz bütün bu kolaylıklardan hareketle artık kitaba ihtiyacımız
kalmadığını düşünmek büyük bir yanılgıdır. İnternet sayfaları hiçbir şekilde
kitabın yerine geçemez. Zira internet sayfalarında yer alan gizli ve açık
reklamlar, sosyal medya hesaplarından gelen mesaj sinyalleri, elektronik
cihazdaki sayfaların ve yazıların parlak ve küçük oluşu sebebiyle gözün çabuk
yorulması vb. sebepler, kitap okurken sağlanan bilgiye odaklanma, düşünüp
yorumlama hususiyetlerini ortadan kaldırmakta ve kitap okurken elde edilen iç
huzurunu hiçbir şekilde vermemektedir.
Kitap okuma alışkanlığı çocuklara
ilkokuldan itibaren çeşitli teşviklerle kazandırılmalıdır. Orta ve lise
öğrenimi dönemlerinde her öğrencinin öncelikle her alandan birkaç kitabı,
uzmanlaşmayı düşündüğü alandan da her kitabı okumaya çalışması teşvik
edilmelidir.
Kitap okuma alışkanlığı kazanarak
kendisini geliştiren gençler, özellikle sözel muhtevalı sınavlarda, kitap
okumayanlara nispeten büyük başarılar kazanmakta, girdikleri mülakatlarda da
kendilerini güzel ifade ederek başarılı olmaktadırlar. Kitap okuma
alışkanlığına sahip olanlar, iş hayatında da tertipli ve düzenli çalışma,
analitik düşünme, olayların kritiğini yapma, yorumlama, öneri sunma, alternatif
geliştirme, sentez yapma gibi birçok beceriyi kullanarak başarılarını artırarak
devam ettirmektedir. Kitap okuma alışkanlığı zihni parlak tutmakta, yaşlılık
sebebiyle ortaya çıkan bunamaların da önüne geçmektedir.
Kitap okuma alışkanlığı fikrî
olgunluğu ve özgüveni de sağlamaktadır. Bu da aile içi iletişimde, beşerî
ilişkilerde seviyeli bir diyaloğun kurulmasına, sorunların çatışmaya varmadan
suhuletle çözülmesine katkı sağlamaktadır. Kitapla olgunlaşan insan, en aykırı
fikirleri de dinlemekte, makul eleştirilerle muhatabını ikna etmeye
çalışmaktadır. Kitap okuma alışkanlığına sahip olanlar, boş konuşmamakta,
faydalı olan bilgiye, faydalı olan işlere odaklanmakta, sözün doğrusunu, işin
güzelini yapmaya çalışmaktadırlar.
Kitapla aydınlanma ömür boyu
devam etmelidir. Üniversiteyi bitirip iş hayatına atılanların çoğu, artık kitap
okumaya ihtiyaçlarının kalmadığını düşünmekte ve kitap okumayı bırakmakta,
kitap okumayı bıraktıkları andan itibaren de gerilemeye başlamaktadırlar.
İlimde ve sanatta oldum demek, bitip tükenmeye eş değer sonuçlara yol
açmaktadır.
İnsanlar az okuyup çok
konuşmaktadır ve bu durum insanlığın temel sorunudur. Çok okuyup yerli yerince
konuşan bir toplum olabilsek, şu an karşı karşıya olduğumuz birçok hukuki,
ahlaki, bireysel ve sosyal sorunlar olmayacak ve daha erdemli bir toplum olma
yolunda mesafe kat edeceğiz.
Emine Büşra YÜKSEL
YazarKitabın adı: Fetva Yokuşu Yazar: Durali Yılmaz Yayınevi: Mihrabad Yayın yeri ve yılı: İstanbul/2019 Sayfa sayısı: 219 Yaş aralığı: 14 İşlenen konular: Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması,...
Yazar: Muammer YILMAZ
İnsanlar dünyaya ümmî olarak gelirler. Yani insanlar annelerinden doğduğunda bedenleri çıplak, beyinleri ve kalpleri saf, yalın, arı ve duru bir haldedir. İnsan, fıtratında yer alan hem iyiye hem de k...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL
Ramazan ayı bereketiyle gelmekte ve bizlere de birçok manevî değer kazandırmaktadır. Bu ayda Allah’ın rızası için yapılan bütün hayırlı işlerin sevabı, diğer aylarda yapılandan daha fazla olduğundan M...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL
Allah insanı en güzel şekilde yaratmıştır. İnsan, Allah’ın en güzel eseri olması bakımından değerlidir. Allah’ın sıfatlarından olan “el-Kerim”, değerli ve cömert anlamlarına gelmektedir. Kur’an’da “ke...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL