MUSTAFÂ / SEÇKİN, ÇOK ARINMIŞ KENDİ 'MUSTAFÂ' OLAN SEÇKİN PEYGAMBER (S.A.V.)
Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafâ (s.a.v.) yaratılmışların en seçkini idi. Allahu Teâlâ O’nu seçti, her yönden arıtıp saf ve seçkin duruma getirdi. Onun için bir ismine de “Mustafâ” denildi. Mevlidi-i Şerif'in yazarı Süleyman Çelebi, şu beyti ifade derken O’nun dünyaya verdiği nizama, huzura ve neş'eye işaret etti: Geldi sûret âlemine Mustafâ Anın ile âlem buldu hoş safa Hz. Muhammed Mustafâ (s.a.v.), müstesna bir peygamber, mükemmel bir insandı. Bütün güzellikler O'nda kemâl bulmuştu. O, rahmet ve merhamet peygamberi olarak gönderilmişti. Dünyaya saadet getirdiği için yaşadığı asır da “Saadet Asrı” olarak vasıflandırılmıştı. Allahu Teâlâ, Kur’ân-ı Kerim'de, Hz. Muhammed (s.a.v.)'i insanlara örnek gösterdi. O, büyük bir ahlâk üzere yaratılmıştı. Hz. Muhammed (s.a.v.)'in âlemlere rahmet olarak gönderildiği de bizzat Kur’ân-ı Kerim'de zikredildi. Yûnus Emre o seçkin önderi şöyle vasfetti: Hakk O’nu övdü yarattı sevdi Habîbim dedi Yeryüzünde cümle çiçek Mustafâ'nın teridir O, bir güldü. Evet, bir güzel güldü O... İnsanlık bahçesinde açılmış ve hoş râyihaları, mutlu olsunlar diye, insanlığa saçılmış bir güldü. İki cihanın sultanı idi. Âşık gönüller O’na ne kadar yaklaştıysa o derece kokusuyla mest oldu, bîgâneler O'ndan ne kadar uzaklaştıysa o derece perişanlıkla sermest oldu. Çünkü O, dünyaya barış, iyilik, cömertlik, insanlık gibi nice güzel hasletleri sunmak için gönderilmiş bir peygamberdi. Gittiği ve işaret ettiği yol hep güzelliklerle doluydu. O, âlemlere rahmet olması için seçilmişti. O, bizzat Allahu Teâlâ'nın övdüğü, “Habîbim” dediği bir peygamberdi. Dünya, O'nun yüzü suyu hürmetine yaratıldı. O, öyle bir insandı ki insanlar içinde eşi ve benzeri yoktu. Bir Arap vecizesinde şöyle diyordu: “Muhammed de bir beşerdi; ancak taşlar içinde yâkut nasılsa insanlar arasında da O, öyledir.” İşte bu olağanüstü güzelliklerinden biri de sevgili Peygamberimizin mübarek terlerinin gül gibi kokmasıydı. Yeryüzündeki bütün çiçeklerin kokusunu Muhammed Mustafa (s.a.v.)'dan aldı. Allah'ın Seçtiği Kişi Abbas (r.a.) bir rivayetinde de Peygamberimizin şöyle buyurduğunu haber verdi: “Allah mahlûkatı yarattı ve beni onların en hayırlı neslinden en hayırlısı yaptı. Sonra kabileleri ayırdı; beni en hayırlı aileden kıldı. Ben insanların kişi olarak da aile olarak da en hayırlısıyım.” Rasûlullah şöyle buyurmuştu: “Allah, İbrahim oğullarından Hz. İsmail'i seçti, İsmail'in oğullarından Benî Kinane'yi seçti. Benî Kinane'den de Kureyş'i seçti. Kureyş’ten Haşimoğullarını, Haşimoğullarından da beni seçti.” Allahu Teâlâ Hz. Âdem (a.s.)'i yaratınca, Peygamberimizin nurunu onun sulbüne verdi. Rasûlullah buyurdu ki; “Allah (c.c.) beni Hz. Âdem’in sulbünde yere indirdi. Sonra beni Nuh'un ve İbrahim'in sulbüne verdi. Böylece şerefli sulbler ve temiz rahimlere intikal ederek anne babamda dünyaya geldim. Onlar da nikâhsız hiç karşılaşmamışlardı.” Peygaberimizin medhi konusunda ünlü olan Hz. Abbas'ın bir şiiri, bu haberin doğruluğuna şahitlik etmektedir.
Editör
YazarKültürümüzde bahar ve çiçek; genellikle yenilik, tazelik, doğanın uyanışı ve hayatın yeniden canlanması gibi temalarla ilişkilendirilir. Bahar, kışın zorluklarından sonra gelen ferahlık ve tazelik anl...
Yazar: Editör
Mahremiyet, en temel anlamıyla kişilerin özel alanlarını koruma hakkıdır. Bu kavram, ailede öğrenilir ve toplumda önemli bir yere sahiptir. Aile içinde ve dışında mahremiyeti zedeleyecek davranışlar y...
Yazar: Editör
Melekler, Allah’ın nurdan yarattığı varlıklardır. Onlar ne yemek yer ne de uyurlar. Yorulmazlar ve hastalanmazlar. Allah onlara istediği kadar ömür verir. Hem yerlerde hem de göklerde her yerde buluna...
Yazar: Editör
Sevgili Peygamberimiz’in mübarek ism-i şeriflerinden biri de “Mûti”dir. İtaat; Allah’a teslim olmayı, saygı göstermeyi, ibadet etmeyi ve O’nun kitabıyla amel etmeyi gerektirir. Kur’an’a göre, bütün âl...
Yazar: Editör