Şükretmek, Yine Şükretmek, Hep Şükretmek
Bu sayfadan sizlerle, zaman zaman gerek yurt dışı gerek yurt içinde gezip gördüğüm yerleri paylaşıyorum. Bu yazımda da, eylül sonu ve ekimin ilk haftasında yaptığımız Muğla Datça gezimizden biraz bahsetmek istiyorum:
Dört mevsimi aynı anda yaşadığımız cennet vatanımızın her köşesi ayrı bir güzel. Bu yaz çok fazla ailevi meşguliyetimiz olduğu için, tatil yapana kadar İstanbul’da havalar biraz serinledi. Biz de bir arkadaşın tavsiyesiyle güneye gitmeye karar verdik. Hedef Datça’nın Palamutbükü’ydü. Güney tatili deyince aklınıza çok büyük maliyetler gelmesin. Ben, gitmek isteyenlere yardımcı olması açısından, yaptığımız harcamalardan kısaca bahsetmek istiyorum:
Her türlü masrafı paylaşma niyetiyle üç kişi yola çıktık. Giderken ücretsiz yolu, gelirken ücretliyi tercih ettik ve her ikisinde de yollar gayet rahattı. Yalnız bir kısmı hayli virajlı olduğu için, aslında sekiz saatte gidilebilecekken, verdiğiniz molalara göre 11-14 saat arası sürebiliyor ama iki tarafta da manzara o kadar güzel ki yol insanı sıkmıyor.
Bizim aracımız LPG’li olduğundan hem gidiş hem de dönüş için yakıt kişi başı bin beş yüz lirayı bulmadı. Gittiğimiz tarih tatil dönemi olmadığı için tuttuğumuz apart daire yaza göre çok ucuzdu. Geceliği 1400 lira olan bu daire, hem bahçeliydi hem de kendi yemeğimizi yapabilmemiz bizim için çok büyük avantajdı. Zira genel olarak dışarıdan yemek yeme fikrine çok sıcak bakmıyoruz. Bir de mekânların çoğu alkollü olunca kendi yemeğimizi hazırlayıp yememiz güzel oldu bizim için.
Palamutbükü’nde çok güzel koylar var. Gittiğimiz tarihte denize girilecek yerler de boş olduğundan, rahatlıkla her yerden girebildik. Ben tam bir deniz tutkunuyum ve uygun yer buldum mu dalgalı, rüzgârlı ve taşlı diye ayırt etmeden girerim ama “Palamutbükü, bu yaşıma kadar girdiğim en güzel denize sahipti diyebilirim.
Tekneleri olanlar koyları rahatlıkla keşfediyorlardı ama biz de yüzerek birçok koya gittik ve her biri diğerinden güzeldi. Özellikle dalış maskeleriyle baktığınızda, çeşit çeşit balıkları ve yer altı şekilleriyle suyun altının da üstü kadar güzel olduğunu görüyorsunuz.
Tüm bu nimetleri görünce insanın Rabb’ine hayranlığı ve muhabbeti daha çok artıyor ve şükretmek, hep şükretmek, daima şükretmek geliyor içinden. Yazımızı sözün en güzeli, en gerçeği ve en mükemmeli olan Kur’an-ı Kerim’den bir ayetle bağlayalım:
“Allah’ın nimetlerini tek tek saymak isteseniz, imkânı yok, onları toplu halde bile sayamazsınız. Fakat Allah çok bağışlayıcıdır, sonsuz merhamet sahibidir.” (16/Nahl, 18)
Raziye SAĞLAM
YazarSevgili çocuk dostlarım;Her zaman olduğu gibi bu bayramda da çiftlikte harika günler yaşıyoruz. Bayramdan birkaç günce Hafize Teyze’yle çevre köylere gittik. Hafize Teyze muhtarlarla görüşürken, biz d...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Sevgili çocuk dostlarım; Kasım ayının gelmesiyle havalar serinlemeye başladı. Soğuklar bastırmadan köyün çocuklarıyla birlikte yaylada piknik yapacağız. Çocuklar köyün otlatılacak koyun, kuzu ve ...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Daha önceki yazımda bahsettiğim gibi, Yunanistan’dan cennet vatanımıza İpsala Sınır Kapısı’ndan giriş yaptık. İstanbul’a dönmeden Edirne’ye gideceğiz. Muhteşem Selimiye’de namaz kılmak, meşhur yaprak ...
Yazar: Raziye SAĞLAM
El-Müteâlî: İzzet, Şeref, Mertebe ve Hükümranlık Bakımından En Yüce, Aşkın OlanEl-Müteâlî; şan, şeref, kudret ve kuvvet sahibi olmak mânâsındaki alâ kökünden türemiş bir sıfat olup “izzet, şeref, mert...
Yazar: Editör