TEMİZLİK TERTİP VE DÜZEN
Ev bizim evimizdir. Yuva bizim yuvamızdır ve bizlere yakışır şekilde olmalıdır. Tertip¸ düzen ve temizlik eşyanın lüks ve çokluğuyla alakalı değil¸ bizim ruh dünyamızın zenginliği¸ duygu ve hassasiyetimizin varlığı¸ estetik anlayışımızın düzgünlüğü¸ temizliğin imanımızdaki yeri ile alakalıdır.
Ev hanımı da olsak¸ çalışıyor da olsak¸ öğrenci de olsak tertipli-düzenli olmalıyız. Dağınık¸ düzensiz¸ pasaklı asla olmamalıyız. Yaptığımız iş çok güzel de olsa dağınıklık ve pasaklılık o işin kıymetini ve değerini alır¸ götürür. Elbise veya ev temizliği denilince¸ lüks ve pahalılık anlaşılmamalıdır. Sadeliğin kendine has bir güzelliği ve olgunluğu vardır. Nice yeni eşyalar almaya gücü yetmeyen fakir insanlar evlerini öyle tertip ve düzen içerisinde tanzim etmişlerdir ki¸ içeri girildiğinde insanın içini açar¸ orada yaşayanlara ayrı bir ferahlık verir. Ve nice maddî durumu iyi¸ kabiliyetli ve zekî insanlar da vardır ki¸ dağınıklıkları¸ düzensizlikleri ve pasaklılıkları yüzünden hiçbir işte başarılı olamazlar. "Eskiler erdemin ışığı ile ortalığı aydınlatması için önce devlet işlerini yoluna koyarlardı. Devlet işlerini yoluna koyabilmek için de önce ev işlerini yoluna koyarlardı. Ev işlerini yoluna koyabilmek için kendi kendilerine çekidüzen verirlerdi. Kendilerine çekidüzen verebilmek için önce düşüncelerini yoluna koyarlardı. Düşüncelerini yoluna koyabilmek için ise önce bilgi eksikliklerini giderirlerdi." (Konfüçyüs)
Evlerimiz her zaman tertipli¸ düzenli ve temiz olmalıdır. Her an çok önemli bir misafirimiz gelecek gibi tedbirli olmalıyız. Günün ne getireceği belli olmaz. Ola ki hiç beklemediğimiz bir zamanda¸ hiç ummadığımız bir misafir kapımızı çalabilir. Atalarımız: " Aslan yattığı yerden belli olur." diyerek konunun önemini vurgulamışlardır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de evlerin temizliğine büyük önem vermiş ve; "Allah güzeldir ve güzeli sever¸ cömerttir ve cömerdi sever¸ kerimdir ve kerimi sever¸ temizdir ve temizi sever. Evlerinizin çevresini temizleyin..." (Tirmizi¸ edeb 41) buyurmuşlardır. Elbette çocukların hali ve çocuklu evlerin durumu az-çok bilinir. Ancak bu durum sürekli ihmal edilmeye sebep gösterilerek pasaklılık ve dağınıklık alışkanlık haline getirilmemelidir. Evde sağlığa uygun bir ortamın varlığı muhafaza edilmelidir.
İnsanlar yaşadıkları mekanları temiz ve estetik yönünden göze hoş gelecek şekilde dizayn ve muhafaza etmelidir. Ayrıca Allahu Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de içinde kendi adının anıldığı evlerde bir nur olduğunu haber vermiştir. (Nur suresi¸ 36) Bu sebepledir ki¸
iman edenlerin yaşadıkları¸ çalıştıkları¸ bir araya gelip ibadet ettikleri¸ Allah'ı zikrettikleri tüm mekânlar birer mescit niteliğindedir ve oralarda Allah'ın nuru bulunmaktadır. Allah'ın adının anıldığı her yer temiz olmak zorundadır.
Kur'an-ı Kerim'de cennette bulunan insanların durumlarının bildirildiği bir ayette: "Sanki (her biri) sedefte saklı inci gibi tertemiz¸ pırıl pırıl" oldukları haber verilmiştir. (Tur suresi¸24). Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in hadislerinde ise:"İslâm temizdir. O halde siz de temizleniniz¸ zira cennete ancak temiz olanlar girer." (Keşfü'l-hafa¸1¸288) Ayrıca¸ "vücutlarınızı temiz tutunuz; Allah¸ sizi temiz kullarından eylesin." (muhtar-ul Ehadis 737). Yine bir başka hadiste¸ "Elbiselerinizi yıkayınız¸ traş olunuz¸ dişlerinizi temiz tutunuz¸ güzel ve temiz olunuz."buyrulmaktadır. Bu ayet ve hadisler doğrultusunda kişisel bakım ve temizliğimize ne denli önem vermemiz gerektiği apaçık ortadadır.
