MÜSLÜMAN GENÇ KIZ NASIL OLMALI?
Selam; ahir zamanda dinini öğrenmeye çalışan asrın Ayşe’lerine, Fatıma’larına, Hatice’lerine, Sümeyye’lerine olsun. Rabb’im bizleri dîni mübîni İslâm’ın şuur ve hakikatine ulaştırsın.
İçinde yaşadığımız çağın bilgi çağı olmasına rağmen, toplumdaki ahlaki çöküntünün artması ne kadarda manidar. Şuur olmadan öğrenilen bilgilerin malumat olma dışında pek anlamı olmuyor. Oysa ilmin gayesi nedir? Yunus’umuz cevaplasın; İlim ilim bilmektir, İlim kendini bilmektir, Sen kendini bilmezsen, Ya nice okumaktır…
‘Kendini bilmek’’ bir ömür süren bir serüvendir. Kendini bilmek neden mühim? “Men arafe nefsehu fekad arafe Rabbehu/Nefisini bilen Rabb’ini bilir…”Rabb’e giden yol, kendini bilmekten geçiyor çünkü. Çağın unutturmak istediği budur sevgili kızlarım. Dışı parlak ambalajlarla kaplı ışıltılı dünyayı cazip gösterip, asli vazifeyi unutturmak.
Bir genç kız önce fıtratını bilecek. Kadınlık fıtratını. Bozulmamış fıtratın pusula ibresi Allah’ı ve Peygamberini gösterir. Çünkü Kur’an ve insan ikiz kardeştir.’’ Yaratılıştan tanıştır onlar. Gelelim kadınlık fıtratına, kadının fıtratında neler var?
En başta annelik istidadı. Küçücük bir kız çocuğunun bebeğine annelik yapması, onu besleyip büyütmesi fıtratın içindeki annelik sinyalidir. Demek ki her genç kız müstakbel anne adayıdır. Ayağına cennetin Peygamber müjdesine mazhardır. Bir genç kız ileride sahip olacağı çocuğunun yüzüne ak bir şekilde bakabilmek için evlilikten önceki hayatını dikkatle yaşamalıdır.
Kendisine ilham olacak rehberler, yol gösterecek yıldızlar bulmalıdır. Ama bunu sakın günümüzde ‘’star’ olarak adlandırılan sahte yıldız olarak telakki etmeyin. “Bülbülü Rehber Edinen Gül Bahçesine, Kargayı Rehber Edinen Leşe Gider.” İslâm tarihi, Osmanlı tarihi yüzlerce hakiki yıldız olan analarımızla doludur, iç dünyamızı onlarla aydınlatmalı hayat yolunda onları rehber edinmeliyiz.
O analar kadınlık fıtratını muhafaza etmiş nadide şahsiyetlerdir. İman dolu yürekleri ile içinde bulundukları çağa, zulme meydan okumuş Rabb’imiz tarafından taltif edinmiş incilerdir. Ve bugün evlenirken Allah’ın rızasını dahi hatırına getiremeyen bir gençlik... Hakiki yıldızları kaybettiğimiz için mi yolumuzu şaşırdık? Bir yuvanın kurucusu erkek ve kadının fıtratı bozulunca yuvalarında ayarı kaçtı, cennetin başlangıcı olan aile cehenneme döndü adeta.
Bize ne oldu sevgili kızlarım? Merhum Arif Nihat Asya’nın dediği gibi; Bize bir nazar oldu, Cumamız pazar oldu, Bize ne olduysa, hep azar azar oldu... Toplumun kurtuluşu kadının kurtuluşuna, kadının kurtuluşu kadının fıtrat-ı selimesine dönmesiyle mümkündür.
Çağın zehirlerine karşı Kur’an-ı Kerim’e bakacak olursak onu sadece söz olarak değil şuuruna da ererek öğreneceğiz. Aldığımız bilgiler sözden manaya, manadan anlaşılmaya, anlaşılan da yaşayışa dönüşmüyorsa ne anlamı var öğrendiklerimizin? Bize bir diriliş lazım, uyanış lazım, canlanma lazım...
