SOMUNCU BABA HAZRETLERİ'NİN NASİHATLERİ 8: ÖVÜLEN SIFATLARLA SÜSLENSİNLER
"Somuncu Baba Hazretleri'nin en dikkat ettiği hususlardan birisi Yüce evi makamında olan gönlüne övülen sıfatlardan başkasını misafir etmemekti. Onun bu tavrı sadece söylemde kalmamış bilakis o¸ bu hâli bizzat yaşayarak da müritlerine örnek olmuştur." Allah güzeldir¸ güzeli sever Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa'nın bir hadis-i şeriflerinde "Allah güzeldir¸ güzeli sever." şeklinde ifadesini bulan bir güzellikler medeniyetinin temsilcileri olmanın bilincinde olduğumuz her asırda yeryüzüne olduğu gibi bütün insanlığın gönüllerine cümle güzellikleri ilmek ilmek dokumuş bir irfan geleneğinin ahfadıyız. İnsana en yakışan huylardan olan gönül güzelliğinin¸ nezaketin¸ masumiyetin¸ ihlasın ve zarafetin başkentliğini yapmış bu iklimleri Yüce Rabb'imizin Esma-i Hüsna'sı her dem bereketlendirmekte ve O'nun "hüsün"¸ "cemal"¸ "tayyib" ve "sürur" vasıfları bütün kâinatı olduğu gibi mazlum ve dahi sürgün gönülleri her daim güzelliklerle bezemeye devam etmektedir. Günümüzün en önemli sorunlarından birisi şüphesiz bu güzellikler çağlayanının gerektiği gibi farkına varamadan yaşamak ve bu nimetlerden yeterince faydalanamamaktır. Yüce Rabb'imizin önümüze açtığı bu kutlu güzellikler yolunun şüphesiz en büyük temsilcileri peygamberler olmuştur. Onlar da yeryüzünü imar etme gibi insana yüklenen temel görevlerinin yanı sıra dört elle gönülleri mamur etmenin çabasına koyulmuş ve bütün ömürlerini bu dava uğrunda harcamışlardır. Efendimiz (s.a.v.)'in maddî savaşlardan manevî savaşa dönüşü büyük cihat olarak nitelemesinin anlamı işte bu ayrıntıda gizlidir. Yine Rasûlullah Efendimiz'in: "Elbette Allah¸ sizlerin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz. Ancak O¸ kalplerinize ve amellerinize bakar." hadis-i şerifleri de biz Müslümanlara kalplerimizi zemmedilmiş bütün huylardan arındırarak övülen sıfatlarla donatmamız gerektiğinin en açık ifadelerinden birisidir. Allahu Teâlâ bu hususta düşünüp öğüt almamızı ve ruhumuzu en güzel süs olan takva elbisesi ile donatmamızı Araf Suresi 26 şöyle buyurmaktadır; "Ey Âdemoğulları¸ biz sizin çirkin yerlerinizi örtecek bir elbise ve size süs kazandıracak bir giyim indirdik (yarattık). Takva ile kuşanıp-donanmak ise hayırlıdır. Bu¸ Allah'ın ayetlerindendir. Umulur ki öğüt alıp düşünürler." Peygamberlerimiz gibi Allah dostları da Yüce Allah'ın ayetlerinden olan ruhun övülen sıfatlarla donanmasını dert edinmişler ve hayatları boyunca müritlerine bunu tavsiye buyurmuşlardır. Somuncu Baba Hazretleri¸ Gönülleri Gülle Donatmak İstiyordu Osmanlı'nın manevî mimarlarından olup bu iklimlerde gönüller inşacısı olarak pek çok talebe yetiştiren Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri'nin de en mühim meselelerinden birisi¸ ham ervahı mahrum olduğu güzelliklerle tanıştırmak ve gönüllerini bu ziynetlerle donatmaktı. Nitekim o¸ arkadaşlarına ve yolundan gidenlere "Övülen sıfatlarla süslensinler." tavsiyesinde bulunarak bu kutlu davanın en gür akan ırmaklarından olmuştur ve bu sayede sayısız talebeleri hâlâ onun yüz yıllardan beri çağıldayıp akan nezih ırmaklarında aklanıp paklanmaktadırlar. Somuncu Baba Hazretleri'nin en dikkat ettiği hususlardan birisi Yüce Rabb'imizin evi makamında olan gönlüne övülen sıfatlardan başkasını misafir etmemekti. Onun bu tavrı sadece söylemde kalmamış bilakis o¸ bu hâli bizzat yaşayarak da