SANAL DÜNYANIN OYUNCAĞI OLMAK
Özel kurumlarda veya kamu kurumlarında internetin eğitime yüksek oranda nitelik kazandırdığı hususunda sağlam temelli araştırmalar yapılmamıştır. Şu andaki kullanım dikkate alınırsa¸ eğlence ve oyun aracı olmaktan¸ saatlerce facebooklarda gezinme işinden öteye geçemediği görülür. İnternet¸ yanlış ve yanılgılar içeren bilgilerin serbest dolaşım alanı olmuş¸ tembelliğe davetiye çıkarmıştır. Yerel¸ yerelleşme¸ küresel
Bu kavramlar kulağa hoş gelmektedir. Bundan otuz yıl önce dilimizde bulunmayan kelime ve kavramlar¸ şimdi herkesin kullandığı sıradan kavramlara dönüştü. Kelime ve kavramların adını kolay öğrendik de¸ içini nasıl dolduracağımızı henüz netleştiremedik. İçini anlamına uygun dolduramadığımız internet eğitimi¸ birkaç insanın ilgi alanına dönüşmüş¸ onlar da istedikleri alakayı görememişlerdir. Bilim insanları adeta küçümsenmiş¸ yeni şeyler söyleyen bilim insanlarına¸ "Hadi be sen de!" gibi ifadelerle¸ "Eski köye yeni adet getiriyor." cümleleri sarf edilmiş¸ değişimin ve gelişmenin önü kesilmiştir. Ve bu durum hâlâ devam etmektedir. Gerçekte ise¸ ne bu kuşak eski kuşak ne de bu köy eski köydür. Teknolojiyi kullanmak iyi bir yoldur. Ancak disipline edilmeyen¸ kontrolü mümkün olmayan sonsuz sanal ortamda internet¸ eğitim gibi faydaları dışında¸ daha çok kötü amaçlar için kullanılmakta ve asıl amaca hizmet etmemektedir. Facebook¸ msn¸ twitter vb. alanlarda gezinen çocuklarımız¸ asıl işleri olan öğrenciliği unutmuş durumdadır. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin etkili kullanımı gerçek anlamda toplumlar arasında gelişmişlik farkı meydana getirmektedir. Bu¸ inkârı mümkün olmayan bir durumdur. İleri teknoloji üreten ülkeler¸ üçüncü dünya ülkelerine sömürü aracı olarak teknoloji üretmekte¸ yeni pazar kapıları açmaktadır. Bu hâliyle eğitim aracı olmaktan çok¸ emperyalist propaganda faaliyetlerine ortam hazırlayan bir duruma sokulmuştur. Bu satırları okuyan değerli okuyucuların subliminal mesajlarla ilgili araştırma içine girmeleri¸ yeni bilgi oluşumu sağlayacaktır. Kötü amaçlı hazırlanan ve mesaj¸ logo¸ afişlere saklanmış¸ çıplak gözle görülemeyen ama bilinç altımıza yerleşen gömülü' tuzaklar bulunmaktadır. Sanal oyunlarla çocuklarımız bağımlı hâle getirilmiş; iş¸ emek¸ zaman¸ üretim¸ karşılıklı konuşma¸ danışma¸ yüz yüze tartışma hususları unutulmuştur. Sözel alanda meydana gelen bu daralma¸ adeta çocuklarımızı sağır ve dilsiz yapmaktadır. Bu hâliyle ulusların yüzlerce yıllık eğitim ve öğretim birikimi tehdit altına girmiştir. Eğitim öğretimde internetin kullanımı yaygınlaşmaktadır. Bu yaygınlaşma çocuk ve ergen davranışlarını çok erken yaşta etkilemektedir. Bilgisayar¸ amaca uygun kullanılırsa iyi bir araçtır. Ancak gözlenen durum¸ oyun ve eğlence amaçlı kullanılmakta olduğu yönündedir. Özel kurumlarda veya kamu kurumlarında internetin eğitime yüksek oranda nitelik kazandırdığı hususunda sağlam temelli araştırmalar yapılmamıştır. Şu andaki kullanım dikkate alınırsa¸ eğlence ve oyun aracı olmaktan¸ saatlerce facebooklarda gezinme işinden öteye geçemediği görülür. İnternet¸ yanlış ve yanılgılar içeren bilgilerin serbest dolaşım alanı olmuş¸ tembelliğe davetiye çıkarmıştır. ABD Başkanı Obama¸ eğitim yılı açılış konuşmasında öğrencilere; "Kendi yazılımınızı geliştirmek için çaba sarf edin." şeklinde yönlendirme yapmaktadır. Yönetici mantığı ve kafası¸ yasaklamak değil¸ meraklı kuşaklara uzak hedef göstermektir. Ayrıca¸ online verilen ve kalıcılığı¸ kalitesi tartışılan eğitimlerin¸ endişeleri giderecek ve verimi arttıracak nitelikte olduğu söylenemez. Bu durumu eğitim öğretim yılının bitiminde Milli Eğitim