DENİZCİLERİN PİRİ: BEŞİKTAŞLI ŞEYH YAYHA EFENDİ (K.S.)
“Denizcilerin Piri” olarak tanınan maneviyat önderi Şeyh Yahyâ Efendi’nin külliyesi deniz seferine çıkmadan önce Osmanlı Donanması tarafından önce Boğaz’da Ortaköy kıyısına yanaşılarak ziyaret edilirmiş. Tüm mürettebat güvertede, dikkatle karşılarındaki tepeye bakarak, huşu içinde bekleyen askerlerin “Ey ya molla!” çağrısı Boğaz’daki sessizliği bozarmış. Yeşillikler arasındaki tepede denizcilerin piri olarak adlandırılan manevi önder belirip, ellerini havaya kaldırıp Osmanlı Donanması’nın savaştan zaferle dönmesini Allah’tan niyaz edermiş. Donanma askerlerinin her bir ferdi de yüksek sesle “Âmin!” derlermiş. Akdeniz’e doğru yol alırlarmış. Bu manevî önderin duası alınmadan ne Osmanlı Donanması sefere, ne de İstanbul’un balıkçıları ava çıkmazlarmış. Bu Osmanlı geleneği manevî önderin vefatının ardından da yıllarca sürdürülmüş. “Ey ya molla!” sözü ise denizcilerin kullandığı yanlış bir telaffuz olarak ‘Heyamola’ya dönüşmüş. Günümüzde de bazı balıkçılar motorlarıyla kıyıya yaklaşıp tepedeki kabrine doğru dönerek ruhuna Fatiha okuyor, bazı kaptanlar ise Fatiha okumadan Boğaz’dan geçmiyorlar. ‘Denizcilerin Piri’ olarak adlandırılan bu manevî önder ise Şeyh Yahyâ Efendi’den (1495-1570) başkası değil. Günümüzde de Şeyh Yahyâ Efendi’nin Boğaz’ı ve denizcileri koruduğuna inanılıyor. Şeyh Yahyâ Efendi’nin türbesi, Beşiktaş’ta Yıldız Parkı’nın yanında, Çırağan Sarayı’nın karşısında Boğaz’a nazır Yahya Efendi Camii’nde bulunuyor. Beşiktaş’ta Küçük Mecidiye Camii’nin sol tarafındaki Yahyâ Efendi Tekke ve Camii bizzat kendisi tarafından 1538 yılında yaptırılmıştır. Yahyâ Efendi’nin kendi imkânları ile satın aldığı geniş arazi, bugünkü tekke arsasının yanı sıra, daha sonra Çırağan ve Yıldız Saraylarının arazilerine katılan birer bölümü, ayrıca Yüksek Denizcilik Okulu’nun arsasını da içine almakta, Yıldız Tepesi’nden Boğaziçi kıyısına kadar kesintisiz uzanmaktaydı. Bu meyanda 18. yy başlarında bugünkü Yüksek Denizcilik Okulu ile eski Beşiktaş Stadı’nın bulunduğu yerde Yahyâ Efendi Vakfı’na ait yedi gözlü kayıkhane, bahçeler, havuz, bahçıvan odaları, ev, ekmekçi, kulluk, ayazma-çeşmenin var olduğu bilinmektedir. Yahyâ Efendi ömrünün sonuna kadar mücahede ve ibadetle vakit geçirmiş, 1570 senesi Zilhicce’sinde Kurban Bayramı gecesinde 78 yaşında iken Beşiktaş’daki dergâhında ebedi âleme irtihal etmiştir. Yahyâ Efendi’nin vefatına “İrtihal eyledi kutbu’l ulema!” terkibiyle tarih düşürülmüştür. Cenaze namazını, bayram namazının ardından Süleymaniye Camii’nde devrin Şeyhülislamı olan Ebussuud Efendi kıldırmıştır. Cenaze Süleymaniye’den Beşiktaş’a getirilerek, hayatta iken kendisi tarafından yaptırılmış olan ebedi istirahatgahı olan bugünkü türbesine defnedilmiştir. Yahyâ Efendi’nin, mescid-tevhidhâne, medrese, hamam, çeşme ve çeşitli evlerden oluşan bir külliyesi, vefatını müteakip II. Selim’in emriyle Mimar Sinan’a tarafından genişletme ve yeni baştan inşa edilme suretiyle bir de Şeyh için türbe yaptırılmıştır. Kaptan-ı Derya ve Vezir-i a’zam Cezayirli Gazi Hasan Paşa 1191/1777’de tekkenin içine bir çeşme yaptırmıştır. Daha sonra Sultan II. Abdülhamid döneminde tekkenin onarımlar geçirdiği tarihi kayıtlarda mevcuttur. Yine II. Abdülhamid tarafından 1906’da tekke girişinin sağ tarafına Hamidiye Çeşmesi yaptırılmıştır. Tekkelerin 1925 yılında kapatılmasını müteakip cami-tevhidhânesi cami olarak kullanılmaya başlanmış, bu fonksiyonu günümüze kadar sürdürmektedir.
Bekir AYDOĞAN
YazarŞehadete yürüyenler, hakikatin şahitleridir. Hayatının her safhasında imanını hayatına tatbik eden, onu uygulayarak imana tanıklık eden kişilerdir. Allah yolunda öldürülen kişiye de şehid denir, çün...
Yazar: Bekir AYDOĞAN
Sultan II. Abdülhamid’in gütmüş olduğu İslâm Birliği siyasetinin en önemli başarısı; Şam ile Hicaz’ı yani Mekke-Medine’yi birleştiren Hamidiye Hicaz Demiryolu projesi olmuştur. 1901 yılında başlayıp, ...
Yazar: Bekir AYDOĞAN
Tasavvuf çevrelerinde gönülleri olgunlaştıran sohbet ortamlarında okunan maneviyatla beslenmiş şiirlerin, insan ruhuna etkisi fevkalâdedir. Kur’an ve sünnetten beslenen şiir vadisinin tesiriyle gönüll...
Yazar: Bekir AYDOĞAN
Cenab-ı Allah’ın ihsanı olarak insanoğlu yaratılmışların en üstün ve en büyük sanat eseridir. Yüce Rabb’imizin insana ihsanlarını gerçek manasıyla görenler ve bu sırra erenler kabiliyetleri, hünerli e...
Yazar: Bekir AYDOĞAN