müritlerine örnek olmuştur. Zamanın padişahı Yıldırım Bayezid Han¸ Niğbolu zaferini kazanınca Allah'a şükür nişanesi olarak¸ Bursa Ulu Camii'ni yaptırmıştı. O vakitler Ulu Camii'nin açılış hutbesini Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri okumuş ve hutbede Fatiha Suresi'ni yedi farklı şekilde yorumlamıştı. Bu olağanüstü hutbeyi dinleyen cemaat¸ Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri'ne büyük bir teveccüh ve tazim göstermeye başladı. Lakin gönül sultanları¸ şöhretin afet olduğunu ve kalbe bu tür sıfatları yerleştirmemek gerektiğini en ziyade bilenlerdi. Nitekim manevî kişiliği ve bilgelik yönü apaçık ortaya çıkan Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri¸ böyle bir şöhretten korktuğu için¸ talebeleriyle birlikte gözünü kırpmadan Bursa'dan ayrılmayı tercih etmiş ve terk-i şöhret ederek Aksaray'a gelmiştir. Şöhretin ne tür bir afet olacağını ve gönlüne nemenem belalar açacağını en ziyade bildiği için Somuncu Baba Hazretleri böyle bir hicreti tercih etmiştir. Onun yaşayarak uyguladığı bu nebevî davranışın üzerine arkadaşlarına ve yolundan gidenlere "Övülen sıfatlarla süslensinler." nasihati çok daha tesirli olmuş ve böylece onun tefekkür ve tezekküründen neşet etmiş olan bu dergâh¸ gönülleri güzelliklerle dolu bir cemiyeti bu güzel ülkemizin kurak bozkırlarına katmerli güller misali bezemiştir. Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri'nin işi güldü¸ gönüldü ve bir mü'minin kalbine en ziyade layık olan katmerli gülleri Peygamberimiz (s.a.v.)'in aydınlık ikliminden uzaklaştığı için kuraklaşan gönüllere nakşetmekti. Güzellik¸ Hem Surette Hem Gönülde Filizlenmelidir Müslümanın içi de dışı da güzel olmalıdır. Gönül cidarlarını övülen sıfatlarla süslemeye memur olan mü'min¸ giyim ve görünümde de güzelin en hararetli temsilcisi olmalı her daim kendisine güzelliği düstur edinmelidir. Gönül sultanı olan âlimlerimiz güzellik hususunda üç neviden bahsetmişlerdir ki bunlar¸ övülen¸ yerilen ve ne övülen ne de yerilen güzelliklerdir. Her zaman ve zeminde övülen güzellik¸ sırf Allahu Teâlâ için olan¸ Allah'a itaat etmeye¸ emirlerini uygulamaya¸ yasaklarından kaçınmaya yardımcı olan güzelliktir. Bu hususta Sevgili Peygamberimiz'in¸ kendisini ziyarete gelen yabancı heyetleri karşılayacağı zaman güzel giyinmeyi kendisine düstur edinmesini misal olarak verebiliriz. Nitekim yüce dinimiz¸ kibir ve gurur ifade etmesine rağmen¸ eğer düşmanların gözünü korkutacak¸ Allah'ın dinine yardım edecek ve Yüce Allah'ın sözünü yüceltecekse savaşta ipek elbise giymeye cevaz vermiştir. Yerilen güzellikler ise¸ dünya için¸ kibir ve gurur için¸ nefsanî arzu ve isteklere ulaşmak için olan cümle güzelliklerdir. Bu türden güzelliklere ulaşmak¸ basiretsiz kulların temel amaçlarının başında gelir. Günümüzde gönülleri kanatan¸ ruhlarımızı açlığa mahkûm eden ve kalbimizi karartan nedenlerin en evvelinde güzelliğin bu amaçla kullanılması gelmektedir. Ayrıca burada¸ eşref-i mahlûkat olarak yaratılan insanın esfel-i safilin'e gark oluşunun mahzun trajedisi de yatmaktadır. Baş döndürücü hızla hayatımıza girip gönüllerimizi tarumar eden bu heva ve heves çağında ne yazık ki insanların çoğunun güzelliği nefsanî arzulara ulaşmak için bir merdiven olarak kullanması çok can yakıcıdır. Ne övülen ne de yerilen güzellikler ise; bu iki amacın ve niteliğin dışında olan sair güzelliklerdir. Yüce Yaratıcımızın güzelliklerle bilindiği ve