Vefalı Olmak
Vefa, “sevgiyi sürdürme, sevgi, dostluk bağlılığı” anlamına gelen bir kelimedir. Vefasız ise “vefası olmayan, sevgisi çabuk geçen, hakikatsiz, bivefa” anlamlarına gelir. Vefa kelimesinin yukarıdaki anlamına baktığımızda her insanda olması gereken güzel bir haslettir. Vefa, sevginin ve dostluğun devamı ve artması için gereken bir kişilik özelliğidir. Bir Müslümanda olması gereken güzel huylardan birisidir. Allah insanı, iman ve amel noktasında sözünü tutacak fıtratta yaratmıştır. Vefasızlık, bu anlamda, fıtrata ters düşmektir. Vefa tam, içten ve sarsılmaz gönül bağlılığıdır. İnsanlar arasında sevgi köprüleri kurar. Aile içinde, akraba çevresinde ve arkadaşlar arasında en çok değer verilen kişiliğin manevi bir özelliğidir. Vefakâr insan, karşılık beklemeden dost ve akrabalarının yanında olan insandır. Vefalı insan, vefasız olanı da hoş görür. Artıları ile eksileri ile insanları kabul eder. Vefasız insan ise gönlü fakir olandır. Kin tutar, kusur arar ve benmerkezcidir. Mevlâna, vefayı şu sözünde ne güzel ifade etmiş: “Yaşam gülmeyi, sevgi hak etmeyi, vefa unutmamayı, dostluk sadık kalmayı bilenler içindir." Vefa ile ilgili çok bilinen bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum: Yaşlı bir adam sokakta yürürken bisikletli bir çocuk kendisine çarpmış ve yaşlı adam hafif yaralanmış. Etraftakiler hastaneye götürmüşler. Hemşireler, röntgen çekerek herhangi bir kırık veya çatlak olup olmadığını inceleyeceklerini söylemişler. Yaşlı adam huzursuzlanmış; acelesi olduğunu, röntgen istemediğini söylemiş. Hemşireler merakla acelesinin nedenini sormuşlar. Yaşlı adam, eşinin huzurevinde olduğunu, her sabah onunla kahvaltı yapmaya gittiğini; bugün de gecikmek istemediğini söylemiş. Hemşireler; “Eşinize haber iletir gecikeceğinizi söyleriz.” deyince; yaşlı adam üzgün bir ifade ile eşinin alzheimer hastası olduğunu, hiçbir şey anlamadığını hatta kendisini de tanımadığını söylemiş. Hemşireler hayretle; “Madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor neden her gün onunla kahvaltı yapmak için koşuşturuyorsunuz?” diye sorunca, yaşlı adam; “Ama ben onun kim olduğunu biliyorum.” demiş. Hikâyedeki yaşlı adamın vefasını görüyor musunuz? Kendisini tanımayan eşine ne güzel bir vefa ile bağlı. Bizler de gerçekten böyle miyiz? Her şeye rağmen akrabalarımıza, dostlarımıza, tanıdıklarımıza vefalı mıyız? Vefalı insanların en belirgin özellikleri şunlardır: Arkadaşlarına yardım ederler, verdiği sözde dururlar, dostlarının kara günlerde onların yanında olurlar, kendisine yapılan iyilikleri unutmazlar, dostlarına zaman ayırırlar, bivefa olan insanlara bile iyilik ile yaklaşırlar. Vefa aslında sadece insanlar arasında geçerli olan bir kavram değildir. Allah’a karşı vefa, peygamberlere karşı vefa… İnsana karşı, bitkilere, hayvanlara, eşyalara karşı vefa… Velhasıl canlı, cansız her varlığa sevgi duyulmalı, saygı duyulmalı, vefalı olunmalı. Vefa duygusu, temelde sevgi ve saygıdan beslenir. Vefa, bir kişilik özelliğidir. İnsanın kişiliği, çocukluğunda büyük oranda gelişimini tamamlar. Dolayısıyla, vefa da çocukluk döneminde kazanılması ya da kazandırılması gereken bir haslettir. Vefa, çocuklarımıza kazandırmak zorunda olduğumuz bir ahlakî değerdir. Vefalı çocuklar yetiştirmek, anne babaların en temel görevlerinden birisidir. Vefasız anne babası olan çocuklar da vefasız olur. Vefanın olmadığı aile ortamında büyüyen çocuk da aynı şekilde vefasız olur. Çocukta vefa duygusunun oluşması ve gelişmesi için evde herkesle ve her şeyle kurulan ilişkide vefa duygusu olmalıdır. Anne ve babalar, sevgiyi, saygıyı, yardımlaşmayı ön plana çıkarırsa çocuklar da sevgi dolu bir kişiliğe sahip olacaktır. Dolayısıyla vefalı olmayı öğrenecektir. Çocuk, başkasının mutluluğunu da en az kendi mutluluğu kadar önemseyecek şekilde eğitilmelidir. Yardımlaşmanın önemi de çocuğa kazandırılmalıdır. Bunun neticesinde kendisine yardım edene minnettarlık duyması da kavratılmış olur. Aslında en önemli şey, her şeyden önce Allah’a vefalı çocuklar yetiştirilmesidir. Allah’a karşı vefalı olan insanlar, insanlara ve diğer tüm canlı-cansız varlıklara karşı da vefalı olacaktır. Vefa ve sadakat, insanların yaşamları boyunca ihtiyaç duydukları üstün ahlak özelliğidir. Vefa, sadakattir; sadakatsizlik ise nankörlerin işidir. Nankörlük ise Allah’ın sevmediği huylardan biridir. Vefa, kişinin vaadine, ahdine ve yeminine sadık kalması, dostlarını unutmaması, onların dostluklarına ve iyiliklerine daha güzeliyle karşılık vermesidir. Vefalı insan annesine, babasına, kardeşine, atalarına, arkadaşına, komşusuna, öğretmenine, amirine, müdürüne, kendisini bugünlere getiren herkese vefa duyar. Dahası, devletine sadık kalır. Doğruyu ve sadakati kalplerinizde yaşatmanız ve korumanız dileğimle.
Eşref BOLUKÇU
YazarYavuz Bahadıroğlu bir röportajında söyle anlatıyor: Bir gün Necip Fazıl’a dayanamadım sordum “Niye bu kadar öfkelisiniz?” Yine öfkelice “Öfkeli miyim? diye tepki gösterdi ben ısrar edince “Sen değil m...
Yazar: M. Emin KARABACAK
Bu yazımda beni biraz karamsar bulabilirsiniz. Okuyucularımın da bildiği gibi, ben aile ve çocuk eğitimi konularını içeren yazıları ağırlıklı olarak yazıyorum. Bu yazımda da yine aileye yönelik bazı ş...
Yazar: Eşref BOLUKÇU
Bu hayatta zaman içinde öğrendim ki, yaşama nasıl baktığın önemli… Kinle, nefretle, öfkeyle baktığında; kinle, nefretle, öfkeyle dolarsın. Sevgiyle, neşeyle baktığında yüreğin mutlulukla dolar. Dünyad...
Yazar: Eşref BOLUKÇU
Çocukların kimlikleri yani kişilikleri 0-6 yaş döneminde büyük oranda oluşur. Daha doğrusu, altı yaşından önceki eğitim ve öğretim, çocukların kişiliklerinin temelini oluşturur. Bu nedenle anne ve bab...
Yazar: Eşref BOLUKÇU