Tasavvufa Giriş
"Tasavvufa Giriş", adı üzerinde bir giriş kitabı. Tasavvuf nedir, nasıl bir ilimdir ve hatta bir ilim midir, bugünün insanına neler söyler, sorularının cevaplarını arayan, bu soruları soranlarla söyleşen bir kitap. İçeriden bakan bir kitap "Tasavvufa Giriş". Bu yönüyle okuru bekleyen, akademik mesafesi olan, bilimsel bir ölçülülük içinde ilerleyen sıkıcı olmayan, aksine sıcak, çarpıcı, kana karışan, kalbe dokunan bir eser. Eser, özellikle modern eğitimden geçmiş, kafası haliyle bir parça karışık okur için sürprizlerle, beklenmedik yeniliklerle dolu. Niyazi-i Mısrî’den bahsederken, aynı hızla kuantum fiziğine geçebilen, psikiyatriden dem vururken fenâ makamını söz konusu edebilen kıvrak, disiplinlerarası bir çalışma. Bu yönüyle, bütün insanî ilimleri, bütün beşerî disiplinleri aynı potada eritmeyi deneyerek tasavvuf mektebinin tevhid ilkesini, üslubuyla da hatırlatan bir kitap. Tasavvufî bilginin mahiyeti nedir, seyrü süluk nasıldır, mürşid kimdir, ledünni bilgi nedir gibi, tasavvufun ana konularını bir de, hem maddî hem manevî dünyamızın dinamiklerini yorumlamada okunması gereken bir eser. Tasavvuf konusunda yazılmış en güzel ve en açıklayıcı kitaplardan bir tanesi olup tasavvuf konusuna adım atacakların ya da bu konuya meraklı olanların kesinlikle okuması gerektiğine inanıyorum. Yazar Prof. Dr. Mahmut Erol Kılıç’ın tasavvufla ilgili birçok çalışması var. Eser daha çok İstanbul Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde 2002-2008 yılları arasında devam eden Bir Doktrin ve Kültür Olarak Tasavvuf derslerine katılan bazı dostların tuttukları notlardan ve bant çözümlerinden hazırlanmış. Sohbet havasında geçen bu derslerde gerek doktrin gerekse pratik olarak kültür ve medeniyet tarihimiz üzerinde derin izler bırakan bir dünya görüşü karşılaştırmalı olarak ele alınmaya çalışılmış. Yazar Kılıç, tasavvufu anlatırken bunun bir bilgi değil, bir düşünce tarzı, bir usul, bir metod olduğundan bahsediyor ve ancak bu metod izlenmek suretiyle bir tür bilgiye ulaşılabileceğini söylüyor: “Hayatın manasını düşünmeden yaşamaya kodlanan modern insanın anlamsızlığı, gayesizliği bazı çıkar çevrelerinin istediği bir müşteri tipini meydana getirdi. Maneviyatı merkeze alan insan, modern-kapitalist tüketim anlayışı çarkının içine adeta bir çivi sokar. Maneviyat, tüketim çarkına girmeyen bir insan modeli çıkarır ortaya. Hayatın anlamını nesnelerde değil, kendisinde arayan insanlardır bunlar. Kendisine asli ve değişmez olanın zevki tattırılmadığı sürece insan, bozulan ve her gün değişen şeylere bağımlılığını arttıran bu çark içerisinde öğütülmeye devam etmektedir. Psikolojik olarak sıkıntıdadır çağdaş insan. ‘Kalpleri ancak O’nu anmak tatmin eder.’ yasası durmadan çiğnenmektedir çünkü. Modern insana, sahip olduğu şeyle anlam veriliyor, ‘Sen, neye sahipsen osun’. deniliyor. Oysa geleneksel anlamda kişiyi insan yapan, sahip olduğu bilgilerle ne kadar tekâmül ettiğidir, neyin peşinde olduğudur. Mevlâna ‘Ne arıyorsan osun sen.’ der.” Mahmud Erol Kılıç, bu eseriyle aslından Osmanlı’dan bu yana tasavvuf adına neleri kaybettiğimizi gözler önüne seriyor. Okurken bunu daha iyi fark ediyorsunuz. Tasavvufun bir dünya görüşü olabilecek çapta olduğunu, çünkü varlığın mahiyeti, bilginin mahiyeti ve evrenin mahiyeti hakkında tutarlı bir düşünce sistemi olduğunu bu eseri okuduktan sonra daha görebiliyorsunuz. İçerisinde yer alan şiirlerin de ayrı bir renk kattığı eser 330 sayfa olup Sufi Kitap tarafından yayınlanmış. Sufi Kitap Tel: 0212 511 24 24
Yusuf HALICI
YazarTasavvuf yolunda nefis mücâhedesini sürdürmekte olanlara mürîd ve mutasavvıf, bu mücâhedeyi tamamlayıp kemale ermiş olanlara sûfî denilmektedir. Sufiler, bid’atlerden ve nefsin kölesi olmaktan kaçınan...
Yazar: Yusuf HALICI
Meşhur sûfî İbnü’l-Arabî’nin üstâdı olan Ebû Medyen’in tesir halkasının geniş bir coğrafyaya yayılmasında eserleri içerisinde “Ünsü’l-Vahîd ve Nüzhetü’l-Mürîd” adlı çalışmasının önemli bir yeri vardır...
Yazar: Yusuf HALICI
Hüseyin Movit bütün unvanların üstünde bir mevkie sahiptir ve Türkçenin Türkiye’deki hakiki koruyucusudur. Onun bir ‘alaylı’ olarak dilimize sahip çıkması sadece bir aydın sorumluluğu değil, aynı zama...
Yazar: Mehmet Nuri YARDIM
Gerek İslâm hukuku (fıkıh) gerekse tasavvuf, Müslümanların dünya ve âhirette mutlu olmaları için bazı kurallar koymuştur. Fıkıh, daha çok bedenin dış organlarına ait hükümlerle, tasavvuf da kalbe ait ...
Yazar: Yusuf HALICI