HER DEM TAZE BEYİTLER
Her
Dem Taze Beyitler Vedat Ali Tok’un uzun yıllardan beri yaptığı berceste
beyitlerin açıklamasından oluşan bir kitap. Yazarın daha önce de “Bercesteler
Arasında” ismiyle benzer bir çalışması vardı. 278 sayfadan oluşan eser, Akıl
Fikir Yayınları’ndan çıktı. Çalışmada, Necâtî, Ahmet Paşa, Muhibbî, Fuzûlî, Bâkî,
Zâtî, Taşlıcalı Yahyâ, Nâbî, Şeyh Gâlib, Koca Râgıb Paşa, Şemseddin Sivâsî, Necip
Fâzıl, Mehmet Âkif, Ziya Paşa, Yahya Kemal, Faruk Nafiz gibi birçok şairin beyitlerine
yer veriliyor. Sahibi belli olan bu mısralardan başka, kimin dile getirdiği
belli olmayan Lâedrî beyitler de kitaptaki yerini alıyor.
Yazar, aşk ile başlıyor söze ve aşkla, şevkle anlatıyor bize kâinatın
mayası olan sevgiyi ve muhabbeti. Önce Fuzûlî’nin meşhur mısralarından damıtıyor
sevgiyi, aşkı:
Aşk imiş her ne var âlemde
İlim bir kîl ü kâl imiş ancak
Peki, aynı zamanda âlim bir şahsiyet
olan Fuzûlî, nasıl olur da ilmi boş konuşmadan ibaret görür? Bu soruya cevap
sadedinde TOK, uzun uzun anlatıyor bize Fuzûlî’nin meramını. Eğer aşk yoksa
ilim tek başına insanı kurtaramaz. Rıza düşüncesi yoksa öğrenme ancak
dedikodudan ibarettir.
Fuzûlî’nin aşk ateşi bu beyitle bitmiyor elbet, daha pek çok şiire konu
oluyor. Kerbelâ’nın yakıcı güneşi, sıcak çölü ile kavrulan ve kanlı gözyaşları
ile kâğıtlara dökülen mısralar, önce Fuzûlî’yi, sonra bu mısraları okuyanların
yüreğini yakıyor. Daha sonra şairin yanan yüreği, gam meclisinde bir neye dönüşüyor
ve bu ney, ilâhî sırları açıklıyor.
Aşk
nedir o halde? Bugünün materyalist ve felsefî bakış açısı ile bulandırdığımız,
toprağın altına gömüp nefessiz bıraktığımız şey midir? Yoksa muhabbetin kaynağı
olan Yaratıcı’dan ötürü duyduğumuz karşılıksız ve aşkın (transcendental) his
midir? Yazar, kitabın pek çok yerinde aşka değiniyor, ama bir yer var ki sanki
her şeyi özetliyor: “ ‘...ve aşk…’ diyebileceğimiz
bir cümle kurmak hadsizliktir. Çünkü aşkı tarifte sınır yoktur.
Eser,
insanın kendini bilmesi, keşfetmesi üzerine tefekküre çağırıyor bizi. Nahif
sabah rüzgârının açtığı kapıdan içeri davet ediyor ve edebiyat bahçesinin türlü
türlü çiçeklerini gösteriyor bize. Hatta göstermekle kalmıyor, kokularını duyuruyor.
Beyitler arasında gezinirken her şeyi hissettiriyor, klasik edebiyatın
dayandığı geleneğin, kültürün gücünü, ihtişamını, rengini, güzelliğini…
Beyitlerin
izahını yaparken, merhamete, insafa, doğruya, iyiye ve bunun gibi daha pek çok
güzel haslete yönlendiriyor. Kitap, ne kadar tecrübeli olursa olsun, tüm
edebiyat öğretmenlerine, öğrencileri ile paylaşabilecekleri güzel anekdotlar
içeriyor. Okuyanların kendilerine düstur edinebilecekleri birçok hakikat ve
nasihat de satırlar arasında yerini almakta…
Yazar,
her bir bercesteyi açıklarken, beyitlerin sahibi olan şairler hakkında kısa ve
öz bilgiler veriyor. Ayrıca, tarihimize ait kesitlerden de bahsederek
okuyucunun ufkunu açıyor. Özellikle sultan şairlerin seçkin beyitlerini
açıklarken, padişahların dönemleri hakkında bizleri aydınlatıyor. TOK, Divan
Edebiyatı şairlerinin yanı sıra, Mehmet Âkif, Yahya Kemal, Faruk Nafiz ve Erdem
Beyazıt gibi Cumhuriyet Dönemi şairlerini; Seyrânî gibi halk şairlerini de
eserine konuk etmiş. Böylece sadece klasik kültüre değil, yeni edebiyat ve halk
edebiyatı sahalarına da vakıf olduğunu göstermiş oluyor. Bir bercesteyi
açıklarken, başka şairlerin şiirlerini de örnek göstermiş, onlar üzerinde de
yorumlar yapmıştır. Böylelikle, şerhi yapılan beyitlerin sayısı yüzü aşmıştır. Buna
ek olarak açıklamalardaki nükteler, anlatılan kısa hikâyeler, hem beyitin hem
de izahının zihne daha kolay yerleşmesini sağlamaktadır. Yazar ayrıca beyit
açıklamalarını Divan Edebiyatının temel kaynaklarından olan Kur’ân-ı Kerîm ve
hadislerle güçlendirmiş. Tüm bu özellikleriyle eser, şerh çalışmalarına bir
katkı olarak karşımıza çıkmış oluyor.
Öğrenmenin
yaşı yoktur, diyor; her yaştan her kesimi bu eseri okumaya ve bu güzellikleri
öğrenmeye davet ediyoruz. Divan Edebiyatını, özellikle yeni nesle sevdirme ve
ulaştırma adına önemli rol oynadığını düşündüğümüz bu eseri hazırlayan Vedat
Ali TOK Hocamıza teşekkürlerimizi sunuyor; bu eserin de TOK’un diğer
çalışmaları ile beraber hoş bir sadâ
bırakmasını temenni ediyoruz.
Yusuf HALICI
YazarGençlik dönemi insanın en aktif, verimli ve hareketli olduğu dönemdir. İnsanlar bu dönemde kendilerini tanımakta ve hayatlarını yönlendirmektedirler. Bir toplumun dinamik kesim diye adlandırılan gençl...
Yazar: Yusuf HALICI
Musa Tektaş’ın, “Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi’nin (k.s.) Gönül Zaviyesi” isimli son eseri Nasihat Yayınları tarafından neşredilerek okuyucuların istifadesine sunulmuştur. Eser, yazarın Somuncu Baba ...
Yazar: Yusuf HALICI
Meşhur sûfî İbnü’l-Arabî’nin üstâdı olan Ebû Medyen’in tesir halkasının geniş bir coğrafyaya yayılmasında eserleri içerisinde “Ünsü’l-Vahîd ve Nüzhetü’l-Mürîd” adlı çalışmasının önemli bir yeri vardır...
Yazar: Yusuf HALICI
Hüseyin Movit bütün unvanların üstünde bir mevkie sahiptir ve Türkçenin Türkiye’deki hakiki koruyucusudur. Onun bir ‘alaylı’ olarak dilimize sahip çıkması sadece bir aydın sorumluluğu değil, aynı zama...
Yazar: Mehmet Nuri YARDIM