KÜNDEKÂRÎ USTASI İBRAHİM YILDIZ İLE KÜNDEKÂRÎ SANATI
ÖZGEÇMİŞ
İbrahim Yıldız 1967
yılında Konya’da dünyaya geldi. 3. kuşak olarak ailesinin devam ettirdiği baba
mesleği olan ahşap işleriyle çocukluk yıllarında tanıştı. Geometrik ahşap
parçalarıyla oynayarak kündekârî sanatını küçük yaşlarda ruhuna sindirdi. 15
yaşından itibaren babasının yanında çırak olarak mesleğe başladı. Ağabeyi ve
yeğenleriyle Hamle Kündekârî firmasını genişletti. Yurtiçi ve yurtdışında bir
çok cami ve dini yapıya kapı ve ahşap işçiliğiyle eserler yaptı. Halen Konya’da
mesleğini icra etmektedir.
Geleneksel sanatların
dallarından olan ahşap sanatları ile yakınlığınız nasıl başladı?
Ahşap işlerine dededen toruna 3. kuşak olarak devam
ediyoruz. 1967 yılında Hamle Kündekârî firmamız kurulmuş olup, eskiden beri
cami işleriyle ilgileniyoruz. Aile mesleği olarak minber, mihrap, kürsü, cami
kapısı imalatı yapıyoruz. Çocukluk yıllarından itibaren adeta geometrik
kesilmiş ahşap parçalarla oynayarak büyüdük.
Ahşap oyma/işleme ve
kündekârî sanatında ustalık kazanmak için hangi süreçlerden geçmek gerekiyor?
Ahşap işleme/kündekârî ustası olabilmek için önce ahşabı
sevmek gerekiyor. Hatta erken yaşta iyi bir ustanın yanında çırak olarak işe
başlamak lazım. Uzun yıllar ustanın ve ahşabın kahrını çektikten sonra önce
kalfa sonra ustalık olgunluğuna erişilir. Ahşabı terbiye ederken bir yandan da
kendi nefsini terbiye emiş olur. Çünkü sabır olmadan ahşapta usta olunmaz.
Bunlara katlanamayan da iyi usta olamaz.
Kündekârî sanatı
deyince genel çerçevede nasıl tarif edilebilir?
Kündekâri farsça bir
kelimedir. Lügatte, rutûbet ve sıcağa dayanıklı, sert ve kıymetli tahtaların,
özellikle elma, ceviz ve armut ağaçlarından kesilmiş düzgün küçük parçaların,
geometrik bir desen meydana getirecek biçimde ve kopup düşmesine imkân
olmayacak şekilde birindeki dişlerin diğerinde açılan yuvalara geçirilmesi
sûretiyle yapılan, genellikle kapı, pencere, dolap kanatları, kürsü ve mihrap
gibi mîmârî unsurlarda kullanılan ince marangozluk işleri olarak tarif edilir.
Ahşap ustaları arasında tutma kapma, geçme anlamlarına gelir. Güreşte kündeye
getirme vardır. İyi güreşçi rakibi kurtulamayacağı pozisyona sokar. İşte onun
gibi kündekârî parçaların hapsini bir araya getiren ayrışmasını engelleyen, bir
arada tutan çivisiz ve tutkalsız çakma tekniği olarak ifade edilir.
Kündekârî sanatının tarihi
eserlerde uygulamaları ve örnekleri hakkında neler söylersiniz?
Tarihi eserlere 1200’lü yıllarda geniş kalas üzerinde
geometrik oyma şeklinde başlayan örneklere rastlanır. Kalasların çatlamasıyla
kalas üzerine çıta çakılarak geometrik oyma devam ettirilmiştir. Bu teknikte de
deforme görülünce günümüzdeki kündekârî tekniğinin birkaç katı büyüklükte geniş
tablalı seyrek motifli olan uygulamalar başlamıştır. Daha sonra bu yöntem
çıtaların ve tablaların küçültülerek daha yoğun motiflerle bezenerek 14. yy.
başları itibariyle başlayıp 16 yy. da zirve yapmıştır.
Ecdadımız Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde
daha çok ne tür eserlerde bu sanatı icra etmişlerdir? Kündekârî daha çok
saraylarda dolap kapakları, camilerde pencere kepenkleri ve kapılarında
uygulanmıştır. Nadiren ahşap minberler de yapılmıştır. Konya Alaaddin Camii,
Beyşehir Eşrefoğlu Camii ve Bursa Ulu Camii minberlerinde örnekleri mevcuttur.
Geometrik desenler
kündekârî sanatında simgesel hatırlatmalarda nelere vurgu yapılmaktadır?
Bizim bildiğimiz kadarıyla kapının yüzeyindeki tablaların adedi 99 adet olarak
esma-i hüsnayı simgeler. 33 tablalı teşbih eder gibi birkaç detay vardır.
Rakamsal değerler ve kâinatın simgesel anlatılarını tasvir eden motiflerden
bahsedilir.
Yapılan eserlerde
ağaç türlerine göre bir tercih yapılmakta mıdır?
