TARİHİ İYİ OKUMAK
Her milletin kendi geçmişini bir ayna gibi yansıtan bilgi ve belgelere tarih denir. Bu aynaya bakarak gelecekle ilgili yönelme ve yönlendirmeler hayata geçirilir.
Her milletin kendi geçmişini bir ayna gibi yansıtan bilgi ve belgelere tarih denir. Bu aynaya bakarak gelecekle ilgili yönelme ve yönlendirmeler hayata geçirilir. Yaşanmış hadiselerden iyi ve güzel olanlar hatırlandıkça heyecanlanırız. Olumsuz ve kötü durumlar hatırlanınca üzülür¸ bundan ibret alırız. Geçmişte yaşanmış olumsuzlukları tekrarlamamak¸ aynı hatalara düşmemek tarihi iyi okumak¸ tarih şuurunu iyi kazanmakla mümkündür. Maalesef bunu iyi yaptığımız söylenemez. İdeal yapılması gereken budur ama¸ nedense tarih hafızamız çoğu zaman dumura uğrar¸ yine aynı şeyleri bizden öncekilerin yaptığı gibi yaparız. Bunu hatırlatan Mehmet Akif şöyle demiştir:
Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar
Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi
Tarih¸ çok önemli ve mühimdir. Çünkü¸ tarih şuurunu kavrayamayan ve tarihini yeni nesillerine iyi öğretemeyen bir millet¸ tarih sahnesinden silinir. Tarih¸ bunun nice örnekleriyle doludur.
Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi çeşitli sohbetlerinde tarihî kişiler ve hadiselerden bahsederdi. İbret alınması gerektiğini vurgular¸ konuya dikkat çekerdi.
Güvenilir insanların en önemli meziyetlerinden biri de söz tutmalarıdır. Büyük insanların civarında bulunan kimselerin emirleri yerine getirmek hususunda hiç tereddüt etmemesi gerektiğini Osman Hulûsi Efendi bir sohbetlerinde unutulmaz bir örnekle şöyle anlatır: "Ayaz¸ zamanın padişahı Mahmud-ı Gaznevî'nin veziri idi. Padişah¸ Ayaz'ı çok severdi. Diğer vezirler de onu kıskanırlardı. Padişah¸ bir gün vezirlerini topladı¸ hazineden de en kıymetli mücevheri getirtti. Vezirlerine bu mücevheri sırayla vererek¸ kırın dedi. Hiçbiri o değerli mücevheri yere vurup kırmadı. Ayaz onu yere vur kır' der demez¸ Ayaz mücevheri yere çalmasıyla¸ mücevher parçalandı. Bütün vezirler içlerinden sevinerek¸ Şimdi padişah Ayaz'ın kellesini alır' dedi. Padişah hemen: Ne yaptın Ayaz¸ mücevheri parçaladın¸ böyle kıymetli bir mücevher¸ kırılır mı?' dedi. Ayaz da: Evet padişahım¸ bu mücevher çok kıymetli idi¸ fakat sizin yere vur¸ kır demeniz var ya¸ bunun gibi binlerce mücevherden daha kıymetlidir. Onun için kırdım¸ sizin emrinizden daha kıymetli¸ ne olabilir padişahım' dedi. Bunun üzerine padişah diğer vezirlere: Görüyor musunuz bu Ayaz'ı niçin çok sevdiğimizi şimdi anladınız mı?' dedi. Arkasından da bütün vezirlerin boynunun vurulmasını emretti. Ayaz hemen padişahın eline sarıldı: Aman padişahım bunları bağışla¸ eğer bağışlamayacaksan¸ önce benim boynumu vurdurun' dedi. Padişah vezirlere: Bakın siz bu arkadaşınızı kıskandığınızdan onun ayağını kaydırmaya çalışıyordunuz¸ bu ise sizin affınızı istiyor' dedi. Sonra da onları Ayaz'a bağışladı.
Oğul söz tutmak lazım¸ Uhud Savaşı'nda Resulullah (s.a.v.) Efendimiz okçulara tekrar tekrar: Biz galip de olsak¸ mağlup da olsak¸ sizler yerlerinizi terketmeyeceksiniz' diye emrettiği hâlde¸ savaşta sahabelerin üstünlük sağladığı bir sırada¸ okçulardan bazıları¸ Bu iş bitti¸ biz de ganimetten istifade edelim' diye yerlerinden ayrılınca¸ bazıları onları ikaz ettiler: Arkadaşlar Resulullah (s.a.v.) bize ne emretti¸ etmeyin¸ yapmayın¸ biz yerimizi terk etmeyelim' diye uyarmasına rağmen tepeden ayrıldılar. Bunun üzerine müşrik orduları arkadan dolaşarak¸ sahabeyi kiramdan yetmiş kişinin şehit olmasına sebep oldu. Oğul söz tutmak gerekir."