Toplu kalınan yerlerdeki tertip ve düzen¸ kul hakkı açısından bakıldığında da çok önemlidir. Düzensiz ve dağınık yaşayanlar diğer insanları rahatsız eder. Dağınıklık ince düşünceli ve hassas insanlarda huzursuzluğa sebebiyet verir. Dağınık insan kendi halinden rahatsız olmayabilir. Lakin bu dağınıklık bir başkasını rahatsız ediyor ve onda gerilim yapıyorsa¸ buna sebebiyet veren insan kul hakkına girmiş olur. Bir gün Peygamberimiz (s.a.v.) bir mezarın kazılması sırasında elinde kazma bulunan şahsa işaret ederek; "Şuraya iki kazma vursanız" gibi bir söz söyler. O sahabe ise¸ "Bu şekilde kalmasının bir mahzuru mu var Ya Resulallah?" deyince¸ Efendimiz:" gözü tırmalıyor." buyurur. Bazı insanlar ise "başkası yapsın " veya "bana ne" duygusuyla hareket eder¸ vurdumduymaz davranarak işin ucundan tutmaz. Bu durum¸ karşısındaki insanlara hakaret ve çok büyük saygısızlık¸ aynı zamanda kul hakkına riayet etmemektir. İç ve dış temizlik İslâm'ın emirlerinden olup¸ kendimizin¸ çocuklarımızın¸ evimizin ve çevremizin temizliğine ve düzenine çok dikkat etmeliyiz. Ancak; aşırı tertipli ve düzenli olmak adına¸ hastalık haline getirmemeliyiz. Mü'minin bedeni elbisesi¸ evi¸ işyeri¸ bulunduğu ortam temiz ve görüntüsü göze hitap etmelidir. Görenin gönlüne ferahlık¸ içine girene huzur vermelidir. Bu durum aile fertlerimizin ve çevremizin sağlık ve sıhhati¸ huzur ve mutluluğu¸ birlik ve beraberliği açısından son derece önemlidir. Mü'min her zaman her şeyiyle örnek olmalıdır. Hal ve hareketleriyle¸ konuşmasıyla¸ cana yakınlığıyla¸ güler yüzüyle¸ kullandığı ifadelerle¸ giyiminin düzgünlüğü¸ endamının uyumluluğu ve olgunluğu açısından takdir toplamalıdır. Zevk anlayışı ve fıtrata güzel gelen şeyleri seçiciliğiyle¸ dostluğu aranılır insan olmalıdır.
Bir insanın çocukluktan itibaren düzenli bir hayata alıştırılması¸ gelecekte alacağı sorumlulukları tam olarak yerine getirmesi açısından çok önemlidir. Çocuğun içinde yaşadığı ailenin bir kuralı¸ düzeni varsa ve çocuk büyüklerinden bir nizam ve intizam görüyorsa onun hayatı da evde ve dış çevrede düzenli olarak devam eder. Aksi takdirde bu durum onların ruhlarına işler¸ evden aldığı uyumsuzluğu ve düzensizliği gittiği yere götürür ve hep huzursuzluk kaynağı olur. İnsan kendisini takvime ve saate göre programlı bir hayata alıştırmışsa¸ o insan bulunduğu yerin tertip ve düzeni konusunda da hassas davranır. Bu durum davranışlarından ibadetlerine kadar her şeye yansıyacaktır.
Kevser BAKİ
YazarTV karşısında 0-3 yaş arasında uzun süre kalan çocuğun¸ sosyal-duygusal gelişim ve etkileşim¸ sosyal ortamlara uyum sağlama¸ insanlar ile iletişim kurma¸ yaşıtlarına uyum sa...
Yazar: Kevser BAKİ
Hayatın ayrılmaz bir parçası olan ölüm, tarih boyunca düşünürler, din önderleri ve âlimlerin varlığı anlama ve anlamlandırmalarını sağlayan temel kavramlardan biri olmuştur. Bu anlamda ölüm, şairleri ...
Yazar: Bilal KEMİKLİ
“Hazret-i Peygamber (s.a.v) Efendimiz, muhtaç, zayıf ve fakirlere yardımı sever, nerede yardıma muhtaç kimse olursa onun yardımına koşar, ashabına bu hususta emirler verirdi. İyiliksever ve cömertti. ...
Yazar: Es-Seyyid Osman Hulusi Ateş Efendi
“Sâde” yazmak, “basit” yazmak değildir. Çoğu kimse sâde kelimesini basit kelimesiyle aynı anlamda kullanır. Oysa sâde, içinde derinlik barındıran bir kavram… Fakat basit, sathîdir; yüzeysel, üstünkörü...
Yazar: Bilal KEMİKLİ