HZ. ÜMMÜ İSHAK (R. ANHA)
Hicret etmek için yola
çıktıklarında kardeşini şehit vermiş ve tek başına Medine'ye giderek Rasûlullah
(s.a.v.)’a sığınmıştı.
Ümmü İshak el-Ğaneviye (r. anha)
Müslüman olduktan sonra, kardeşi ile birlikte Medine'ye hicret etmek için yola
çıkar. Ümmü İshak şöyle anlatıyor:
"Medine'ye hicret etmek üzere kardeşimle
birlikte yola çıktık. Epey yol aldıktan sonra kardeşim bana:
"Ey Ümmü İshak! Paramı
Mekke'de unutmuşum. Sen beni burada bekle, ben gidip onu alayım." dedi.
Bunun üzerine:
"Ne olursun gitme! O fâsık
kocamın seni öldürmesinden korkuyorum." dedim. O da: "Allah'ın
izniyle hiçbir şey yapamaz." karşılığını verdi. Sonra da beni orada
bırakıp Mekke'ye döndü. Orada birkaç gün onu bekledim; fakat dönmedi. Nihayet
kendisini tanıdığım hâlde ismini bilmediğim bir kişi yanımdan geçerken bana:
"Ey Ümmü İshak! Niçin burada
duruyorsun?" diye sordu.
"Kardeşimi bekliyorum."
dedim. Bunun üzerine:
"Artık kardeşin yok, çünkü
kocan onu öldürdü." dedi. Onun öldürüldüğünü öğrenince yola devam ederek
Medine'ye vardım. Hz. Peygamber (s.a.v.)'i bulduğumda abdest alıyordu. Yanına
vardığımda kendimi tutamayarak ağlamaya başladım:
"Ey Allah'ın Rasûlü!
Kardeşim İshak öldürüldü!" dedim. Abdest almayı tamamladıklarında bir avuç
su alarak yüzüme serptiler.
Beşşar b. Abdilmelik şöyle diyor:
"Ümmü İshak'ın başına bir musibet geldiğinde gözleri yaşarır; fakat
gözyaşları yanaklarına dökülmezdi."
Ümmü İshak Peygamberimiz,
(s.a.v.)'in huzuruna girmişti. Efendimiz’e bir tabak tirid getirildi. Ümmü
İshak da Peygamberimiz ile birlikte o yemekten yedi. Zu'l-Yedeyn adlı kişi de
oradaydı. Peygamberimiz ona da bir tabak yemek ikram etti ve:
"Ümmü İshak! Bundan da ye."
buyurdular. Ümmü İshak, birden oruçlu olduğunu hatırladı. Peygamberimiz
yemekten yemesini söylediği için elini uzatıyor ama oruçlu olduğunu
hatırladığından bir türlü yiyemiyordu. Ne yapacağını şaşırmıştı.
Rasûlullah (s.a.v.): "Neyin var?" diye
sordu.
Ümmü İshak: "Ya Rasûlullah,
ben oruçluydum." diye cevap verince, Zu'l-Yedeyn hemen atılıp:
"Doyduktan sonra mı aklına geldi." dedi. Peygamberimiz (s.a.v.) ise:
"Orucunu tamamla. Bu, Allah'ın sana gönderdiği bir rızıktır." buyurdular.
N.Nida DURAN
YazarHazreti Âsım (r.a.), Müslüman olduktan sonra hiçbir müşrike dokunmamaya ve müşriklerden hiçbirini de kendine dokundurmamaya karar vermişti. Bu kararında sabit olması için de devamlı olarak Cenâb-ı Hak...
Yazar: N.Nida DURAN
Genç bir çobandı. Bir gün koyunlarının başında iken iki misafir geldi. Misafirler susadıklarını söyleyerek ondan süt rica ettiler. Genç çoban onlara şöyle cevap verdi: “Var, ama veremem! Bu koyunlar b...
Yazar: N.Nida DURAN
Cicero: "Akıl, bir tarla gibi ekilmeye ve bakılmaya ihtiyaç duyar." der. Aklı besleyen ve zihni keskinleştiren en eski yöntemlerden birisi kuşkusuz okumadır. Kişiyi geliştirerek dönüştüren, bunun neti...
Yazar: Asuman DÜZGÜN
Hz. Cebbar (r.a.), Medine-i Münevvereliydi. İkinci Akabe Biatı vuku bulduğunda biat etti. Başta Bedir, Uhud ve Hendek’te olmak üzere, Peygamberimiz (s.a.v.)’le birlikte bütün savaşlara iştirak etti.Ha...
Yazar: N.Nida DURAN