SEKÜLERİZM ÇIKMAZINDAN MAĞARAYA DOĞRU
Modern kavramlara Ashab-ı Kehf’in mağarasından bakmaya ne dersiniz? Aydın Başar, “Sekülerizm Çıkmazından Mağaraya Doğru” kitabında bunu yapmaya ve bizleri de bunu başarmaya davet ediyor. Ashab-ı kehf kıssası bize az sayıda olmalarına rağmen, güçsüz olmalarına rağmen, yoldan çıkmış toplumlarına uyum sağlamak yerine mağaraya yani kendi inançlarını pekiştirecekleri alana sığınmayı tercih eden asil gençlerin örnek hayatlarını anlatıyor. Bugün bizim yapmamız gereken de aslında onların yaptıkları şeyden farklı bir şey değildir. Biz de modern çağın ve ona teslim olan toplumumuzun bize dayattığı anlayışlara ve o anlayışların uzantısı olan kavramlar dünyasına teslim olmak zorunda değiliz. Çünkü modern çağın ulaştığı nokta cahiliyenin ulaştığı noktadan pek de farklı değil... Bu anlayışlar, biz farkında olalım ya da olmayalım, bizi bir şekilde şirke bulaştırmaktadır. Seküler dünyanın bizi sokmaya çalıştığı kalıba girmemek ve buna karşı direnebilmek için çok ciddi bir zihni hazırlık dönemine ihtiyacımız var. Batıl felsefe ve düşünce kalıplarından soyutlanarak kendi kavramlarımızın mağarasına dönmenin vakti geldi. Mağaramıza döndüğümüz zaman bize dayatılan birçok kavramın aslında bize ait olmadığını, fıtratımıza da uygun olmadığını fark edeceğiz. Günümüzde Müslümanları tehdit eden en zararlı felsefe olarak gördüğümüz sekülerizm yani Allah’ı dünya işlerine karıştırmama felsefesi hızla yayılmakta ve insanların zihinlerini kuşatmaktadır. Sekülerizmin toplumlara sirayet etmesi laiklik, demokrasi ve liberalizm gibi kavramlar üzerinden gerçekleşmektedir. İşin tehlikeli tarafı ise zihinler adeta bu kavramlara şartlandırılmıştır. Sanki bu kavramlar insanlığın ulaşabileceği son noktaymış ya da nihai değerlermiş gibi lanse edilmektedir. Nerede ne kadar güzel mana varsa bu kavramlara yüklenmektedir. Bizim ise Müslümanca düşünmek gibi bir derdimiz olmalıdır. Bu elbise bize uyar mı uymaz mı; bu noktada kaygılarımızın olması gerekir. Birilerinin bizi sokmaya çalıştıkları şekle girmek zorunda olmadığımız gibi başkalarının doğrularını tekrar etmek gibi bir tutumumuz da olamaz. Bir Müslüman olarak kendimize başkalarının şekil verdiği bir konumu layık göremeyiz. Mağaraya yönelmek, “uydum kalabalığa” basitliğinden bizi kurtaracak olan asil tavırdır. Mağaraya yönelmek, ancak bedel ödeyebilecek insanların karıdır. Mağaraya yönelmek, dünyanın süsünü gösterişini terk etmenin ve bir davaya adanmanın adıdır. Şirkten ve şirke bulaşmış her türlü düşünceden uzaklaşmaktır. Çürümüşlüğe ve kokuşmuşluğa dur diyecek dirilişin temellerini atmaktır. Mağara, toplumdan kaçmanın değil toplumu inşa edebilecek düzeye gelmek için zihinsel hazırlık yapmanın sembolüdür. Nitekim Kehf Suresinin Müslümanların zihni hazırlık dönemi olan Mekke döneminde inmesi de bu anlamda dikkate şayandır. Aydın Başar Nida Yayınlarından çıkan “Sekülerizm Çıkmazından Mağaraya Doğru” adlı bu kitabıyla okuyucularına, güncel meselelere ve modern kavramlara Eshab-ı Kehf’in baktığı yerden yani mağaradan bakmayı öneriyor. İsteme adresi: nidayayincilik@gmail.com Tel: 0 555 803 07 62
Yusuf HALICI
YazarAyçiçeği tarlaları ve meyve bahçeleri ile bezeli olan Tekirdağ'da kiraz ve üzüm olukça ünlüdür. Hem Marmara hem de Karadeniz’e kıyısı olan Tekirdağ Türkiye’nin en özel şehirlerinden biridir. Kilometre...
Yazar: Yusuf HALICI
Sorgusuz sualsiz geldim Sorguya suale giderim Rabbim günahım çok Ne yapar ne ederim Güneşe dayanamaz iken Ateşe nasıl dayanır derim Sonsuz rahmetine sığınır Senden affımı dilerim
Yazar: Mehmet SERTPOLAT
Hiç şüphesiz Türkler arasında İslâmiyet’in ve tasavvufun yaygınlaşmasında Ahmed Yesevî’nin büyük rolü vardır. Onun, Divan-ı Hikmet ve Fakr-nâme isimli eserleri herkesçe bilinmektedir. Ancak, Yesevî’ni...
Yazar: Derya KILIÇKAYA
Gerek İslâm hukuku (fıkıh) gerekse tasavvuf, Müslümanların dünya ve âhirette mutlu olmaları için bazı kurallar koymuştur. Fıkıh, daha çok bedenin dış organlarına ait hükümlerle, tasavvuf da kalbe ait ...
Yazar: Yusuf HALICI