Ayasofya-i Kebîr Camî-i Şerîfi’nin Açılışını Sorduk Ne Dediler?
24.07.2020 Cuma günü, Allahu Teâlâ’nın yardımı ve izni ile dünya güzüyle Ayasofya-i Kebîr Camî-i Şerîfi’nin yeniden aslına döndürülmesine dünya gözü ile şahitlik ettik. Heyecanı ve coşkusu hiçbir zaman azalmayacak olan bu tarihi günle ilgili ilahiyatçı akademisyenler ve hocalarımız çeşitli açıklamalar yaptılar. Sizleri saygıdeğer hocalarımızın duygu ve düşünceleri ile baş başa bırakıyoruz. Prof. Dr. Mehmet Halil Çiçek: Ayasofya’nın açılışı, sosyopolitik açıdan oldukça önemli ve bir dönüm noktası olabileceğini düşünüyorum. Karar vericilerin ve gizli mahfillerin niyetleri ne olursa olsun bu karar iki açıdan oldukça önemlidir: 1- Ayasofya’nın müzeye dönüştürülmesi İslâm âlemi için ve özellikle ülkemizin Müslümanları için bir zilletin ve şanlı geçmişinden vazgeçmenin bir sembolüydü. O müze olarak devam ettiği sürece bu zillet karabulutu da üzerimizde devam ediyordu. 2- Ayasofya’nın açılışı Türkiye’nin kendi kendine müstakil bir şekilde karar verme noktasında olduğunu göstermesi açısında çok çok önemlidir. Yani artık Türkiye kendi iç dinamikleri doğrultuda karar verebileceğini göstermiş olmaktadır. Bu sosyopolitik açıdan oldukça önemli bir dönüm noktasıdır. Mevlâ’m Ayasofya’nın açılışını “Allah'ın mescitlerini ancak Allah'a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah'tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte doğru yola ermişlerden olmaları umulanlar bunlardı.” (9/Tevbe, 18) ayetine mazhar olacak şekilde idrak etmeyi nasip eylesin. Prof. Dr. Ali İhsan Karataş: Fetihten sonra camiye çevrilmesi Ayasofya’nın hak ettiği değere kavuşmasını sağlamıştır. Cami olması sebebiyle asırlarca her türlü tamir ve bakımı itinayla yapılmış ve sağlam bir şekilde günümüze intikali sağlanmıştır. Bir asra yakın bir fasıladan sonra tekrar camiye çevrilmesi Ayasofya’nın yeniden hak ettiği değeri kazanmasını sağlamıştır. Oraya verilen bu değer bu mabedin sonraki nesillere de sağlam bir şekilde intikalini sağlayacaktır. Buna vesile olanlar da kıyamete kadar her daim şükranla yâd edileceklerdir. Abdullah Yıldız: Ayasofya Camii'nin ibadete açılması, Türkiye’nin gerçekten özgür ve tam bağımsız bir devlet olduğunun anlamlı bir göstergesidir. İnancımız o ki, Ayasofya’nın ibadete açılması, Osmanlı mirasına yeniden sahip çıkma gayretleri içinde olan Türkiye Müslümanlarının ve kalpleri Türkiye Müslümanlarıyla birlikte atan dünya Müslümanlarının emperyalist Batı dünyasına karşı direniş bilincini ve dahası fetih ruhunu tekrar canlandırması bakımından oldukça önemli ve anlamlı bir dönüm noktası teşkil edecektir. Özellikle Türkiye’nin Kuzey Irak, Kuzey Suriye, Libya, Afrika ve Doğu Akdeniz’de emperyalist hegemonyaya meydan okuduğu ve şer planları bozduğu bir aşamada, Ayasofya Camii’nin tekrar ibadete açılması derin tarihî, stratejik ve psikolojik anlamlar ve mesajlar taşıyacaktır. Prof. Dr. Hasan Keskin: Bugün tarihî bir gün, (24 Temmuz 2020) Ayasofya'nın ibadete açılış günü... Tam 86 yıl sonra bugün kılınan ilk Cuma namazıyla Fethin sembolü Ayasofya