YASEMİN ABLA
Burhan amca iki yıl önce emekli olunca, evine yakın bir yerden kiralık bir yer bulup manav dükkanı açtı. Sebze-meyve satmaya başladı. Burhan amca, emekli ikramiyesi ile kirada oturduğu şimdiki evi satın aldı. Bir oğlu, bir kızı var. Büyük kızı Yasemin abla açık öğretim fakültesini bitirdi. İş arıyor. İlkokula giden oğlu Mevlüt ise üçe geçti. Burhan amca aşırı kilolu ve kalp hastasıydı… Yüksek tansiyonu olan kalp hastası Burhan amcanın bir Pazar sabahı evinde vefat ettiğini duyduk. Cenazeyi kaldırdık, evine baş sağlığına gittik. Fazla yaşlı değildi Burhan amca ama ecel işte… Ailesi, manav dükkanını bir başkasına devretti. Birkaç ay sonra bir gün annem Burhan amcanın eşi Dürdane teyzeye ziyarete gitti. Otururken, Dürdane teyze içini dökmüş anneme. Maddi durumları hiç iyi değilmiş. Kızı Yasemin abla da bir işe girememişti. İş başvurularında bulunuyormuş ama olumlu bir haber çıkmıyormuş. Mevlüt sürekli haçlık istiyormuş. Aldığı emekli maaşı ancak yeme içmelerine yetiyormuş… Yasemin abla meslek lisesinin çiçek bölümünden mezun olmuştu. Okuldayken çok güzel saksıda çiçekler yapardı. Bu çiçekleri gerçek mi yoksa yapay mı ayırt etmek güçtü bakınca. Evinin antresinde, odalarda, salonda hep bu tür çiçekler vardı. Laleler, güller, mor menekşeler, zambaklar, hatmi çiçeği, mum çiçeği… Saksı içerisindeki çiçekler odalarda bir dekor teşkil ediyordu. Annem Yasemin ablaya, “Boş zamanlarında bu çiçeklerden yapabilir misin? Tanıdığım bir çiçekçi var. Ben onunla konuşurum. Müşteri olur yaptıklarına. Tüm çiçeklerini satarız.” demiş. Yasemin ablayı bu işe ikna etmiş. Sonra da, “Kullanılacak malzemelerin parasını ben vereceğim. Elin rahatlayınca sen bana ödersin” demiş. Yasemin abla da kabul etmiş. İki hafta sonra Yasemin abla pek çok saksıda çiçek yapmıştı. Evlerine gidince çiçeklere baktım. Üstüne çiğ düşmüş kırmızı gülleri pek beğendim. Hatmi çiçeği de hoşuma gitti. Kasımpatılar gerçek mi yapay mı hiç belli değildi. Hepsi, hepsi ayrı bir güzeldi. Hepsi de yapay değil sanki gerçek çiçeklerdi. Annem tanıdığı çiçekçi ile konuşup, Yasemin ablanın yapay çiçeklerinden bahsetmiş. Çiçekçi ilgilenmiş, “Ben satarım o çiçekleri” demiş. Ertesi gün çiçekçi, Dürdane teyzelere gelip çiçeklerin hepsini almış. Kamyonetinin kasasına koyarak çiçekleri dükkanına götürmüş… Aradan bir zaman geçti. Çiçekçi Rıfat ağabey çiçeklerin hepsini satmış. Yasemin abla’dan yeni çiçekler istemiş. Hatırı sayılır da bir para vermiş… Bu nedenle Yasemin abla çiçekçilik işine girdi. Bu arada yine iş başvurularını da yapıyordu. Böylece bir dört ay geçti. Dürdane teyze bize her gelişinde anneme, “Allah razı olsun senden” demeye başladı. “Sen söyledin de Yasemin bu işe başladı. Yoksa bizim aklımızda yoktu bu iş… Parasal yönden de rahatladık. Çok teşekkürler…” Dürdane teyzeyi yüzü gülerken görmek, bizi mutlu ediyordu. O günlerde, Yasemin abla’ya bir iş başvurusunun yanıtı geldi. Yakında işe başlayacaktı bankada memur olarak. Çok istediği bir işti. Hepimiz ne kadar çok sevindik. En çok da Dürdane teyze sevindi. “Yasemin işine kavuştu artık…”diyerek. İyilik yapmak güzel bir şey…
Erdal KARASU
YazarNezaket, toplum içinde nasıl davranılması gerektiğini anlatan kurallardır. Yazılı kurallar değildir ama herkes bu kurallara uyarak toplumda huzur ve güveni oluşturur. Tavır, duruş, konuşma ve beden di...
Yazar: Erdal KARASU
Soğuk, karlı, yağışlı geçen kış günlerinin ardından baharın müjdecisidir çiçekler. Havaların ısınması ile tarlalarda birdenbire bitiveren, ömrü kısa, güzelliği ömre bedel papatyalar, koparmaya kıyamad...
Yazar: Erdal KARASU
NE KAĞITLAR YETER BU HESAPLARA NE DE MÜREKKEPLER, SAYILARI YUTAN BİR SIFIR OLMASA!!! Herkese merhaba arkadaşlar… Bugüne dek birçok bilim kaşifi ile tanıştınız. Fakat bizim bu kaşifler tanış t...
Yazar: Tuba ATEŞ
Öğrenelim bilgileri; Akıl, fikir ver Allah’ım! Derslerde her kolaylığı Önümüze ser Allah’ım! Öğretmen dünya çiçeği, Anlatır bize gerçeği. Boşa gitmesin emeği, Sana şükreder Allah’...
Şair: Bestami YAZGAN