HZ. MUSA ALEYHİSSELAM
Soyu Hz. İbrahim (a.s.)’a dayanır, babasının adı İmran’dır. İsrailoğullarının Mısır’da bulunduğu yıllardı. Firavunların yönetiminde yaşayan Mısır halkı İsrailoğullarını köle olarak çalıştırıyor, her türlü angarya işleri onlara yaptırıyor, hak ve hukuk da gözetmiyorlardı. Firavun Velid rüyasında Beytü'l-makdis tarafından gelen bir ateşin Mısır evlerini sararak yaktığını ama bu ateşin İsrailoğullarının evlerini yakmadığını gördü. Kâhinler Firavun’un bu rüyasını yorumlayıp, İsrailoğullarından birinin saltanatına son vereceği şeklinde tabir ettiler. Bunun üzerine Firavun da İsrailoğullarının doğacak bütün erkek çocukların öldürülmesine hüküm verdi ve bu hüküm gelen yıllarda uygulanmaya başlandı. Annesi Musa’ya hamile kaldı. Sonrası Kur’an-ı Kerim’de şöyle anlatılır: “Onu bir süre emzir. Şayet onun başına bir şey geleceğinden endişe edersen, ırmağa bırak, hiç endişe etme, hiç üzülme. Zira onu sana kavuşturacağız ve onu rasûllerden yapacağız.” (28/Kasas, 7) Musa doğdu. Onun için endişelenen annesi bir sandık yaptırıp Musa’yı içine yatırdı ve sandığı Nil Nehri’ne bıraktı. O sırada Firavun’un eşi Asiye Hanım’ın hizmetkârları Nil’in kenarında idiler. Sandığı suda görünce çıkartıp Asiye Hanım’a götürdüler. Onlar sandığın içinde değerli bir eşya var sanıyorlardı. Asiye Hanım sandığın içindeki çocuğu görünce kalbinde ona karşı bir şefkat ve sevgi doğdu ve onu evlat edindi. Böylelikle Musa Firavun’un sarayında büyüdü. Kader tecellisi bazı olaylar oldu ve Musa Mısır’dan ayrılmak zorunda kaldı. Medyen bölgesine giden Musa orada Şuayb (a.s.)’ın ailesiyle tanıştı. Onlara hizmet etti ve kızlarından biriyle de evlendi. On yıl orada kaldıktan sonra Allahu Teâlâ Musa’yı peygamber olarak seçince ailesiyle birlikte Mısır’a doğru yola çıktı. Mısır yolculuğunda kutsal vadide ilahî vahye muhatap olan Musa (a.s.) nihayet Mısır’a vardı, milletiyle kaynaştı. Hz. Musa Firavun’dan İsariloğullarını serbest bırakmasını ve Mısır’dan ayrılmalarına izin vermesini istedi. Firavun buna karşı çıktı. Musa (a.s.) mucizeler gösterdi; asasıyla sihirbazların oyunlarını boşa çıkardı. Fakat Firavun ikna olmadı. Tufanlar oldu, çekirge belası, kummel belası, kurbağa yağmuru dahası kan belalarıyla karşılaşan Firavun bir türlü ikna olmadı. Musa (a.s.) bir gece İsariloğullarını topladı ve gizlice Mısır’dan ayrılmak istedi. Bunu duyan Firavun ve askerleri onların peşine düştü. Musa (a.s.) kavmiyle Kızıldeniz’den geçip kurtuldu ama onları takip eden Firavun ve askerleri denizde boğuldu. Yola devam eden Musa (a.s.) ilahî vahyi almak için Tur Dağı’na çıktı. Bu arada İsrailoğulları türlü imtihanlar verdiler, pişmanlıklar yaşadılar. “On emir”le geri dönen Musa (a.s.) ve kavmi günahlardan temizlenmek için uzun yıllar çölde imtihan oldular. Temizlenip Allah’ın dediği saflığa ulaşmaya çalıştılar. Tevrat hükümleriyle amel edecekleri sözü alındıktan sonra İsrailoğullarının Kenan diyarına yolculukları devam etti ama bu ulu peygamber de vefat etti.
Ali BÜYÜKÇAPAR
Yazarİnsanı tanımak bize önemli bilgiler verir. Dünyaya gelen her canlıda kendine göre fizik ve ruh hali mevcuttur. Doğumla başlayan hayat kendi zaman dairesinde döner durur.Hayat Armağandır! Sayısız varlı...
Yazar: Ali BÜYÜKÇAPAR
Eyüp (a.s.) oğlu Bişr diye bilinir. Adı üzerinde farklı görüşler olmakla birlikte genel kanı onun Eyüp Peygamber’in oğlu olduğu hakkındadır. “Kefalet sahibi, kısmetli, nasipli” gibi bir manaya gelir...
Yazar: Ali BÜYÜKÇAPAR
En başta gelen görevimiz Allah’ a karşı yapmak zorunda olduğumuzu kulluktur. “Allaha kul peygambere ümmet olasın.” diyen büyüklerimizin duasını almayı sakın ihmal etmeyin. Dünya dua üzerine kuru...
Yazar: Ali BÜYÜKÇAPAR
İnsanlığın yüzlerce yıldır oluşturduğu kurumların sıralaması şöyle yapılabilir: Aile, dil, din, ahlak, zanaatlar, bilimler, ekonomi ve devlet.Hudutları belirli bir toprak parçası üzerinde yaşayan insa...
Yazar: Ali BÜYÜKÇAPAR