Camii, varlığıyla, minarelerinden yankılanan ezanlarıyla bağımsızlığımızın göstergesi oldu. Bugün ümmet daha umutlu. Bu tarihi gün Mescid-i Aksa ve esaretten kurtuluşunu bekleyen diğer emanetlerin de kurtuluş müjdecisi olacaktır. Bugünleri gösteren, bu mutluluğu bu millete ve bu ümmete yaşatan Rabb’imize sonsuzca şükürler olsun. Bu mutluluğa vesile olan başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere emeği geçen herkese minnet ve dua borçluyuz. Prof. Dr. Rahmi Yaran: Elhamdülillah. Nihayet Ayasofya hürriyete kavuştu. Aslında bu, bizim hürriyetimiz. Allah bu sonucun alınmasında katkısı olanlardan, bilhassa hukukî kararı alan hâkimlerimizden ve idarî kararı alan Cumhurbaşkanı’mızdan razı olsun. Millet ve ümmet olarak bize de onun kıymetini idrak etme bilinci nasip etsin. Süleyman Ramazanoğlu: Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılması… Uzun bir bekleyiş, çileli bir mücadele… 1975 sonrası zaman zaman bizim de katıldığımız “Ayasofya açılsın!” seslerinin yükseldiği kalabalık toplantılar… Fikir adamı, siyasetçi, edebiyatçı birçok önemli şahsiyetlerin ibadete açma emeli ve rüyası… Ama nasıp olmadı. Sonunda Cumhurbaşkanı’mıza nasip oldu, Allah’ın lütfu... Nihayet Ayasofya’nın müzelik kararnamesi Danıştay tarafından iptal edildi ve cami olarak ibadete açılması için Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredildi. Başta Cumhurbaşkanı’mız olmak üzere emeği geçen herkesi tebrik ederiz. Allah (c.c.) hepsine bol mükâfat ihsan eylesin. Ayasofya’nın Fatih’in vaziyetine uygun olarak ilelebet cami olmasını nasip ve mukadder eylesin. Galip Akın: Ceddimiz Fatih’in emaneti ve vakfı olan Ayasofya Camii’ni bizlerle buluşturan, kucaklaştıran, özümüzü ve gönlümüzü mesrur eden Cumhurbaşkanı’mız Recep Tayyip Erdoğan’a ve imzaları ile hukuk tarihine geçecek Danıştay’ın 10. Dairesi’nin değerli başkan ve üyelerine şükranlarımızı sunarım. Gönüller duaya durdu ve duracak; mazlumiyet ve mahkûmiyetten kurtulmasına vesile olan, emeği geçen herkese… Rabb’im hayırların fethine şerlerin define mazhar ve muzaffer eylesin. Hep açılmasını beklerken bu aşkla bizleri bu sevda ile yetiştiren ve gözleri arkada giden Üstad Necip Fazıl Kısakürek, Osman Yüksel Serdengeçti, Kadir Mısıroğlu, Erdem Beyazıt, Nuri Pakdil’i rahmetle ve minnetle anarım. Rabb’im ruhlarını şad eylesin, mekânlarını cennet eylesin. Ayasofya’nın ibadete açılışı ümmetin dirilişine vesile olsun inşaallah. "Ustada kalırsa bu öksüz yapı, onu sürdürmeyen çırak utansın!" şuuru ile bekleyen kızılelmalarımıza, Kudüs’ümüze, Kâbe’mize Rabb’im kavuştursun… O güzelliklere bizleri layık eylesin. Prof. Dr. Hayreddin Karaman: “İmam Hatiplerimi geri isterim!” Sultanahmet mitinginde de üç yüz ile beş yüz bin arasında Müslüman toplanmıştı. Bugün benzer bir toplantıya şahid olduk. Vakar içinde geçmesi çok önemli idi, öyle de oldu. Caminin yolunu bilmeyen yöneticileri de gördük. Camileri ahır, depo, matbaa, asker barınağı yapan, yıkan, yerini satan idarecileri de gördük. Bu açılış kadar önemli olan bir husus da devlet erkânının baştan sona namaza katılmaları