YILDIRIM BAYEZİD HAN'IN HAYATINDA İKİ HATUN
Gülçiçek Hatun¸ sağlığında Bursa'da mescit¸ medrese¸ imaret ve türbeden müteşekkil güzel bir külliye inşa ettirdi. Külliyenin mütevelliliğine oğlu Yahşi Bey'i getirdi. Bu sebeple külliyenin bulunduğu mahal Yahşi Bey Mahallesi adını almıştır. Günümüzde türbe dışındaki eserler ne yazık ki kaybolmuştur. Bu hayırsever hanım¸ imaretin yanında evler kurdurmuş ve yaz-kış misafirlere yemekler verilmesini vasiyet etmiştir. Ayrıca başta kendisi olmak üzere türbesinde yatanlara Kur'ân-ı Kerim okunmasını şart koşmuştur.
Gülçiçek Hatun I. Murad Han'ın hanımı ve Yıldırım Bayezid Han'ın validesidir. Gülçiçek Hatun aslen Rum'dur. 1340 yıllarında doğduğu tahmin edilmektedir. İlk yıllarına dair bilgi yoktur. I. Murad Gelibolu'da sancakbeyi iken haremine katılmıştır. Muhtemelen evlendikten sonra Gülçiçek adını alarak Müslüman oldu. Güzelliği ve hayırseverliği ile nam salmıştı. Yıldırım Bayezid'i 1360 yılında dünyaya getirdi. Bazıları Yıldırım Bayezid'in Bulgar Kralı Şişmanın kızı Mara Hatun'dan olduğunu ifade ederler. Oysa I. Murad Han¸ Mara ile 1370 yılında evlenmiştir. Yıldırım'ın doğum tarihi ise 1360'tır. Bu itibarla annesinin Mara olmasının imkân ve ihtimali yoktur. Gülçiçek Hatun¸ sağlığında Bursa'da mescit¸ medrese¸ imaret ve türbeden müteşekkil güzel bir külliye inşa ettirdi. Külliyenin mütevelliliğine oğlu Yahşi Bey'i getirdi. Bu sebeple külliyenin bulunduğu mahal Yahşi Bey Mahallesi adını almıştır. Günümüzde türbe dışındaki eserler ne yazık ki kaybolmuştur. Bu hayırsever hanım¸ imaretin yanında evler kurdurmuş ve yaz-kış misafirlere yemekler verilmesini vasiyet etmiştir. Ayrıca başta kendisi olmak üzere türbesinde yatanlara Kur'ân-ı Kerim okunmasını şart koşmuştur. Gülçiçek Hatun'un ölüm tarihi belli olmamakla birlikte eşi I. Murad Han'ın sağlığında vefat ettiği tahmin edilmektedir. Cenazesi kendi yaptırdığı türbesine defnedilmiştir. I. Murat Hüdavendigâr'ın eşi Yıldırım Bayezid'in annesi Gülçiçek Hatun'a ait olan türbe¸ Altıparmak Semti'nde¸ Sarıklı Değirmen Sokağı'nda yer almaktadır. Padişah analarından kendi adına türbesi olan ilk kadındır. Kare planlı yapı¸ tek kubbeyle örtülüdür. Kabirlerin bulunduğu mekânın önünde¸ yanları kapalı revaklı bir bölüm yer almaktadır. Eskiden çatı ile örtülü revakın üzeri bugün yıkılmış durumdadır. Üç sıra tuğla¸ bir sıra kefeki taş dizisiyle örülmüş beden duvarlarının kalınlığı 0.85 metredir. Cephelerin dış köşeleri kesme kefeki taşla örülmüştür. Beden duvarlarından kubbeye geçiş¸ içeride üçgenler aracılığı ile sağlanmıştır. Kubbe; kesme taşla örülmüş sekizgen bir kasnağa oturtulmuştur. Giriş kapısı¸ tuğla işçiliği ile yapılmış¸ iç içe iki yuvarlak kemere ve mermer söveye sahiptir. Türbede Gülçiçek Hatun'dan başka kimliği bilinemeyen üç kişiye ait sandukalar bulunmaktadır. Türbede bulunan diğer mezarların kime ait olduğu bilinmez. Türbe 1772'de III. Mustafa zamanında ve 1958'de tamir edilmiştir. Devlet Hatun Yıldırım Bayezid Han'ın eşi ve Sultan Çelebi Mehmed'in validesidir. Merzifon'daki vakfiyesinde geçen "Devlet Hatun binti Abdullah" ifadesi onun Harem'e cariye olarak girdiğini göstermektedir. Ancak gerek ailesi gerekse Harem'e alınışı ile ilgili bir bilgi mevcut değildir. Tarih kitaplarında Germiyan Hükümdarı Süleyman Şah'ın kızı olduğu rivayet edilmektedir. Oysa eski kaynaklarda Çelebi Mehmed'in¸ Germiyan Hükümdarı Süleyman Şah'ın kızından doğmuş olduğuna dair hiçbir kayıt mevcut değildir. Bunu ilk defa Namık