güzellikte O'na benzer hiçbir varlığın tasavvur edilemediği İslâm medeniyetinde şüphe yok ki Yüce Allah¸ kulunun dilini güzel sözlerle¸ kalbini samimiyet¸ sevgi ve ihlas ile organlarını itaatle süslemesini sever. Bunun yanında O¸ verdiği nimetleri kulunun üzerinde görmeyi de sever. Kulun güzel giyinmesi¸ bedenini her türlü kirden¸ pislikten ve çirkinliklerden¸ aklını kötü düşüncelerden koruması Allah'ın ziyadesiyle hoşlandığı davranışlardır. Nasıl ki Yüce Allah güzel sıfat ve niteliklerle bilinir¸ O'nun halifesi olan âdemoğlunun da övülen sıfatlarla donanması ve bu hususta Rabb'inin yolunda sebat etmesi kendisine en yakışan davranış olacaktır. Bütün Âlem¸ İlâhî Güzelliğin Mazharıdır "Ben gizli bir hazine idim¸ bilinmeyi arzu ettim." kutsî hadis-i şerifinde ayan olan sır¸ bütün âlemi ilahi güzelliğin bir sureti olarak önümüze sermiştir. Bir başka ifadeyle tasavvuf ve irfan ehlimizin eşsiz yorumuyla âlem¸ Yüce Rabbimizin cemalinin mazharıdır. Bu sebepledir ki¸ "Ahsenü'l halıkin/Yaratanların en güzeli" ve "Bediü's semavati ve'lard/Yeri ve göğü eşsiz güzellikte yaratan" olan Rabbimizin ahlakıyla süslenmek¸ Yüce Allah'ın "cemil" sıfatının tecelligâhı olabilmek bir Müslüman için en büyük gaye olmalıdır. Gönlüne desen yapacağı cümle güzelliklerle¸ zarafet ve letafetle içini bir panayır güzelliğinde donatacak olan mü'min¸ yaratılış gayesinin farkına varacak ve gelip geçici dünya zevkleri için hiç bitmeyecek bir hayatı değişmeyecektir. Nitekim gül ve gönül medeniyetinin en gür çağlayanlarından birisi olan Somuncu Baba Hazretleri'nin¸ arkadaşlarına ve yolundan gidenlere" Övülen sıfatlarla süslensinler." nasihatini bu manada değerlendirmek¸ yorumlamak ve hayatımıza geçirmek gerekir. Baharın dağlara¸ vadilere ve ovalara gümbür gümbür hükmünü vurmaya devam ettiği bu müstesna günlerde gönüllerimizin ıssız bucaksız çöllerde viran kalmaması için Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri'nin bu nasihatini hayatımıza hâkim kılmakla kalmayıp kanla¸ ateşle ve gözyaşlarıyla sulanan mazlum coğrafyaların dertlerine derman olması için bütün vicdanlara nakşetmeliyiz. Unutmamalıyız ki şirazesinden çıkmış olan bu zulüm ve gözyaşı çağında gönülleri kavrulan insanlığa ancak güzelliklerle ve övülen sıfatlarla donanmış bir yürekten şifa meltemleri esebilir. Ve elbette güzellikler medeniyetinin özge temsilcilerinden olan Somuncu Baba Hazretlerinin gönle şifa veren nasihatleri¸ bu asrı aydınlatmaya yetecek bir kandil olarak önümüzde durmaktadır. Ne mutlu öğüt alanlara
Mürsel GÜNDOĞDU
YazarNefsin hevâsı için mağrûr olup aldanma Yüzüne bassın kadem her ayağın yolu ol. “Hem eserleri hem de yaşantısıyla gül ve gönül medeniyetimizin kendisinden sonraki nesillere aktarılmasında bir irfan...
Yazar: Mürsel GÜNDOĞDU
Tefsir, hadis ve fıkıh âlimi. Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Bey’in bacanağı, Şeyh Edebali’nin hemşehrisidir. Doğum tarihi bilinmemektedir. Sultan Orhan devrinde vefat etti. Karamanlı olan Durs...
Yazar: Muammer YILMAZ
"Nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş¸ onu kötülüklere gömen ise ziyan etmiştir." (Şems¸ 9.) Maddenin bütün ihtişamıyla bedenimizi¸ vaktimizi¸ ufkumuzu...
Yazar: Mürsel GÜNDOĞDU
Bizler nasihat ve tavsiye pınarlarının besleyip büyüttüğü eşsiz bir medeniyetinin çocuklarıyız. Yeryüzünün bozkırlarına adalet¸ barış ve kutlu bir medeniyet armağan etmiş bu toprakların insanlar...
Yazar: Mürsel GÜNDOĞDU