ve en tepedekinin hafızlar gibi Kur’an okumasıdır. Bizi bizden uzaklaştırma hareketi yaklaşık iki asır sürdü. Aslımıza dönüş de bir adımda olmayacaktır. Tenkit ve beklentilerimizi hikmet ve insaf ölçüleri içinde tutalım. Bir şey daha eklemek istiyorum: Bu büyük ve tarihî camiler cemaatsiz kalırsa bence turistlere hizmet veren müzeler gibi olurlar. Gerçek manada müzeden camiye çevirme, camileri cemaatle imar etmekle olur. Prof. Dr. Kerim Buladı: Sebe’ Kavmi’nin yaşadığı belde Kur’an’da “beldetün tayyibetün” hoş güzel bir belde/şehir olarak nitelendirilmiştir. Merhum Elmalılı Hamdi Yazır tefsirinde şöyle bir değerlendirmede bulunmuştur: “Çok güzel bir tesadüftür ki ‘hoş bir belde ifadesi, ‘ebced’ hesabıyla İstanbul’un fethine tarih düşmüştür. (857). Molla Cami merhumun bir hediyesi olmak üzere bilinmektedir.” (Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, İstanbul, 1971, VI, 3956). 24 Temmuz, 2020 Cuma günü bu hoş, temiz ve güzel beldenin sembolü ve Fatih Sultan Mehmed’in emaneti Ayasofya, 86 altı yıllık esaretinden sonra özgürlüğüne bir başka deyişle aslî hüviyetine kavuşmuştur. Coşkulu ve özlem dolu bir kalabalığın ve devlet erkânını iştirakiyle Ayasofya’nın minarelerinden ezan sesleri yükselmiş, kubbeleri tekbir ve tehlillerle çınlamıştır. Allahu Teâlâ, Ayasofya’nın aslî hâline döndürülmesi için çalışan devlet büyüklerinden, ilim ve fikir adamlarından ve emeği geçen herkesten razı ve hoşnut olsun. Prof. Dr. Ahmet Turan Arslan: Rabb’imize çok şükür milletçe yıllardır beklediğimiz Ayasofya’nın açılışı dün gerçekleşti ve başta Sayın Cumhurbaşkanı’mız olmak üzere ricâl-i devletimizle birlikte camimizin içinde cuma namazımızı eda ettik. O gün milletimiz için büyük bir bayramdı. Meydanları, caddeleri doldurarak namaza duran cemm-i gafîr buna şahittir. Ayasofya’nın tekrar cami olarak açılışına tarihî imzayı atan ve namazdan sonra da doğruca büyük hükümdar Fatih Sultan Mehmed’in kabrini ziyaret etme vefakârlığını gösteren Cumhurbaşkanı’mıza ve ona millete hizmette yardımcı olanlara saygılar sunuyor, dualar ediyoruz, hayırlı işlerinde muvaffakiyetler diliyoruz. Sağlık ve devletleri daim, orduları kaim olsun.
Aydın BAŞAR
YazarAğabeyi Sultan Abdülmecid’in, verem hastalığından vefat etmesi üzerine, 25 Haziran 1861’de, 32 yaşında 32. Osmanlı padişahı olarak tahta çıktı. Eyüp Sultan Türbesi’nde kılıç kuşandı. Kendisini bekleye...
Yazar: İsmail ÇOLAK
Oturup kalkmasını bilmeyen, nerede ne konuşması gerektiğini tâyin edemeyen, büyüklerine ve küçüklerine nasıl davranacağını kestiremeyen, zaman zaman kaba ve agresif hareketler sergileyen, edep ve erkâ...
Yazar: Aydın BAŞAR
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in bir sünnetini ihya etmek bazen çok güzel hayırlara vesile olabiliyor. Bilindiği gibi ziyaretleşmek hem güzel bir sünnet hem de bereketli bir geleneğimizdir. Sünnete itt...
Yazar: Aydın BAŞAR
Bir cihan sultanı, Aziz’in kulu, Bir babayiğitti Abdülaziz Han, Bakışı heybetli, cüssesi ulu, Taşları öğüttü Abdülaziz Han… Tablolar resmetti, gemiler çizdi, Edebi besteler, n...
Şair: Halil GÖKKAYA