ANNE KARNINDAKİ ÇOCUĞUN BİLİNÇALTI İÇİN KİTAP
Eğitimci Francis Wayland Parker
bir konferans veriyordu. Konferanstan sonra bir kadın yanına yaklaşıp sordu.
Çocuğumu ne zaman terbiye etmeye
başlayayım?
Paker de soruya soruyla cevap verdi:
Çocuğunuz ne zaman doğacak?
Kadın şaşırdı:
Doğmak mı dediniz? Beş yaşında
oldu bile…
Eğitimcinin şaşkınlığı kadının
şaşkınlığından büyük oldu:
Ne duruyorsunuz? Burada bir
dakika bile durmayın! Eve koşun! Tam beş yıl kaybetmişsiniz!
Sigmund Freud, Erik Erikson ve
Francis Wayland Parker gibi Batılı eğitimciler, çocuk eğitiminin doğumla
başladığı görüşündedirler. Sigmund Freud, insan gelişimini beş döneme ayırır ve
0-2 yaşları arasına “Oral Dönem” derken; Erik Erikson ise insan gelişimini
sekiz döneme ayırarak, 0-1,5 yaşları arasına “Temel Güven ya da Güvensizlik
Dönemi” der.
Batılı yazarların aksine dinimiz,
çocuk eğitiminin temelini evlilik öncesine kadar dayandırmaktadır. Gelinlik kız
ya da damat aranırken de “helal süt emmiş” biri olmasına dikkat edilmesinin
temelinde de hayırlı evlat yetiştirmek yatmaktadır.
Çocuğun kişiliğinde anne babanın
evlilik öncesi ahlakı etkili olduğu gibi, bebeğin anne karnındaki süreci de
etkili olmaktadır. Çünkü annenin yiyip içtikleri kadar hâl ve hareketleri de
çocuğun kişiliğini doğrudan etkilemektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Yiyip içtikleriniz helal, temiz olsun!
Çocuklarınız, bunlardan hâsıl olur.” buyurmuşlardır.
Ana rahminde kendisine ruh
verilen çocuk, annenin hamilelik sürecindeki davranışlarından etkilenmektedir.
Araştırmalar, kendisine ruh verilen ceninin dış dünyadan gelen uyarıcıları
algıladığını ve sinirler yoluyla da annenin davranışlardan etkilendiğini
göstermektedir. Hamile iken namaz kılan, Kur’an okuyan ve zikir yapan, dua
eden, kitap okuyan anne adayı, çocuğun ileride namaz kılan, Kur’an ve kitap
okuyan biri olmalarını sağlayacaklardır. Özellikle de anne karnındaki çocuğa,
okumalar sesli olarak yapıldığı zaman çocukların bilinçaltlarını olumlu
etkileyecektir.
Anne karnında 7-8 aylık bir
çocuğu ultrasonda gözlemleyen araştırmacılar, çocuğun anne karnında mutlu bir
şekilde hareket ettiğini görürler. Sonra anne ve babadan tartışmaları istenir.
Anne-babaların kavgaları yapmacık da olsa çocuk birden hareket etmeyi bırakıp
büzüşmeye başlar. Yine çocuğun anne karnındaki eğitim sürecini araştırmak
isteyen araştırmacılar, bir grup hamileyi dokuz ay boyunca gözleme tabi
tutarlar. Doğumdan sonra da çocukları belirli bir yaşa kadar gözlemleyen
araştırmacılar, çocukların davranışlarının annelerin hamilelik dönemindeki
davranışlarıyla da örtüştüğünü görürler.
Araştırmalarda, hamilelik
döneminde sinirli olan annelerin çocuklarının sinirli, sakin olanların da sakin
oldukları görülmüştür. Ayrıca hamilelik döneminde dinlenen müziğin bile çocuğun
bilinçaltını etkilediği gözlemlenmiştir. Bunun yanında, hamilelik döneminde
dinî konulara meyilli olan annelerin çocukları dinî konulara meyilli olduğu
gibi, hamilelik döneminde helâle harama dikkat etmeyen annelerin çocuklarının
da büyüdükleri zaman helâl ve harama dikkat etmedikleri gözlenmiştir.
Yukarıdaki araştırma örneklerini
bizler, zaman zaman çevremizde de görmekteyiz. Uzaklara gitmeye gerek yok,
yakın akrabalarımıza baktığımız zaman bunu görebileceğimiz gibi, kardeşler
arasındaki farklar için de hamilelik dönemlerinin gözden geçirilmesi yeterlidir
diye düşünüyorum.
Bebekler Okunan Kitaptan Anlar mı?
Amerika Eğitim Bakanlığı’nın
araştırmalarına göre, bebeklik dönemlerinde anne babaları tarafından kitap
okunarak ve kitapla haşır nesir büyüyen çocuklar okul hayatında daha başarılı
oldukları görülmüş.