Ceviz ağacından yapılan kündekâri kapılar 700 yıldır
ayaktadır. Ceviz yapısı itibariyle sert olup dayanıklı bir ağaç türü olduğu
için tercih edilmiştir. Günümüzde meşe, Amerikan ceviz, maun, kestane gibi
kerestelerden istifade edilmektedir.
Usta ellerden çıkan
eserler estetik açıdan nasıl bir görünümü arz etmektedir?
Gerçek ustaların elinden çıkan her yeni eser bir öncekinden
kaliteli olur. Ustalık anlayışında olabilecek en üst nokta hedeflenir ki, bir
sonraki usta o noktayı geçme eğilimi göstersin. Bu arada sanatı bozmadan
elinden gelenin en iyisini yaparak güzel bir eser meydana koyamaya çalışır.
Sergilenmesi ve
korunması açısından ahşap oyma eserlere rağbet nasıldır?
Günümüz internet çağında insanlar her ürüne çok rahat
ulaşabilmektedir. Kündekârî eserLer de bu kapsamdadır. İnsanların gelir düzeyi
arttıkça el işçiliğine en rağbet de artmaktadır. İhtişamlı yeni yapılarda adeta
açık hava müzesi gibi ustaların şaheserleri halka sergilenmekte ve
kullanılmaktadır.
Ustanın ruh haleti
eserlere yansıyor mu?
İnsan canlı varlıktır. Tabii olarak haleti ruhiyesi elinden
çıkan esere yansır. Dikkati, özeni, sanatı hepsi elinden çıkan eserde ayna gibi
yansır. Bu sanatın devamlılığı için geleneksel usulde çırak, kalfa yetişiyor mu?
Elimizden geldiği kadar çırak ve kalfa yetiştiriyoruz. Ancak eskisi kadar bu
sanatlara merak kalmadı. Bununla birlikte çalışan çırağından ustasına insan
yetiştirmeye gayret ediyoruz.
Günümüz insanının
sanat eseri bakımından kündekârî sanatına bakış açısı nasıldır. Bu sanat
ileriki yıllarda nasıl bir seyir izler?
Günümüz insanının bu
sanata bakışı gayet güzel. Ancak kesim makinalarıyla yapılan her geometrik eser
kündekârî zannedilmektedir. İleriki yıllarda gerçeği anlaşılıp yaygınlaştıkça
el işçiliği olarak yapılan kündekârî daha da kıymet kazanacaktır. Bunun
işaretlerini görüyoruz. İnanların gelir seviyesi arttıkça el işçiliği ile
yapılan işlere talepleri artmaktadır. Makineden çıkan veya seri imalat
şeklindeki üretimlere talep azalmakta, tek olsun, özel olsun bana ait olsun
anlayışı sanatı geliştirmektedir.
Yurtiçinde ve yurtdışında hangi meşhur camilere/külliyelere eserler
yaptınız?
Darende Somuncu Baba Külliyesi türbe kapıları, İstanbul
Ataşehir Mimar Sinan Camii kapıları, Ankara Melike Hatun camii kapıları,
Erzurum Alvarlı Efe Camii türbe kapıları yurtiçinde yaklaşık 500 camiinin ahşap
işleri tarafımızca yapılmıştır. Yurtdışında ise Amerika Washington DC Tacc
Türk-Amerikan Toplum Merkezi Camii, BAE Sharjah Camii kapıları, Almanya Fransa,
Türkmenistan, Hollanda, İsveç gibi ülkelerle çalıştık.
Sizin ilave etmek
istediğiniz hususlar nelerdir?
Biz firma olarak kündekârîde kullanılan küçük tablaların
üzerine bir kakmacılık sanatı olan sedefçilik da yapıyoruz. Tablaların ve
kapının üzerine abanoz, kemik filota sedef kakma işlerini bünyemizde yaparak
kündekârî kapılarımızı daha estetik, daha görsel zevklere uygun hâle getiriyoru
Şerif Hamideddin TEKTAŞ
YazarProf. Dr. Mahmut Kaplan ile Röportaj: “Edebiyatımızda Ölüm ve Kabir Kitabeleri” Ölüm, insanoğlunun hayat kadar önem taşıyan bir gerçeğidir. İnsanın kendisini güzel ve etkili bir biçimde ifadesi olan s...
Yazar: Şerif Hamideddin TEKTAŞ
- “Balkan” kelimesi nereden geliyor, “Balkanlar” deyince aklımıza hangi coğrafya gelir? “Balkan” kelimesi bu coğrafyaya uzun bir tarihî zaman aralığında göç eden Türklerin armağanıdır. “Balkanlar...
Yazar: Şerif Hamideddin TEKTAŞ
Özgeçmişi 1962 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden mezun oldu. 1966 yılında aynı fakültede doktora programına başladı. 1966-1968 yıllarında İngiltere'de London School of Economi...
Yazar: Şerif Hamideddin TEKTAŞ
Prof. Dr. Abdullah Kahraman ile Röportaj: Helâller ve HaramlarHelâl deyince biz ne anlıyoruz, sınırları nasıl belirlenmiştir?Helâl Allah’ın kitabında ve Rasûlullah’ın sünnetinde helâl kıldığı veya Kit...
Yazar: Şerif Hamideddin TEKTAŞ