PARA BULMAK
Daha çok küçükken rahmetli dedem beni sık sık sevindirirdi. Yattığım odadan salona kadar geçeceğim yola aralıklarla bir bir bozuk ve kâğıt para koyardı. Sonra da seslenerek beni çağırırdı. "Tarık, gelsene yanıma!" Yatağımdan kalkardım; salona doğru giderken ilk paraya rastlardım. Parayı alınca bir sevinir bir sevinirdim ki anlatamam. Gözlerim yerde sonra diğer paraları toplardım. Avucumda sıkarak "Para buldum dede." derdim. "Devamlı önüne bak, çok para bulursun." derdi dedem de. Sonra fermuarlı bir çanta verdi elime. "Paralarını bunun içine koy yoksa kaybedersin." dedi. "Bununla sarı renkte, Mercedes bir taksi alacağım pazardan..." dedim. "Tamam alırız." Pazara gitmek için evden çıkardık. Tenha sokakta yürürken elimi tutmayı bırakırdı. O hızlı adımlarla yürürken yola bozuk paraları beş on metre aralıklarla koyardı. Sonra bana seslenerek "Olduğun yerden önüne doğru bakarak bana doğru gel." derdi. Yine bir bir paraları bulurdum. Her defasında sevincim sonsuz olurdu. Çocukluk işte, onun geçtiğim yola para koyduğunu bir müddet anlayamamıştım. Küçüklük bir şeye tez inanmak, o şeyin öyle olduğunu sanmaktır. Dedem bu numarayı ilkokul birinci sınıfın sonuna kadar yaptı. Mahalleden babası çok zengin, kendisi uyanık ve akıllı Nuri adında bir arkadaşım vardı. Ona her seferinde yolda bulduğum paraları anlatırdım. Beni dinler, gülerdi. Okula giderken, o önden yürür çaktırmadan bozuk para koyardı yollara. Paraları toplardım sevinerek. Birisi düşürmüş sanırdım. Nuri bana bakar, "Paraları buldun yine..." diyerek kahkaha atardı. Artık bu işi meslek olarak görüyordum "Büyüyünce ne olacaksın? "diye sorulduğunda önceleri "Öğretmen." diyordum. Daha sonra meslek değiştirdim. O kadar çok para bulmuştum ki, artık kendime inanıyordum: "Büyüyünce ne olacaksın?" "Para bulucu... Devamlı yoldan çok para bulup evimi geçindireceğim..." Mahalle arkadaşım Erol, "Ben profesör olacağım." dedikçe, "Para bulucunun ondan daha çok parası olur." diyordum. Annem babam çok gülüyorlardı bu diyaloglara. Bu diyaloglar beş-altı yaşına kadar sürdü. Sonunda "para buluculuk" diye bir meslek olmadığını öğrendim.
Erdal KARASU
YazarHayatımızın bütün alanlarını etkileyen sevgi, saygı, hoşgörü; bizi biz yapan, güzel yönlerimizi ortaya çıkaran, herkes tarafından takdir edilmemizi sağlayan, kendimize olan saygımızı var eden kavramla...
Yazar: Erdal KARASU
Oruçların tutulduğu, yardımlaşma, hoşgörü, sevgi, saygı ve ibadetle geçirilen aydır Ramazan. Bizim için önemlidir, hazırlıklar yapılır, özlemle beklenir, coşkuyla karşılanır. Ardından gelen bayram gün...
Yazar: Erdal KARASU
Sultan I. Abdülhamid’in yedinci kadınefendisi ve II. Mahmud'un annesidir. Eski hayatı ve Osmanlı Sarayı’ndaki yaşantısı hakkında çok sağlam ve tatmin edici bir bilgi yoktur. Kafkas kökenli olması muht...
Yazar: Zühal ÇOLAK
Sevgili çocuklar;Huzur ve mutluluğu en çok hissettiğiniz yerdir evleriniz. Anne ve babalarınızın kanatları altında kaygı, korku, yokluk nedir bilmeden güven içinde yaşarsınız. Sabah olunca hazırlanmış...
Yazar: Erdal KARASU