Kemal ve daha sonra Tevhîd Bey ortaya atmışlardır. Bu yanlışlık muhtemelen¸ Germiyanoğlu'nun kızına Devletşah Hatun denilmesinden ve aynı unvanın kabir kitâbesinde görülmesinden kaynaklanmış olmalıdır. Hâlbuki Devlet Hatun¸ Sultan Hatun gibi tabirler¸ hükümdar ailelerine verilmiş olan unvanlardan olup asıl isimleri değildir. Sakıp Dede¸ Sefine-i Mevleviye adlı eserinde¸ Yıldırım Bayezid'in Germiyanoğlu'nun kızı Devletşah Hatun ile evliliğinden İsa ve Musa Çelebilerin doğduklarını belirtmektedir. Buna karşılık Çelebi Mehmed'den hiç söz etmemektedir. Ankara Muharebesi'nde esir düşen Musa Çelebi'nin Timur'un avdetinde Germiyan Hükümdarı II. Yakup Bey'in yanında bırakılmış olması Musa'nın¸ Germiyanoğlu'nun kızından doğmuş olması zannını ayrıca vermektedir. Devlet Hatun¸ oğlu Çelebi Mehmed'i 1387 yılında Edirne Sarayı'nda dünyaya getirdi. Burada oğlunun en iyi şekilde yetişmesi için gayret gösterdi. Çelebi Mehmed'in¸ 1399 yılında on iki yaşında iken¸ Amasya Sancağı'na vali tayin edilmesi üzerine Devlet Hatun da oğlu ile birlikte gitti. Hayırsever hatun bu esnada Merzifon ve çevresinde hayır eserleri yaptırdı. Ankara Savaşı sonrasında ortaya çıkan Fetret Dönemi onun en üzüntülü yılları oldu. Sultan Çelebi Mehmed'in saltanatı tek başına elde etmesi üzerine Devlet Hatun Bursa'ya geldi. Bundan sonra vefatına kadar hayır işleri ve imar faaliyetleri ile meşgul oldu. 1422 yılında vefat ettiği sanılmaktadır. Türbesi¸ Sultan Çelebi Mehmed'in Yeşil Türbesi'nin alt tarafında Meydancık denen yerdedir. Kare planlı¸ sivri kubbeli¸ sade bir yapıdır. Baş tarafındaki mermer sandukada: "Bu türbe hatunların sultanı¸ iffetli hanımefendi¸ Bayezid oğlu büyük padişah Sultan Mehmed'in annesi Devlet Hatun'undur." yazılıdır. Sultan Çelebi Mehmed Merzifon'da kendi medresesinin yanında validesi namına bir sofa ve iki odayı havi zaviye yaptırmıştır. Bu zaviyenin vakfiyesi Çelebi Mehmed'in vefatından on ay sonra 16 Nisan 1422'de tertip edilmiştir. Vakfiyede Çelebi Mehmed'in validesi şöyle tavsif edilmektedir: "Kadınların seyyidi¸ hatunların tacı Devlet Hatun binti Abdullah." Bu ibareler Devlet Hatun'un cariyelikten geldiğini göstermesi yanında onun iffetli¸ iyi ahlaklı¸ hayırsever ve müşfik bir hanım olduğuna da işaret etmektedir. Nitekim Merzifon'daki zaviyesinde her gün fakir fukaraya yemek verilmesi¸ aç gelenlerin tok gönderilmesi¸ hizmetlilerin mağdur edilmemesi ve asla israfa yol açılmaması tembih edilmektedir. Dipnot Bkz: Valide Sultanlar ve Harem¸ Timaş Yayınları¸ İstanbul 2014.
Ahmet ŞİMŞİRGİL
YazarDaha çok küçükken rahmetli dedem beni sık sık sevindirirdi. Yattığım odadan salona kadar geçeceğim yola aralıklarla bir bir bozuk ve kâğıt para koyardı. Sonra da seslenerek beni çağırırdı. "Tarık, ge...
Yazar: Erdal KARASU
1. DİLEDİĞİNE MADDÎ VE MÂNEVÎ NİMETLERİNİ BOL BOL VEREN, RUHLARI BEDENLERE YAYAN El-Bâsıt da bir şeyi yayan ve genişleten demektir. Yüce Allah'ın en güzel isimleri arasında yer alan ‘el-...
Yazar: somuncueditor
Ramazan ayının kalan yarısını idrak ederken, bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi’ni ve Ramazan’ın bitimiyle de bayramı yaşayacağız inşaallah. Bu mübarek günler, hayırların tavsiye edildiği ve mü’minle...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Sevgili çocuklar; “Bizim en vefalı dostlarımız kitaplardır.” desem abartmış olur muyum acaba? Beni bu yargıya götüren etkenlere bir göz atalım isterseniz. Hiç unutmam; orta ikinci sınıfa gidiyordum....
Yazar: Sırrı ER