ŞEYH HAMÎD-İ VELÎ
Tevazûda tekti¸ şandan şöhretten Ederdi nefret¸ Şeyh Hamîd-i Velî. Şehr-i Kayseri’den yeşil Bursa’ya Eyledi hicret¸ Şeyh Hamîd-i Velî. Nesl-i pâki peygamberin soyundan Âb-ı hayat akar Tohma Suyu’ndan. Lisân-ı hâl ile inek-koyundan Alırdı ibret¸ Şeyh Hamîd-i Velî. Erdebilî’den çok feyz almıştı O¸ Takvâyla tefekküre dalmıştı O. Gece gündüz uzlette kalmıştı O Görmedi zulmet¸ Şeyh Hamîd-i Velî. Mürşidi Hacı Bayram-ı Velî’nin Kaynağıdır gönlü zikir selinin Artar¸ değdiği mübârek elinin Saçtı bereket¸ Şeyh Hamîd-i Velî. Hutbe emredince ol Yıldırım Hân "Fâş etmiş sırrını" Emir Sultan. Sıcak aş çıkarmış soğuk tandırdan Katarmış lezzet¸ Şeyh Hamîd-i Velî. Onun azığı mânevi ürünmüş Mekân tutmuş Aksaray’da barınmış. Üç kapıdan aynı anda görünmüş Sunmuş keramet¸ Şeyh Hamîd-i Velî. Hak dostundan nefestir bâd-ı sâbâ Onun kemâlâtı sığmaz kitaba. Kâh "Aksarayî"¸ kâh "Somuncu Baba" Ulu şahsiyyet¸ Şeyh Hamîd-i Velî. Nice müridleri sen irşâd ettin Viran gönülleri hep âbâd ettin Ahfâdın ki¸ Hulûsi-Hamidettin Ehl-i muhabbet¸ Şeyh Hamîd-i Velî. Sana yakın¸ yakın olur Allah’a Nasib oldu geldim ulvî dergâha. İsterim ki¸ gelsem sana bir daha Olsa da kısmet¸ Şeyh Hamîd-i Velî. Kabrin ile şeref buldu Dârende Engin bir huzûr var yârda-yârende Zâviye’den gonca güller derende; Gördüm bir cennet¸ Şeyh Hamîd-i Velî...
Abdullah SATOĞLU
Yazar1. DİLEDİĞİNE MADDÎ VE MÂNEVÎ NİMETLERİNİ BOL BOL VEREN, RUHLARI BEDENLERE YAYAN El-Bâsıt da bir şeyi yayan ve genişleten demektir. Yüce Allah'ın en güzel isimleri arasında yer alan ‘el-...
Yazar: somuncueditor
Dinî-tasavvufî eserlerde Hz. Peygamber (s.a.v.)’in beden özelliklerini ve manevî şahsiyetini ifade için çok sayıda eser kaleme alınmıştır. Bunlardan Nûr-ı Muhammedî veya Hakîkat-i Muhammediye konulu e...
Yazar: Musa TEKTAŞ
Daha çok küçükken rahmetli dedem beni sık sık sevindirirdi. Yattığım odadan salona kadar geçeceğim yola aralıklarla bir bir bozuk ve kâğıt para koyardı. Sonra da seslenerek beni çağırırdı. "Tarık, ge...
Yazar: Erdal KARASU
Tonton tavşan yavrularını gezdiriyordu. Onlara ormanı tanıtmaya çalışıyordu. - Yavrularım, ağaçlara, yapraklara, otlara bakın ne güzel. Kelebekler uçuşuyor dört yanda. Pamuk: - Evet. Kır çiçe...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