Çocukların Yaşına Göre Allah'ı Anlatmak
Eğitim ve öğretim, çocuğun yaşına ve zihinsel gelişmişlik düzeyine göre düzenlenir. Bu durum din eğitimi ve Allah anlatılırken çok daha önem kazanmaktadır. Çocuğun yaşına ve zihinsel gelişim düzeyine göre anlatılmayan Allah, çocuk tarafından anlaşılmayabilir; hatta yanlış anlaşılabilir.
Anne ve babalar çocuklarına Allah’ı anlatmasa bile çocuk Allah ile ilgili sorular soracaktır. Her çocuk, İslâm dini fıtratı üzerine doğar. Yani Allah’ın belirlediği din üzerine doğar. Dolayısıyla çocuklar, Allah’ı ve Allah’ın dinini öğrenme eğilimindedir. Anne ve babaların inancı ve çocuğa verdiği veya vermediği eğitim çocuğu inanç olarak sonradan etkiler.
Çocuklar dinî eğitim ve öğretimi nasıl alabilir?
Çocuklar dinî eğitim ve öğretimi pratik olarak ailesinden alır. Anne ve babaların din ile ilgili yaptıkları ve yaşadıkları çocuğa öğrenmesi için örnek olur. Çocuklara Allah ve din ilk elden anne ve babalar tarafından öğretilmeli ve anlatılmalıdır.
Çocuğun din ve Allah ile ilgili soruları çocuğun anlayacağı şekilde cevaplanırsa çocuk doğru öğrenmiş olur. Ergenlik öncesinde çocuklara Kur’an-ı Kerim öğretimi ve eğitimi verilmelidir. Çocuk kitabımızı okumayı öğrendiği gibi kitabımıza uygun olarak dinî eğitim ve öğretim de almalıdır.
Yine kısa sureler kitabımızdan öğretilmelidir. Çocuklar, dinî eğitim ve öğretimi camiler ve çeşitli manevî toplantılara katılarak da alabilir. Anne ve baba, çocukları yanında götürdükleri toplantıların çocuğun yaşına uygun olduğuna dikkat etmelidir.
Çocuğun Allah ile İlgili Sorularına Nasıl Cevap Verilmelidir?
1) Çocuğun yaşına uygun olarak, fazla ayrıntıya girmeden, net olarak cevap verilmelidir. Örneklerle ve güzel bir dil ile cevap verilmelidir. Allah’ın sevgisi mutlaka ifade edilmelidir.
2) Allah’ın yarattıklarından yararlanılmalıdır. Allah’ın verdiği güzellikler, nimetler, renkler, kokular, çiçekler, canlılar ile Allah tanıtılmalıdır.
3) Çocuğun birçok sorusunun cevabını Kur’an'dan çıkarabiliriz. Örneğin, çocuğumuz bize Allah kimdir diye sorarsa şu ayeti ona okuyabiliriz: "Allah; gökleri ve yeri yaratan, gökten su indiren, onunla sizin için rızık olarak meyveler çıkarandır. O’nun emriyle denizde hareket etmesi için gemileri emrinize verdi, ırmakları emrinize verdi." (14/İbrahim, 64.)
4) Allah'ı niçin göremediğimiz ile ilgili soruları geçiştirilmemelidir.
5) Allah ve din anlatılırken hikâyelerden ve yaşantılardan yararlanılmalıdır.
6) Çocuğun yaşına uygun olarak Allah’ın yarattıkları ile ilgili ödevler verilebilir. Daha önce yazdığımız “Allah’ı Anlatırken 5 Duyudan Yararlanma” başlıklı yazıyı okumanızı tavsiye ediyorum.
Çocuğun Yaşına Göre Allah’ı Anlatmak
1) 2-3 Yaşlar: Bu yaşlarda değer ve inançlar oluşmaya başlar. Çocuk konuşmayı ve kelimeleri öğrendiği için “Allah, inşallah, maşallah, peygamber, melek” gibi kelimeler kullanılmalıdır. Besmele ve kelime-i tevhid sık sık sesli olarak söylenmelidir.
2) 4-5 Yaşlar: Gördüğü her şeyin insan eliyle yapıldığını düşünen çocuğun Allah’ı büyük bir insana benzetmesini ve bu yönde sorular sormasını da anlayışla karşılamak gerekiyor. Ancak bu noktada ‘Allah baba’ ifadesini kullanmak ya da ‘Allah gökyüzünde oturur. Cennette oturur.’ şeklinde İslâm itikadına aykırı cevaplar vermek de uygun görülmüyor. Allah’ın maddî bir varlık olmadığını, bu nedenle maddî varlıkların özelliklerine sahip olmadığını uygun bir dille açıklamak gerekiyor.