Küfür mukaddes değerlerimizi zahiren alamadı ama bize ruhumuzu kaybettirerek en büyük zararı verdi. Nasıl mı? Kadınlık fıtratının bir gereği olan örtünün şeklini, ruhunu ve anlamını kaybettirerek. Evet, örtünme de kadınlık fıtratının bir gereğidir. Örtünen kadın huzura erer. Çünkü örtü aynı zamanda edep, hayâ, iffet alametidir. Hani yazar diyor ya: “Kızaran yüzlere madalya takılmalı.” çünkü kızarmak hayâ alametidir, Hayâ da efendimizin beyanıyla iman alametidir. Ne çok ihtiyacımız var kızarmaya...
Bizler bacısının yüzündeki peçeye namahrem eli değdi diye ölümü göze alan Sütçü İmam’ın torunlarıyız. Bu mücadele niçin yapıldı? “Milyar verseler örtümü çıkarmam.” diyen anaların evladı, ne oldu da “Milyar verseler örtünmem.” der hale geldi.
Bakınız sevgili kızlarım ünlü bir Hollwood yıldızına rol icabı örtü takmak istiyorlar “Rol icabı dahi olsa örtünmem.’’ diyor. Medya, sinema, diziler, gazeteler vasıtasıyla Müslüman genç kızları örtüden utanır hale getirdiler. Örtüsünü, edebini, fıtratını kaybetmiş bir genç kız, nasıl ana olacak? İşte Gerçek Ana Hanne Valide gibi evladını Rabb’e adayan ana.
Hani Meryem Validemizin anası Hanne senelerce evlat sahibi olamadı. En nihayet hamile kaldığını anlayınca Kur’an-ı Kerim’de geçen şu duayı yaptı. “Ya Rabbi, karnımdakini sana adadım kabul et. Şüphesiz ki sen işiten ve bilensin.” (3/Âl-i İmran, 35) Ana odur ki evladını ahirete bağlasın, dünyaya değil… Anne Hanne olursa evlat Meryem olur. Ana odur ki evladına ilk kelime olarak “Allah”, ilk cümle olarak ta “La ilahe illallah” dedirtir. Çünkü o yavruyu o anaya veren Allah azze celledir. Bu o ananın Rabb’e vefasıdır.
Ana odur ki daha evladı karnındayken yavrusunu Rabb’e adasın. Ey müstakbel analar, toplumun gözbebeği genç kızlar, kadınlık fıtratına dönmeden, ne hayırlı bir ana, ne de hayırlı bir eş olabiliriz. Mehmet Akif’in Ersoy’un dediği gibi… Yükselirse kadın beşer yükselir, Alçalırsa kadın beşer alçalır Ana vardır çap kapatıp çağ açan Fatih doğurur…
Ana vardır şer saçan evlat doğurur. Bayrak şairi Arif Nihat Asya Fetih Marşı’nda ne diyordu… ... Yürü hâlâ, ne diye oyunda oynaştasın Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın. Kızım sen de Fatihler doğuracak yaştasın… Sevgili kızlarım analık, zevcelik gibi şerefli bir vazifeye aday cennet güllerim! İslâm’ın tadına vardığınız zaman gerçek değerinizi fark edeceksiniz. Sakın ola bu değeri geçici dünyanın sahte iltifatlarında aramayın. Çünkü dünyada verilen değer sıfatlarınız gidince yani gençliğiniz güzelliğiniz gidince biter. Ama El-Vâfi olan Allah, onun yolunda sarf edilen hiçbir şeyi zayi etmez.
Allah yolunda giden gençliğe ebedi, solmayan bir gençlik verilir. İlk şehide Hz. Sümeyye Anamız gibi. Esmer zayıf bir hanımdı Sümeyye Anamız. Ama gözü ahirete açık olan arifler Sümeyye Anamız şehit olduktan sonra cennetin kapısından gencecik ve çok güzel bir şekilde içeriye girdiğini müşahede ettiler. Kim kazandı, kim kaybetti cennet güllerim? Üç günlük dünyanın geçici hevesleri için gençliğini kullanan mı, yoksa ebedi gençlik için sabredip edebiyle örtüsüyle gençliğini muhafaza eden mi?
