BU RAMAZAN BİR SURENİN HAFIZI OLSAK
On bir ayın sultanı baharda geliyor bu yıl. Özledik! Hoş gelsin, safalar getirsin! Rahmetiyle, bereketiyle kuşatsın dünyamızı, mağfiretiyle yıkasın kalplerimizi; Kur’an’la, oruçla, namazla, infakla beslesin zayıflayan ruhumuzu; dualarla, tevbelerle, şükürle, sabırla, merhametle yeşertsin çoraklaşan gönüllerimizi; ömrümüze ömür katsın bereketli, aydınlık geceleriyle! Oruç ayıdır Ramazan. “Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır. Öyleyse, sizden (Ramazan) ayına ulaşanlar onda oruç tutsun.”1 buyuruyor Rabb’imiz. “Oruç kalkandır.”2 diyor Peygamberimiz; orucun cehenneme karşı, cehenneme götürücü arzu ve heveslere karşı kalkan görevi yaptığını bildiriyor. Yani insan; oruç sayesinde haramlardan uzaklaşır, Allah ve Rasûlü’nün sevdiği tutum ve davranışları ahlak edinir; böylelikle takva kalkanına, haramlardan korunma kalkanına sahip olur; günahlardan uzak durmanın ibadet olduğunu öğrenir. Belki de orucun bu terbiye edici özelliği nedeniyledir ki âyet-i kerimede, yolcu olanlar, hastalar oruçtan muaf tutulurken, her şeye rağmen eğer güç yetirebilirlerse; “…Oruç tutmanız sizin için elbette daha hayırlıdır.”3 buyurulur. Yolcu da olunsa oruç bir nimet, bir ikramdır. Çünkü oruç ilâhî bir terbiyedir. Ebedî cennet nimetlerinin bir müjdecisidir. Şöyle buyuruyor Peygamberimiz (s.a.v.): “Cennette reyyan denilen bir kapı vardır ki kıyamet günü oradan ancak oruçlular girecek, onlardan başka kimse giremeyecektir. ‘Oruçlular nerede?’ diye çağrılır. Onlar da kalkıp girerler ve o kapıdan onlardan başkası asla giremez. Oruçlular girince o kapı kapanır ve bir daha oradan kimse giremez.”4 Beş vakit namaza ilaveten teravihlerle, teheccütlerle aydınlanır geceler Ramazan ayında. “Kim Ramazan’ın faziletine inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek teravih namazını kılarsa, geçmiş günahları bağışlanır.”5 diyor Peygamberimiz. Cömertliğin, iyiliğin zirveye çıktığı aydır Ramazan. İbn Abbas (r.a.) diyor ki: “Rasûlullah (s.a.v.) insanların en cömerdi idi. Onun en cömert olduğu anlar da Ramazan’da Cebrail’in, kendisi ile buluştuğu zamanlardı. Cebrail (a.s.), Ramazan’ın her gecesinde Hz Peygamber (s.a.v.) ile buluşur, (karşılıklı) Kur’an okurlardı. Bundan dolayı Rasûlullah (s.a.v.) Cebrail ile buluştuğunda, esmek için engel tanımayan bereketli rüzgârdan daha cömert davranırdı.”6 Mağfiret ayıdır Ramazan. Cennet kapılarının açıldığı, cehennem kapılarının kapandığı, şeytanların bağlandığı7 aydır bu ay. Allahu Teâlâ, kulunu cehennemden azad edip cennete koymak için rahmetini yayar da yayar bu ayda. Bir ömür boyu yapılan ibadet sevabı verir o mübarek Kadir Gecesi’nde kılınan namazlara, yapılan iyiliklere, verilen sadakalara, edilen dualara. Yaklaştı Ramazan. Recep ayı girdiğinde Sevgili Peygamberimiz gibi; “Allah’ım! Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl! Bizi Ramazan’a ulaştır!”8 diye dua ettik. Özlemimizi dile getirdik. İşte, gelmek üzere hasretle beklediğimiz rahmet ve mağfiret mevsimi. Nasıl karşılayacağız, hazırlık yaptık mı? Her Ramazan yaptığımız amellere bir şey daha eklesek bu yıl Ramazan ayında. Mesela Zümer, Mü’min, Fussilet Surelerini her gün okusak. Ya da başka bir sureyi yahut sureleri. Ama öyle anlamadan değil, düşüne düşüne okusak. Tekrar tekrar okusak. Her gün aynı sureyi ya da sureleri döne döne okusak. Olmadı tefsirine baksak, açıklamalarını okusak surelerin. Dilimize vird etsek her bir ayetini. Düşüncelerimiz, duygularımız okuduğumuz ayetlerle yoğrulsa. Rüyalarımızda dahi o ayetleri okur hale gelsek. Sabah uyanırken, yatmadan önce okuduğumuz ayetler dökülse dilimizden. Yemek yaparken, işimize giderken, sofra hazırlarken, iftarı beklerken zihnimizde okuduğumuz ayetler dönüp dolaşsa. Rabb’imizle, tabiatla, kendimizle, diğer insanlarla olan ilişkilerimiz üzerine düşünürken ayetler aydınlatsa zihnimizi. Okuduğumuz ayetler rehberlik etse davranışlarımıza. Bu Ramazan, bir ya da birkaç surenin hafızı (ezberleyeni değil) olarak bayrama kavuşsak, maddî ve manevî hayatımızda bir şeyler değişmez mi sizce?
Halide YENEN
YazarHz. Peygamber (s.a.v.)’in ibadet hayatında oruç ibadetinin çok özel bir yeri vardır. Allah Rasûlü, henüz orucun farz kılınmadığı zamanlarda Mekke’de iken Muharrem ayının onuncu günündeki aşûra orucunu...
Yazar: Musa TEKTAŞ
Numan b. Beşir anlatıyor: Babam, malının bir kısmını bana tasadduk etti (bağışladı). Ancak annem Amra binti Revaha, “Rasûlullah (s.a.v.) şahitlik yapmadıkça buna razı olmam.” dedi. Babam, bana yapılan...
Yazar: İsmail Hakkı ÜNAL
Asr-ı Saadet’te kadınların, yaşadıkları topluma fayda sağlamak, en önemlisi de Allah (c.c.) rızası için savaşan erkekleri iyileştirmek suretiyle yine Allah’ın (c.c.) rızasını umarak yerine getirdikler...
Yazar: Hatice AKKAYA
İlk ve orta öğretim öğrencilerine Allah sevgisini anlatan bir konuşma yapmam gerekiyordu. Çok güzel ve çok basit; ancak o basitliği, o güzelliği nispetinde de zor ve iddialı bir iştir Allah’ı sevmekte...
Yazar: Halide YENEN