Beyzanur’un Günlüğü: Halamın Masalı
Enes ile ben grip olduk. İki gündür okula gidemiyoruz. Doktor dinlenmemizi ve ilaçlarımızı düzenli kullanmamızı tavsiye etti. Annem, dedem ve babaannem de gribe yakalanınca telaşlandım. Bu salgın hastalıkla kış çok zor geçecek derken sabahtan halam çıka geldi. Onun gelişi bizi sevindirdi. Hepimizle tek tek ilgileniyor. O gelince annemin üzerinden bir yük kalktı sanki. Enes yemek yemek, ilaçlarını içmek istemiyor. Ateşi var ve her an ağlamaklı gibi. Halam ona bir tas çorba içirebilmek için epey dil döktü. Fayda etmeyince sonunda ona, benim de beğendiğim bu masalı anlattı. - Kocaman bir ülke varmış. Çok güçlü muhafızlar tarafından korunuyormuş. O ülkenin kralı muhafızlarına büyük önem verir onların her türlü ihtiyaçlarını gidermeye çalışırmış. Ne var ki gel zaman git zaman onlarla yeteri kadar ilgilenmez olmuş. Ülkeyi koruyan muhafızlar buna çok üzülmüşler. Kendilerini kötü hissetmişler. Bunu fırsat bilen zalimler bu ülkeyi karıştırmaya karar vermişler. Saldırıya geçmişler. Zalimler çok kalabalıkmış. Yine de muhafızlar tüm güçleriyle ülkeyi savunuyorlarmış. Bu savaş günlerce sürmüş. Kralın ise ülkesinden haberi yokmuş. Gününü gün ediyormuş. Kendisine yapılan uyarıları dinlemiyormuş. Muhafızlar güçten düştükçe ülke karanlığa gömülmeye başlamış. İşte o zaman kralın aklı başına gelmiş. Askerlerinin yardımına koşmuş, onlarla beraber zalimlerle savaşmaya başlamış. Masalın sonu nasıl bitmiş olabilir Enes. - İyi bitmiş. - Başka. - Kötü bitmiş de olabilir. Başka şık yok. - O ülke beden ülkesiymiş. Dengeli beslenmez isek bağışıklık sitemimizin zayıflamasına sebep oluruz. O zaman da mikroplar vücudumuzu işgal eder. Eğer şimdi Enes çorbanı içersen yeteri kadar dinlenirsen bu hastalığı yenmeye başlayacaksın. Yok, hala ben yemem, ben içmem dersen beden ülkeni kim bilir ne zalim mikroplar işgal edecek. Masaldaki kral askerlerine yiyecek içecek verip vitaminlerle güçlendirmiş. Böylece mutlu sona ulaşmışlar. Söyle bakalım sen ne yapacaksın? Enes çorbasını suratını asarak içerken bizler gülüştük. Halam birkaç gün daha bizde kaldı. Yavaş yavaş sağlığımıza kavuşuyoruz. Bunda onun payı büyük. İyi ki kocaman bir ailem var. Yarın okula gideceğim. Ben de hep ailemin yanında olacağım. Onlarla birlikte olmak ne güzel.
Nurçiçek YILMAZ
YazarDavut (a.s.)’ın oğludur. Kenan diyarındaki başarılarından dolayı hakkında sayısız efsaneler çıkartılan ulu bir peygamberdir. Küçük yaşından beri yöneticiliğe kabiliyeti belli olmuş, verdiği hükümlerl...
Yazar: Ali BÜYÜKÇAPAR
Sevgili çocuklar; Uzun yıllar önce “Canım Babam” adlı bir hikâye yazmıştım. Duygusal bir hikâye idi, okuyanların gözleri yaşarıyordu. Bir gün sınıfta hikâyemi okudum; bitirdiğimde üç öğrencim başını ...
Yazar: Sırrı ER
Ablamla beraber kitap okurken Enes koşarak odamıza girdi ve coşkuyla; - Misafirlerimiz var! Aynı hızla diğer odaları dolaşarak yine; - Misafirlerimiz var, diye bağırdı. Kapı zilini de duymamıştık....
Yazar: Nurçiçek YILMAZ
Sevgili çocuk dostlarım; Bugün Antakya'da Uzun Çarşı'yı geziyoruz. Selimler, Arkeoloji Müzesi ile Habib-i Neccar Camii’nde çekim yapacaklar. Selim'in anlattığına göre, Hatay Arkeoloji Müzesi dünyanın...
Yazar: Raziye SAĞLAM