ÜMMÜ GÜLSÜM (R. ANHÂ)
Ümmü Gülsüm (r.anhâ), Peygamberimiz (s.a..v)’in azılı düşmanı Ukbe bin Ebî Muayt’ın kızıydı. Hz. Osman’ın anne bir kız kardeşiydi. Mekke’deyken Müslüman olmuştu. Annesi, Ervâ bint-i Kureyz’di. O da ilk Müslümanlardandı. Ervâ’nın annesi Beyzâ, Peygamberimiz (s.a.v.)’in halası oluyordu. Hz. Ümmü Gülsüm, dinden dönmesi için yıllarca işkencelere maruz kaldı. Fakat imanından hiç taviz vermedi. Peygamberimiz, sahabesiyle Medine’ye hicret etti. Ümmü Gülsüm de hicret etmek istese de, babası müsaade etmedi. Ümmü Gülsüm Peygamberimiz (s.a.v.)’e kavuşmak Rabb’ine dua ediyordu. Yedi sene sabırla bekledi. Hz. Allah bu fırsatı ona nasip etti. Mekke’den ayrıldı. Meşakkatli yolculuktan sonra Medine’ye vardı. Ümmü Gülsüm (r.anhâ), mü’minlerin annesi Ümmü Seleme validemizin yanına misafir oldu. O an için Peygamberimiz evde değildi. Ümmü Gülsüm (r.anhâ)’yı derin bir endişe sardı. Çünkü Peygamberimiz’in müşriklerle bir Hudeybiye anlaşması vardı. Anlaşmanın bir maddesine göre, Müslüman olup Medine’ye gelenlerin tekrar müşriklere geri verilmesi esas alıyordu. Müslüman olarak Rasûlullah’a sığınan Ebû Cendel ile Ebû Basir’i Peygamberimiz anlaşma gereği müşriklere iade etmişti. Ümmü Gülsüm (r.anhâ) bu endişeli düşünce halinde iken Peygamberimiz teşrif etti. Ümmü Seleme (r.anhâ) durumu Rasûlullah’a haber verdi. Peygambermiz sahabisine “Hoş geldin!” dedi. Bu arada Ümmü Gülsüm’de heyecanlı idi. Rasûlullah’a durumunu arz etti. Peygamberimiz onu dinledikten sonra, “Yüce Allah muhakkak kadınlar hakkında ahdi bozar, hükümsüz bırakır.” buyurarak onu rahatlattı. Nitekim biraz sonra, “imtihan edilen kadın” manasına gelen Mümtehine Sûresi’nin 10. ayeti indi. Bu ayete Allah şöyle buyuruyordu: “Ey iman edenler! Mü’min kadınlar muhacir olarak size geldiklerinde kendilerini deneyin. Allah onların imanlarını çok iyi bilir. İmtihan sonucunda mü’min olduklarını anlarsanız, onları kâfirlere geri çevirmeyin. Artık mü’min kadınlar kâfirlere helal değildir. Onlar da bunlara helal değildir.” Peygamberimiz ona bu müjdeyi verince Hz. Ümmü Gülsüm sevinçten ağladı… Bu arada babası onun Medine’de olduğunu öğrendi. Oğullarını Peygamberimiz’e yolladı. Bunlar Peygamberimiz’e gelerek “Aramızdaki anlaşmaya göre Müslüman olanları bize iade edecektin. Bunu yerine getir.” dediler. Peygamberimiz, “Cenab-ı Hak o şartın hükmünü kadınlar hakkında bozdu.” buyurdu. Ümmü Gülsüm’ü onlara vermedi. Onlarda Mekke’ye dönüp durumu müşriklere bildirdiler. Onlarda bir şey diyemediler. Ümmü Gülsüm (r.anhâ), Peygamberimiz’den birkaç tane hadis rivayet etti. Bunlardan birisi şöyledir: “İnsanların arasını düzeltmek için, aslı olmasa bile hayır konuşan, güzel söz söyleyen ve bunları birinden diğerine taşıyan kimse yalan söylemiş olmaz.”
Nagehan Nida DURAN
YazarŞifa Hatun (r. anhâ), Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz’in dünyayı teşrifleri sırasında hizmetiyle tanınan bir hanımefendi... Hazreti Âmine annemize ebelik yapan bir hizmet eri... Allah Rasûl’ünün nur bed...
Yazar: Nagehan Nida DURAN
Âmine Hatun Annemizin kız kardeşi olup Hazreti Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in teyzelerindendir. O Mekkeli’dir ve Esved İbni Abdiyeğus’un kızıdır. Annesi Âmine binti Nevfel’dir. Hâlide, Abdullah...
Yazar: Nagehan Nida DURAN
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) İslâm toplumunu inşa ederken, insanı merkeze alan bir tebliğ metodu izlemiş, cinsiyeti esas almamıştır. Eşrefi- mahlûkat olarak yaratılan insanın, ‘halifelik’ onurunu ...
Yazar: Musa TEKTAŞ
Taşları örtmeye çalışır bazı kır çiçekleri... Kusurları örtmek erdemdir yavrucuğum. Aramızdaki taşları, kusurları örtmeye namzet kır çiçekleri ararım. Ninem korkut; Doğayı tefekkür ederken ta...
Yazar: Nilüfer Z. AKTAŞ