TASAVVUF VE İNSAN
Felsefede mistisizm (gizemlilik) doğaüstü güçlerin var olduğunu ve bu güçlerle ilişki kurabileceğini savunan felsefe düşüncedir. Başka bir ifade ile mistisizm aklın kavramayacağı gerçekleri mistik sezgi ile bilmek anlamına gelir. Tasavvufun diğer adı ise İslam mistisizmidir.
Felsefede mistisizm (gizemlilik) doğaüstü güçlerin var olduğunu ve bu güçlerle ilişki kurabileceğini savunan felsefe düşüncedir. Başka bir ifade ile mistisizm aklın kavramayacağı gerçekleri mistik sezgi ile bilmek anlamına gelir. Tasavvufun diğer adı ise İslam mistisizmidir.
Tasavvufun Gayesi
Tasavvuf¸ dünyanın süsünden yüz çevirmek¸ insan nefsinin yöneldiği gelip geçici tatlardan uzak durmak ve halis niyetle Allah'a yönelmektir.
Tasavvufun amacı Hakk’ın rızasını kazanmak için nefisleri temizlemek¸ güzel ahlak sahibi olmaya çalışmak¸ Allah'a kulluk etmek¸ Allah ve Resûlü’nün ahlakıyla ahlaklanmaktan ibarettir.
Tasavvufun Menşei
Tasavvufun menşei hakkında çeşitli görüşler vardır. Bunlardan biri tasavvufun Müslümanlar arasında zuhûru hicrî ikinci asrın ortalarına doğrudur. Tasavvuf kitaplarından "Nefehâtü'l-Üns'ün belirttiğine göre¸ safî ismi verilen ilk zat hicrî 150 yılında vefat etmiş olan Ebû Haşim isminde bir zahiddir.
Ebû Haşim'in Suriye'de Remli şehrinde bir zaviyede meydana getirdiği ve saliklerine sufî ismini verdiği rivayet edilmektedir.
Süfyân Sevrî¸ Ebû Haşim hakkında; "Ben Ebû Haşim'i görmeden önce sofinin ne olduğunu bilmiyordum” demiştir. Sofî ismi Peygamberimiz zamanında yoktu. Bu kelime "Tabiîn" devrinde söylenmeye başlanmıştır.
Tasavvuf¸ herkese dost olmak¸ kimseye yük olmamak¸ gül bahçesinin gülü olmak¸ dikeni olmamaktır. Tasavvuf ilahi ahlakla ahlaklanmak bencillikten kurtulup¸ kendinden çok başkasını düşünmektir.
Tasavvufun temeli insanın yaptığı kötülüklerden pişman olmasına dayanır. Çünkü insan eksik bir varlık olduğu için sürekli hata yapmaya açıktır. Önemli olan insanın yapmış olduğu hatayı hemen fark edip¸ pişman olup¸ doğru yola yani Allah yoluna yönelmektir.
Tasavvufun Temeli Şu Üç Esasa Dayanır:
1- Zikir: İnsanın günlük yaşamında Allah'ı sık sık anması¸ onu unutmamasıdır.
2- Sabır: İnsanın karşılaştığı olumsuzluklara¸ nefsi isteklere¸ insanların kışkırtmalarına v.b. durumlara sabırlı olmaktır.
3- Şükür: Allah’ın insana verdiği ve vereceği nimete¸ sağlığa¸ afiyete şükretmektir.
Tasavvuf insanın eğitimini esas alan¸ insanı olgunlaştıran¸ kâmil insan yapmaya çalışan¸ insanı kötülüklerden uzak tutan¸ güzel ahlaka ulaştıran¸ ilahi aşkı insana tattıran manevi bir yoldur.
Tasavvuf güzel ahlak ve edeptir. Güzel ahlak¸ imanı taklitten kurtararak fikir ve davranışlara istikamet veren ihsan duygusunu yani Cenâb-ı Hakk'ı görüyormuşçasına bir hâlet-i rûhiyeyi kalbde sabitleyerek¸ şahsiyetin hakim ve ayrılmaz bir parçası haline getirmek ve bu minval üzerine yaşamaktır.
Mustafa AKYOL
YazarKanûnî’nin küçük oğlu Selim, 28 Mayıs 1524’te İstanbul’da dünyaya geldi. Annesi Hürrem Sultan, saray içinde sözü geçen, etkili bir kadındı. Saray kadınlarına ve hizmetkârlara, Şehzade Selim’in terbiye...
Yazar: İsmail ÇOLAK
Sultan I. Abdülhamid’in yedinci kadınefendisi ve II. Mahmud'un annesidir. Eski hayatı ve Osmanlı Sarayı’ndaki yaşantısı hakkında çok sağlam ve tatmin edici bir bilgi yoktur. Kafkas kökenli olması muht...
Yazar: Zühal ÇOLAK
Ey öğrencim! Dünya sevgisinden sakın. Zira sirke saf balı bozduğu gibi dünya sevgisi de sâlih ve iyi amellerini bozar. Yetimlere, şefkat, çıplaklara elbise giydirmekle merhamet, açları doyur...
Yazar: somuncueditor
“Hazret-i Peygamber (s.a.v) Efendimiz, muhtaç, zayıf ve fakirlere yardımı sever, nerede yardıma muhtaç kimse olursa onun yardımına koşar, ashabına bu hususta emirler verirdi. İyiliksever ve cömertti. ...
Yazar: Es-Seyyid Osman Hulusi Ateş Efendi