Rabb’im hayat yolculuğunda en önemli bir süreç olan gençliği, kendi yolunda yaşatsın ve hepinizi cennetin âşık olup her gün Mevlâ’dan “Beni o gence kavuştur.” dediği Peygamber âşığı gençlerden eylesin. Âmin…
Amaç; Kadını ve Aileyi İfsat Ederek Toplumu Yok Etmektir
Allah düşmanları, İslâm toplumlarını içinden çökertmede ilk önce annelik vasfıyla toplumun eğiticisi olan kadınları hedef almış, onu ifsat etmek için ellerinden geleni yapmışlardır. Çünkü kadının ifsadını toplumun ifsadı takip edecektir. Bu uğurda birçok sahte ülküler ortaya atmış, kadını gerçek özgürlüğünü bulduğu dininden koparmaya çalışmış ve her şeyini seferber ederek bu nadide varlığı, kişiliksiz bir metâ haline getirmek için komplolar kurmuştur.
Bilinçli bir Müslüman hanım elbette bunların farkındadır; çevresindekileri Kur’an ve sünnet yoluna davet etmede ve onları düşmanların komplolarına karşı uyarmada hırslıdır. Şu tavsiyelerde bulunabiliriz. Allah’tan bizi, sevdiği ve hoşnut olduğu her şeyde muvaffak kılmasını diler, sözlerimiz sebebiyle bizi kınamamasını niyaz ederiz.
Değerli Gençler İslâmî kavramları sakın hafife alma! Namazı sakın terk etme! Sakın açılıp saçılma ve örtünmene çok dikkat et! Üçüncü şahısların yuvanın dirliğini olumsuz etkileyecek sözlerine aldırma. Evinin ve eşinin mahremiyetini ifşa etme. Mütedeyyin kızlarla arkadaşlık kur, gıybet ve kovuculuk yapma, laf taşıma!
İster batılı, ister yerli hiçbir kâfiri taklit etme, özellikle dinî bilgini arttırmada gayretli ol. Rabb’inden sabır ve sebat niyaz et. Ahiret hayatını sakın unutma! Allahu Teâlâ’ya ve Rasûlullah (s.a.v.)’e isyana çağırmadıkları sürece; eşine, anne ve babana karşı gelme!
Nefsini yoldan çıkaran moda dergilerinden, müstehcen şarkılardan ve müzikten uzak dur! Kur’an okumaya, öğrenmeye ve biliyorsan öğretmeye gayret et. İster telefon, ister sosyal medya, ister başka bir yolla olsun, flört denilen şeyin her türünden son derece uzak dur.
Şunları da Asla İhmal Etme: Allahu Teâlâ’ya gerçek bir şekilde iman et ve imanın gerektirdiği esaslara bağlı kal. Rasûlullah (s.a.v.)’in hayat tarzına dikkat etmeyi ihmal etme. Allah’a her zaman dua edip O’na yönelmeyi; O’ndan bağışlanma dilemeyi ve ahiret için de hazırlıklarda bulunmayı asla ihmal etme. Değerli gençler! Bu nasihatleri kendin, annen, baban için ve en önemlisi dinin ve şerefin için tut! Allah yâr ve yardımcınız olsun.
Ali ÖZKANLI
YazarÖmür iki kapılı bir han, zorlu bir imtihan değil mi değerli okuyucularım. İnsanlar yaşadıkça hayatın içindeki zorlukları görüyor ve bunlardan dersler çıkarıyor. Zamanı en iyi şekilde kullanmak zorunda...
Yazar: Ali ÖZKANLI
Dön, bu aşkın Kâbe’sini; Nûr eyleyen vahdeti duy!.. Arzın, Arş’ın secdesini; Bir eyleyen hasleti duy!.. Kor yürekten al bu sesi; Ayet ayet doku nefsi!.. Tevhîd yüklü her nefesi; Gür eyleyen r...
Yazar: Rıfat ARAZ
Değerli eğitimciler ve sevgili anne-babalar. Geleceğimiz olan çocuklarımızın dünya ve âhiretini kurtarmak istiyorsak gelin elimizi taşın altına koyalım ve onları en güzel şekilde yetiştirelim.Güller u...
Yazar: Ali ÖZKANLI
Güzel bir atasözümüz var; “Ne ekersen onu biçersin.” Biz büyüklerimizden gördüklerimizi uygularsak, çocuklarımız da bunları görecek onlar da bayramları bizim gibi kutlayacaklardır. Geleneklerimize sah...
Yazar: Ali ÖZKANLI