Günümüzde anne babalar,
çocukların fiziksel ihtiyaçlarına dikkat ettikleri kadar psikolojik
ihtiyaçlarına dikkat etmemektedirler. Ruh dünyaları ihmal edilen çocukların,
yaşları ile birlikte problemleri de beraberinde büyüyecektir. Bunların başında
da davranış problemlerinin yanı sıra ders çalışmama ve kitap okumamaları
gelmektedir. Bütün anne babalar, çocuklarının okulda ve sosyal hayatta başarılı
olmalarını isterler. Onun için de özellikle derslerine çalışan ve kitap okuyan
bir çocuk olmalarını isterler. Eğitimci Francis Wayland Parker’in bir anneye
dediği gibi, geç kalmamak için hemen başlamak gerekir. Anne karnındaki bebek ne
anlar okumaktan denilmemelidir.
Çocuk ana rahmine düşüp ruh
verildikten sonra Rabb’imiz tarafından anlama yetileri için bilinçaltı özelliği
ile donatılmıştır. Bilinçaltının bu özelliği sayesinde anne karnındaki
bebekler, sinirler yoluyla her şeyi anlayabilmektedirler. Onun için de anne
karnındaki bebeğe yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim ile birlikte hikâye ve masal
kitapları okunmalıdır. Bu okumalar, yumuşak bir ses tonu ile yapılırsa
bebeklerin bilinçaltına olumlu katkı sağlayacaktır.
Peki, Neler Yapmalı?
1. Kitap okumaları, bebeğin
doğumundan itibaren başlanıp bebeklik ve çocukluk çağında da okunmaya devam
edilmeli.
2. Çocukları ayakta ya da beşikte
sallarken uygun olan hikâye ve masallardan okunarak uyutmaya çalışılmalı.
3. Çocukluğunda annesinden
dinlediği masallarla uyuduğunu ve mutlu olduğunu anlatan anne babalara zaman
zaman şahit olmaktayız. Yıllar geçse de bilinçaltında o mutluluk devam
etmektedir. Çocuklar bundan mahrum edilmemeli.
4. Bebeklik döneminden itibaren
çocuklara resimler gösterilerek resim okumaları yapılmalı. Bunun yanında,
bebeklik döneminde resimlerle haşır neşir olması sağlanmalı.
5. Çocukların kitapla haşır nesir
olmaları için de kitaplara dokunmalarına, karıştırmalarına, sayfalarını
çevirmelerine müsaade edilmeli.
6. Yine çocuklar; emeklerken,
evde gezinirken, oyun oynarken çocuğun duyacağı şekilde hikâye ve masallardaki
kahramanların ses moduna girerek değişik ses tonlarında okunmalı.
Kitap okumalarda ses tonu çok
önemlidir. Çünkü çocuklar da yetişkinler gibi ne söylendiğinden daha çok nasıl
söylendiğine bakarlar. Bu, kitap okumaları da olsa... Ne okunduğu değil nasıl okunduğu
önemlidir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır: “Allahu Teâlâ, bana farzların ikamesini
emrettiği gibi, insanlara lütuf ve merhametle muamele edip yumuşak söz
söyleyerek onların kalpleri arasında muhabbet filizleri yeşertmemi emretti.”
Sonuç olarak çocuklar için dikkat
çekici hikâye ve masallar uygun zamanlarda ses tonu ayarlamaları ile okunduğu
zaman bilinçaltını olumlu etkileyecek ve okul hayatında derslerle ve kitaplarla
barışık olacaktır.
M. Emin KARABACAK
YazarYeni bir eğitim öğretim yılının başlayacağı-başladığı şu günlerde, biz anne babaların tek derdi vardır, o da çocuklarımızın başarısıdır. Biz anne babalar, çocuklarımızın okul hayatında olduğu kadar to...
Yazar: M. Emin KARABACAK
Kitapla yetişen nesiller, başarı dolu ve iyi bir geleceğe doğru koşan insanlar olacaktır. Kendisini yetiştirmiş, okuyan fertlerin günlük sohbetleri bile farklıdır. Kitap okumanın imtihan hazırlığına...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
Din gelişimi, fiziksel, zihinsel, psikolojik, sosyal ve ahlakî gelişim alanlarında olduğu gibi, çocuğun bir gelişim alanıdır. Çocukluk dönemi, özellikle de ilk çocukluk dönemi, insanın eğitim ve öğret...
Yazar: Eşref BOLUKÇU
II. Mahmud Han’ın başkadınefendisidir. 4 Ocak 1793’te doğduğuna yönelik rivayet vardır. Ama geçmiş hayatı ve biyografisine ilişkin fazla net ve sağlıklı bir bilgi yoktur. 1809 yılında Sultan II. M...
Yazar: Bengisu HAYAT