KÜÇÜK SERÇE
Serçe kendince güya Allah’a darılmıştı. Günler geçiyordu ve serçe hiçbir şey söylemiyordu. İçine kapanmış, derin bir hüzne boğulmuştu. Artık Rabb’ine bir şey demiyor ve ondan bir şey istemiyordu! Melekler, merakla Allah’a serçeyi soruyorlardı ve her defasında Allah, meleklere “O gelecek!” diye cevap veriyordu. “Çünkü onun sesini duyacak tek kulak benim ve onun minik kalbindeki derdini anlayacak olan da tek benim.” diyordu. Bir zaman sonra serçe, kalbi hüzün, gözü yaşla dolu bir halde bir ağacın dalına kondu. Hiçbir şey söylemiyordu, öyle sessiz sessiz bekliyordu. Allah, serçeye dedi ki: “Söyle bana! Canını sıkan ve kalbini hüzne boğan derdin nedir senin?” Melekler, serçe ne söyleyecek diye ona bakıyordu. Serçe mahzun, biraz da sitemli ses tonuyla şöyle dedi: “Küçük bir yuvam vardı: Yorulduğumda dinlendiğim, üşüdüğümde sığındığım... Kimseyi rahatsız etmiyordum ve kocaman dünyada ufacık bir yerdi, kimsenin yerini dar etmiyordu. Sen onu da bana çok gördün, neydi o zamansız fırtına? Esip yıktı yuvamı ve beni yuvasız bıraktı.” Artık konuşamadı serçe, sözleri boğazında düğümlendi. Sessizlik Arş-ı Rahman’da yankılanıyordu ve melekler başlarını eğmiş, Allah’ın vereceği cevabı bekliyordu. Allah şöyle dedi: “Sen o yuvanda dinlenirken seni avlamak isteyen bir yılan yuvana doğru geliyordu, seni yılandan korumak için fırtınaya emrettim yuvanı yıksın diye, böylece sen oradan uzaklaşarak yılandan kurtuldun. Nice belalar var ki muhabbetimle senden uzaklaştırdım ve sen kuşatıcı muhabbetimi görmüyor, geçici belalardan dolayı bana düşman oluyorsun.” Serçenin gözleri doldu ve hüngür hüngür ağlamaya başladı ve onu çok seven Allah’ın şefkat ve merhametine hayran kaldı. Utangaç bir sesle: “Affet Allah’ım!” diyebildi sadece. Ve gönül sözü Arş-ı İlâhî’de yankılandı: “Affet Allah’ım!” Başımıza gelen her musibette elbette ki nice hayırlar gizlidir. Rabb’imize isyan etmek yerine, olanda hayır vardır diyerek rıza göstermek gerekmez mi? Selam olsun, hayırlısı olsun diyebilenlere… Selam olsun, vardır bunda bir hayır diyebilenlere… Selam olsun, bu da geçer ya Hu, deyip yoluna devam edebilenlere…
Sema KORKMAZ
Yazarİnsan kendi varlığını, varlığının kemâlini ve devamını sever, kemâlinin azlığını ise sevmez. Bu durum, insanı Allah'ı sevmeye götürür. Kendisini ve Rabb’ini bilen, varlığının devam ve kemâlinin kendin...
Yazar: Editör
Televizyon yoktu. Gazete de her zaman olmazdı. Öyle güzel cahildik ki, keyfimiz bozulmazdı hiç! Dışarıda kar... Ama kuzine içten içe öyle yanıyor ki. Kuzinenin üzerinde demir maşa... Maşanın üzerinde ...
Yazar: Sema KORKMAZ
Çocuk eğitiminde korku ve cezanın etkisi nedir? Korku dilinin çocuk eğitimindeki yeri nedir? Din eğitiminde yetişkinler için kullanılan dil, çocuklar için de kullanılabilir mi? Günümüzde çocuk eğit...
Yazar: Eşref BOLUKÇU
Âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamd olsun. Hz. Muhammed (s.a.v.)'e, âline, ashabına ve ehl-i beytine salât ve selâm olsun. Hiç kimsenin lâyık olamadığı bir şekilde Rabb’ine hamd eden Âlemlerin Efendisi ...
Yazar: Editör