Hulûsi Efendi'nin bir sohbette buyurduğu şu sözleri de dikkatle okunmalıdır:
"Cenab-ı Allah pek çok sure ve ayetlerde emirlerini tarihî vak'aları hatırlatarak anlatır. Meselâ her vakit namazda okumaya çalıştığımız Fil ve Kureyş sureleri bunlara birer örnektir.
Her insanın da bir geçmişi vardır. Bu bir tarihtir. Babası belli olmayan kişilere ne söylendiğini bilirsiniz. Cibilliyet¸ geçmiş çok önemlidir. Ot çekilir köküne bakılır. Tarihini bilmeyen¸ onu yaşatıp koruyamayan geleceğini de kuramaz ve koruyamaz. Tarihimizde Alpaslan¸ Fatih¸ Kanunî'ler ve İstiklâl Harbindeki kumandanlarımız ve silah arkadaşları da öyledir. Bunların hepsi de vatanımız için¸ hürriyetimiz için¸ geleceğimiz için¸ canlarını ortaya koymuş kahramanlardır. Hepsini rahmet ve şükranla yâd etmek¸ dualarla anmak gerekir
"
Biz de dergimizin bu sayısında okuyucularımıza tarihî şuur açısından hatırlatmalarda bulunmaya¸ tarihe ismini güzellikle yazdıran şehitlerimizi ve büyüklerimizi hayırla yâd etmeye gayret ettik.
Ayrıca Kıymetli okuyucular!
Geçtiğimiz ay içerisinde Mısır'a yaptığımız ziyaret neticesinde Mısır'ın farklı Üniversitelerinde görev yapan üç Profesörden oluşan ilim heyeti tarafından; Vakfımızın Kurucusu Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi'nin hayatı ve eserlerinin Arapça'ya çevrileceği müjdesini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Selam ve muhabbetle efendim
Summary
Understanding the History
All the documents and information that reflect the past of a nation as a mirror is called as history. Looking at these mirrors all the orientations and directions about the future are implemented.
We get excited as long as the nice and satisfactory incidents are remembered among the experienced ones; we become sorrowful and learn a lesson from the mishaps when the negative and grievous events remembered. In order not to repeat the mistakes occurred in the past¸ we should learn the history better and be aware of it.
The history is really important because the nations who can't have the history awareness and can't teach it to the new generations are deleted from the history scene.
One of the most important virtues of trustworthy people is to do what is said to them. Osman Hulusi Efendi told the importance of not hesitating in doing the commands of seniors for the ones living around them.
In this volume of the periodical¸ we endeavored to remind our readers of the historical awareness and to cite our martyrs and seniors who were recorded in history in excellence.
İsmail PALAKOĞLU
YazarCumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tefsir Ana Bilim Dalı Başkanı¸ dergimizin yazarlarından Prof. Dr. Ali Akpınar Hocamızla¸ siz kıymetli okuyucularımız için Hz. Peygambere Saygı üzerine...
Yazar: İsmail PALAKOĞLU
“La taknetu” ifadesiyle kastedilen¸ Zümer Suresinin 53. ayetinde geçtiği gibi; “Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyiniz.” emr-i ilâhîsidir.”“La taknetu” if...
Yazar: İsmail PALAKOĞLU
Ehl-i Beytin Gülleri Peygamberimiz (s.a.v)’i seven gönüller¸ ona olan muhabbeti değişik şekillerde izhar etmişlerdir. Untitled Document Ehl-i Beytin Gülleri Peygamberimiz (s.a.v)...
Yazar: İsmail PALAKOĞLU
Tevâzu¸ Arapça’da alçak gönüllülüğü ifade eder. Azlıkla övünmek¸ alçak gönüllülüğe yönelmek¸ herkesin ağırlığını yüklenmek şeklinde tarifleri de¸ dikkat çeker.Tevâzu¸ Arapça’da alçak gönül...
Yazar: İsmail PALAKOĞLU