OSMANLI ’DA BİR KİTAP SANATI OLARAK: MİNYATÜR
Orta Çağ Dönemi’ndeki el yazması eserlerin bölüm başlıklarında belirgin bir şekilde kırmızı renkle işlenen resim sanatı miniatura/küçük resim anlamında ifade bulmuştur. İslâm sanatı olarak minyatür gelişim gösterince tasvir/resim, minyatür sanatçısına da musavvir veya nakkaş denilmiştir. Minyatür sanatı icra edilirken resim sanatındaki gibi perspektif, anatomi, ışık-gölge gibi tekniklerin kullanılmadan yapılmıştır. Ancak figürlerin birbirini kapatmamasına özen gösterilmiştir. Hatta şahıslar önem sıralarına göre resimde kendilerine daha büyük yer bulmuştur. Yine uzaklık renk perspektifi gözetilmeden betimlenmek suretiyle, ayrıntılı bir şekilde eserlerde yer almıştır. Minyatür sanatı Osmanlı’nın bir nevi resim sanatı olarak tarihteki yerini almıştır. Aslına bakılacak olursa minyatür sanatı Osmanlı’da kitap süsleme sanatı olarak uygulanmıştır. Bilindiği üzere kitaplar, matbaa keşfedilmedin önce belirli çevrelerin elinde seçkinlik göstergesi olarak önem arz etmekteydi. Bir kişi tarafından yazılan ve bir nüsha olan kitap, büyük emekler harcanarak ortaya çıkabilmekteydi. Dinî konulara mahsus kitaplardan çok tarih, astroloji ve tıp kitapları, divanlar ve diğer edebiyat türleri olarak gruplandırılabilecek kitaplarda süsleme sanatları ve minyatür bir sanat olarak kendini göstermekteydi. El yazması kitaplar kıymetli olduğu gibi yazan hattatlar ve resimleyen musavvirler de kıymetliydi. İtibar sahibi sanatkârlardı. Yazma eserlerde nakkaşların ve musavvirlerin sanatlarını ortaya koyarak yaptıkları minyatürler çoğunlukla eseri daha çekici ve açıklayıcı bir hâle getirmekteydi. Özetleyecek olursak bir tek nüsha el yazması kitap; birden fazla sanatçının el emeği göz nuru özenli çalışması sonucu ortaya çıkmaktaydı. El yazmaları şimdiki kitaplar gibi değil, zahmetle hazırlanan hatta devlet büyüklerince sipariş üzerine meydana getirilen eserlerdi. Kitaba gayet meraklı olan Osmanlı Sultanları da kendi kütüphanelerini zenginleştirmek için gerek hattatlardan gerekse nakkaş ve musavvirlerden oluşan sanat ehlini himayelerinde bulundurmaktaydılar. Özellikle divan edebiyatı eserlerinden Firdevsî, Nizâmî gibi şairlerin ve 16. yüzyıl başında Ali Şir Nevaî Divanı, Fuzulî, Bakî ve başka şairlerin eserleri ve divanları minaytür sanatının şaheser süslemeleriyle doludur. Osmanlı hayatındaki birçok önemli hadise de minyatür sanatına yansımıştır. Örneğin düğün törenlerini anlatan surnameler minyatür sanatının zirve çizgileriyle bezenmiştir. Sanat tarihi ve sosyal tarih açısından en önemli eserler içerisinde Selimname, Süleymanname, Hünername gibi padişahların yaşamlarından kesitler sunan veya Osmanlı Hanedanı’nın tarihini anlatan eserler de minyatürlerle süslenmiş eserler arasındadır. Osmanlı toplumunun sosyolojik hayatından kesitler sunan vezirlerin sefernamelerinin minyatürleri de önem arz eden eserler dahilindedir. Osmanlı’da yerleşim yerleri ile ilgili olarak peyzajları ele alan minyatürlerde bulunmaktadır. Kanûnî Sultan Süleyman’ın Bağdat seferi sırasında ordunun konakladığı yerleri gösteren Matrakçı Nasuh’un Mecmu-ı Menazil bu tip minyatürler için iyi bir örnek olarak gösterilmektedir. Hasılı portre örnekleri ve savaş sahneleriyle hayatın bütün yönlerini konu alan minyatür eserleri kitaplarımızı süslemektedir.
Bekir AYDOĞAN
YazarYüce Rabb’imizin bizlere manevî imkânlar sunduğu, iyiliklerin katlandığı ve günahların bağışlandığı faziletli Ramazan ayına kavuştuk elhamdülillah. Bu mübarek mevsimi, bizleri Allah'a yaklaştıracak ve...
Yazar: Bekir AYDOĞAN
Prof. Dr. Kadir ÖZKÖSE Mahmut Es’ad BAL Eserlerin matbaada basılmaya başlanmasından önce, elyazması yapıtlar sultana veya üst düzey bürokratlara sunulmak üzere süslenirdi. Bu çerçevede birer kit...
Yazar: Kadir ÖZKÖSE
2 Kasım 1884 tarihinde İstanbul'da Çırağın Sarayı'nda dünya gelen Mehmed Reşad, babası Abdülmecid'in ihtimamıyla saray geleneklerine göre yetiştirilmiş, kendisine okuma yazma dışında adet olduğu gibi ...
Yazar: Bekir AYDOĞAN
Ebûbekir b. Ebûbekir ed-Dârendevî (ö.?) tarafından kaleme alınan “Minhâcü’l-Müzekkirîn” adlı eser, “Şeyh Hamîd-i Velî Kütüphanesi Darende 1335” mührü ile ismi geçen kütüphaneye vakfedilmiş bir eserdir...
Yazar: Fatih ÇINAR