Çocukların sevgiyle ilgili kavramları öğrendiği bu yaşlarda, Allah’ın kullarını ne kadar çok sevdiğini ve yarattığı şeylerle bunu bizlere nasıl gösterdiğini anlatmak gerekiyor. Okul öncesi eğitimde masalların ve dinî hikâyelerin rolü büyük olduğundan, doğru davranışları ve dini bu yolla öğretmek de daha kolay kabul ediliyor. Ayrıca bu yaştaki çocuklara ibadet ve dua gibi şeyler ilgi çekici geldiğinden, bu konularda anne babayı taklit etmelerine izin vermek gerekiyor.
Çocuğun yanında namaz kılmak, camiye giderken onu da götürmek, yemeklerden önce ve sonra verdiği nimetlerden dolayı Allah’a sesli olarak şükretmek, namazlardan sonra yine sesli olarak dua etmek çocuğu Allah’a yaklaştırıyor. Bu yaşlardaki çocuklarda ölüm korkusu yaygındır. Anne veya babasının ölebileceğini düşünürler. Kendisinin de ölebileceğini düşünebilirler. Bu yaşlarda ölüm ve ahiret uygun din ile anlatılmalıdır.
3) 6-7 Yaşlar: Çocuklar bu yaşlarda dinî eğitimi yaşına uygun olarak alabilir. Takdir edilme ve beğenilme yaşlarıdır. Anne ve babasından gördüklerini uygulayıp takdir almak isterler. Çocuğa din ile ilgili bilgiler verilmelidir; çocuk öğrendikçe ödül ve takdir verilebilir. Bu yaşlarda çocuklar, dinî inancı anne ve babalarından görerek çok iyi öğrenirler.
4) 8-9 Yaşlar: Soyut düşünme yaşlarına geçiş dönemidir. Bu yaşlardan itibaren çocuk, zihinsel gelişimine göre, çizgi film ve videolardan yararlanılarak dini eğitim alabilir. Çocuk artık sosyal ortama daha çok girmekte ve arkadaşlarından etkilenmektedir. Anne ve babalar daha önce gerekli bilgileri vermişse bu yaşlarda sosyal çevreden olumsuz etkilenmeyecektir.
5) 10-13 Yaşlar: Ergenlik dönemidir. Eğer çocuk ergenliğe girmişse soyut düşünme yetisi de gelişmiş olacaktır. Ölümü, Allah’ı, günahı, cehennemi kavrar. Ancak bu yaşlarda sorgulayıcı bir yapıya sahiptir. Bu dönemde eleştirel düşünmeye ve sorgulayıcı bir tavır takınmaya başlayan çocuk, özellikle aile bireylerinin söylediklerine karşı daha tepkili ve şüpheci yaklaşabiliyor. Bu nedenle, bu yaşlarda verilecek temel din eğitimi aile bireylerinden ziyade arkadaş çevresine, cami ve okul derslerine bırakılmalıdır.
Eşref BOLUKÇU
YazarDergimizin bir önceki sayısında yayınlanan yazımda küreselleşmenin aile üzerindeki etkileri ve ailenin değişiminden bahsetmiştim. Bazı okuyucularım bana dönüş sağlayarak çok karamsar bir tablo çizdiği...
Yazar: Eşref BOLUKÇU
Günümüzde, çocuklar doğadan adeta kopmuş durumdalar. Modern çağın çocuklarının doğayla ilişkisi neredeyse yok denecek noktaya gelmiştir. Daha yirmi beş yıl önce mahalle kültürü vardı. Çocuklar dışarı ...
Yazar: Eşref BOLUKÇU
Dost dendiğinde, gerçek dost kastedilir. O yüzden gerçek dost diye ifade etmeye gerek duymuyorum. Dost bir tanedir. Gerçeği ya da az gerçeği yoktur.Hayat bazen insana o kadar ağır geliyor ki ne yapaca...
Yazar: Eşref BOLUKÇU
Aile, toplumun yapı taşıdır. Aile aslında toplumun son kalesidir. Bu kale düşerse toplum da buhrana düşer. Onu kaybedersek bütün insanî özellik ve güzelliklerimizi de kaybederiz. Aileyi sevgi okulu hâ...
Yazar: Eşref BOLUKÇU