Bakanlığı'nca düzenlenen seminer çalışmaları döneminde gözlemiştim; konuşmaları baştan sona izleyen öğretmen görmedim. Derslerin doğasından kaynaklanan sıkıcılığı sınıf ortamlarında öğretmen marifeti ile aşılırken¸ sanal sunumların aynı başarıyı sergilemesi ise gerçekleşmiş değildir. Burada hemen şunu söylemek gerekir ki¸ teknoloji geliştikçe öğretmenin önemi daha da artmaktadır. Gelişmiş ülkeler yazılım bilgileri üreterek¸ gelişmekte olan ülkeleri ve onların sosyal kurumlarını da kendi etrafında toplamaktadır. Bu durum¸ sürekli alıcı pozisyonunda olan müşteri ülkeler' ve müşteri kitleler' yaratmaktadır. Yapılacak ilk işlerden biri¸ ister özel kurumlar ister kamu kurumları olsun¸ mutlaka bu alanda teknik elitler yetiştirmek¸ kendi yazılımlarımızla küresel dünyaya¸ küresel ekonomik katkılar yapmaktır. Eğitimi küresel güç hâline getirmek¸ bilgi teknolojilerinde ticarî dostların sayısını çoğaltmak ileri bir amaç olmalıdır. Bu elit grup iyi korunmalı¸ iyi koşullarda çalışmalıdır. Toplumumuzda rehabilitasyon merkezlerine giden çocuklarımız önemlidir. Bu çocuklar¸ elden geldiğince desteklenmeli¸ sosyal ortamlarda olmalarına çaba harcanmalıdır. Bu gibi çocuklarımızın eğitimleri için herkes gönül elçisi gibi davranmalıdır. Bu kurumlara gösterilen hassasiyet¸ elit eğitim alacak kurumlara da gösterilmelidir. Gerekli olan destek sağlanmalı¸ resmî oluşumlar için prosedürler kolaylaştırılmalıdır. Mümkün olduğunca¸ eğitimcilerle yüz yüze yapılan eğitim ortamları oluşturulmalı¸ uygulamalı eğitim ortamları çoklu hâle getirilmelidir. Uzaktan eğitimin ucuz ve kolay olduğu¸ ulaşılabilir fırsatlar yarattığı bir gerçektir. Ancak eğitimci ve eğitilen arasındaki güçlü etkilenmeyi tam sağladığı söylenemez. Elbette internetten ve online verilen eğitimlere uzak kalmamız düşünülemez. Ancak gözlemlerimiz bu eğitimlerin yavan kaldığı yönündedir. Ülkemizin geleceği için yetenekli çocuk ve gençlerimiz her yönüyle desteklenmelidir. Bu¸ geleceğe yapılan önemli bir yatırımdır ve asla kayıp değildir. Zengin ülkelerin yetenekli çocuklar ve gençler için yaptıklarını biz de yapmalıyız. Aksi hâlde işlenmeyen zekâlarla 21. yy'a ördek yürüyüşüyle devam ederiz. Üstün zekâlılara ve üstün yeteneklilere de el atmak devletin görevi olmalıdır. Yerel ve millî kaynaklarımızın bir kısmını elitler için harcamak asla zarar sayılmaz. İhtiyaç duyulan niteliklere sahip bireyler yetiştirmek hedeflenmeli¸ bireyler de bu talebi karşılamak amacıyla yeni dünyanın normlarına uygun olarak kendilerini geliştirmelidir. Zira "Bazen bir kafa bütün umumi efkârdır¸ bazen bütün umumi efkâr bir kafa bile etmez." Böyle bir amaca yöneldiğimiz zaman yeni ders programlarını da tartışmaya açmanın uygun olacağı akla gelmelidir. Zira programlar 21. yy. becerilerine göre düzenlenmemiştir¸ içerik bakımından zayıf ve hikâyemsi kalmaktadır.
Fehimdar ÇİFTÇİ
YazarHer ilim dalı ‘hoca-talebe’ münasebetinin zorunlu olduğu süreçlere şahitlik eder. Örneğin bir ustanın dizinin dibine oturmadan usta bir marangoz olunmayacağı gibi bir kimsenin alanında uzman bir hocan...
Yazar: Fatih ÇINAR
Mâna çoktur¸ bir kısmıdır sayılan Cüz' ilimdir yere göğe yayılan Der kapıdır¸ ğar mağara¸ mar yılan Mîr'de¸ mor'da¸ tîr'de¸ yer'de mâna va...
Yazar: Fehimdar ÇİFTÇİ
"Çocukların şahsiyet ve kendine güven gelişiminde¸ hem akranlarının¸ hem de kendi deneyimlerinin büyük payı vardır. Ailelerin bu gibi ortamlardan çocuklarının faydalanmasına azami öl...
Yazar: Fehimdar ÇİFTÇİ
"Gözlemlerimize göre¸ genç kuşaklarla¸ yaşlı insanlar arasında büyük farklar bulunmaktadır. Bu sadece yaşlıların yaşından¸ gençlerin genç olduklarından değil¸ duygular düş...
Yazar: Fehimdar ÇİFTÇİ