SultanIII. Mehmed Türbesi
İstanbul Suriçi Gülhane Ayasofya Haziresi’nde bulunan Sultan III. Mehmed’in türbesi, oğlu Sultan I. Ahmed tarafından dönemin mimarbaşı Dalgıç Ahmed Ağa’ya yaptırılmıştır. 1604 yılında başlayan inşaatın 1607-1609 yıllarında tamamlandığı tahmin edilmektedir. Türbenin biri kapı üstünde, diğeri Babıhümayun Caddesi cephesinde iki kitabesi vardır. Bu türbede Kanûnî Sultan Süleyman, Sultan II. Selim ve Sultan III. Murat türbelerinde uygulanan mimarî sistem küçük değişikliklerle tekrar edilmiştir. Sekizgen planlı yapının üzerine çift konstrüksiyonlu tasarım şeması uygulanmış, böylece Ayasofya’daki türbelerin geleneksel üslubu sürdürülmüştür. Bu yapıların genel özelliği biri yalnız dış, diğeri de yalnız iç mekândan algılanan iç içe iki ana kubbesinin olmasıdır. Dış kubbe ana duvarlar tarafından taşınırken, iç kubbe çokgen planlı bir baldaken oluşturur. 18. yüzyılda türbenin revak kısmı yenilenmiş, iki yanına mekânlar eklenmiştir. Söz konusu mekânlar türbe olarak kullanılmıştır. Cephelerde altta ve üstte olmak üzere ikişer pencere açılmıştır. Dış kubbede dört pencere vardır. Mermer kaplı gövdenin malzemesi Marmara Adası’ndan gelmiştir. Ancak özellikle dış cephedeki mermer işçiliği ayrıntılara girilmeden bırakılmıştır. Türbenin içerisi muntazam sekizgen bir plan göstermekte olup, sekiz mermer sütun, sekiz büyük kemerle birbirine bağlanarak pandantifli iç kubbeye dayanak sağlamaktadır. Böylece Kanûnî türbesindeki iç mekânın düzeni burada bir kez daha tekrarlanmıştır. Baklavalı başlıklara oturtulan kemerler duvarlarla ve çok yüksekteki bağlantı kemeri ile birleştirilmiştir. Türbenin içerisi İznik işi çinilerle kaplanmıştır. Alt sıralardaki pencere ve dolapların arasında kalan duvarlar tamamen yeşil renkli düz çinilerle kaplıdır. Bunun üzerindeki çini kuşakta, Besmele-i Şerif ile Cuma Suresi okunmaktadır. Kitabeye göre bunları Hattat Mehmed Efendi kaleme almıştır. Ancak bu türbe çinilerinde sonraki dönemlerde yapılan eklemeler de görülmektedir. Türbe içerisinde kalem işleri görülmemekte olup, onların yerini yaprak-çiçek kompozisyonları almıştır. Pandantiflerin ortasında yeşil zeminli yuvarlak madalyonlara altın yaldızla Lafza-i Celâl, İsm-i Nebi, Cihar yar-ı Güzin, Hasan ve Hüseyin isimleri yazılmıştır. Madalyonların çevresi de lotuslar ve rumi kıvrımlarla doldurulmuştur. Kubbe göbeğinde madalyon içerisinde bir ayet bulunmaktadır. Bunun yanı sıra türbenin dışta batı cephesine, alt pencere ile orta sıradaki pencerelerin arasındaki yüzeye üç satır halinde, her mısraı ayrı bir kartuş içerisine alınmış uzun bir kitabe yerleştirilmiştir. Bu kitabede türbenin Sultan I. Ahmet tarafından babasının ölümü üzerine yaptırıldığı ve binanın 1608-1609 yıllarında tamamlandığı yazılıdır. Buna dayanılarak türbenin Sultan III. Mehmed’in ölümünden beş yıl sonra tamamlandığı anlaşılmaktadır. Türbede Sultan III. Mehmed’in yanı sıra Sultan I. Ahmet’in annesi Handan Sultan, Sultan I. Ahmet’in üç oğlu ve on dört kızı ile Sultan III. Murat’ın kızı Ayşe Sultan medfundur. Giriş revakının iki yanındaki mekânlarda da Sultan III. Murat’ın kızları medfundur. Kaynakça http://www.tas-istanbul.com/portfolio-view/ayasofya-sultan-iii-mehmet-turbesi/ https://www.semerkanddanbosnaya.com/portfolio/iii-mehmet-turbesi/
Mustafa BAŞ
Yazarİslâmiyet dini akla büyük önem vermiştir. Bu sebeple Kur'an-ı Kerim, pek çok ayetinde, insanı göklerin ve yerin yaratılışını düşünmeye davet ederek şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz göklerin ve yerin yarat...
Yazar: Aydın BAŞAR
Her eylemin bir düşünce boyutu vardır. Herhangi bir iş için eyleme geçmeden evvel bunu zihnimizde tasarlarız. İç temsillerimiz, düşüncelerimiz, fikir kalıplarımız, aldığımız eğitimler fizyolojik davra...
Yazar: Selçuk ALKAN
Hak ve hakikat dostlarının büyüklerindendir Hünkâr Hacı Bektâş-ı Velî. Gönüllere kandil olan bu Türkmen şeyhinin gerçek adı "Bektaş"tır. Babası, Horasan hükümdarlarından İbrâhîm-i Sânî'dir. Vefatında...
Yazar: M.Nihat MALKOÇ
Arap dilinden Türkçeye geçen ve "kardeş(im)" anlamına gelen "ahî" kelimesi, İslâmî kavramlardan biri olan uhuvvetin de tecellisidir. Ahîlik (akılık), Ord. Prof. Dr. Fuat Köprülü gibi bazı ilim adamlar...
Yazar: M.Nihat MALKOÇ