"ROMANCILAR KONUŞUYOR"
Mehmet Nuri Yardım'ın kendileriyle görüştüğü romancılar arasında Cengiz Aytmatov¸ Sâmiha Ayverdi¸ Münevver Ayaşlı¸ Vecdi Bürün¸ Cavit Ersen¸ Faik Baysal¸ Necati Cumalı¸ Oktay Akbal¸ Muzaffer Buyrukçu¸ Mustafa Necati Sepetçioğlu¸ Hekimoğlu İsmail¸ Gülten Dayıoğlu¸ Tahir Kutsi Makal¸ Üstün İnanç¸ Emine Işınsu Öksüz¸ Cahit Zarifoğlu¸ Ayşe Kulin¸ Mehmed Niyazi¸ Sevinç Çokum¸ Necati Tosuner¸ Yavuz Bahadıroğlu¸ Durali Yılmaz¸ Selim İleri¸ Hasan Kayıhan¸
Roman sanatının Türkiye'de geçirdiği aşamaları ve ulaştığı gerçek yeri romancılardan öğrenmek pekâlâ mümkün. Romancılar Konuşuyor kitabı bu anlamda bir rehber niteliği taşıyor. Türkiye'de son iki yüzyılın roman tarihinden kesitlerin bulunduğu kitapta romancılar¸ yetiştikleri dönemi¸ yazıya başlayış maceralarını¸ ustalarını¸ romanlarının uyandırdığı yankıları ve bıraktıkları izleri anlatıyorlar.
Mehmet Nuri Yardım'ın 35 yıllık gazetecilik birikimi¸ bu kitaba yansıyor. Yazar¸ yaşayan romancılarla birebir röportaj gerçekleştirirken¸ Türk romanının kilometre taşları olan şahsiyetler hakkında çalışma yapmış uzmanlarla da görüşüyor.
Okuyucu bir bakıma romanımızın genel bir serüvenini bu kitaptan izleme imkânını bulabiliyor. Kitap¸ Türk roman sanatının doğuşunu¸ gelişimini ve bulunduğu çizgiyi öğrenmek isteyenler ile ustaları daha yakından tanımak isteyen genç romancılar için başvurulması gereken bir kaynak hüviyetinde. Yazarların anlattıkları ilginç hâtıralar¸ kitaba bir hikâye tadı katarken samimi dil ve tecrübeler¸ gençler için yararlı ve yol gösterici oluyor.
Mehmet Nuri Yardım'ın kendileriyle görüştüğü romancılar arasında Cengiz Aytmatov¸ Sâmiha Ayverdi¸ Münevver Ayaşlı¸ Vecdi Bürün¸ Cavit Ersen¸ Faik Baysal¸ Necati Cumalı¸ Oktay Akbal¸ Muzaffer Buyrukçu¸ Mustafa Necati Sepetçioğlu¸ Hekimoğlu İsmail¸ Gülten Dayıoğlu¸ Tahir Kutsi Makal¸ Üstün İnanç¸ Emine Işınsu Öksüz¸ Cahit Zarifoğlu¸ Ayşe Kulin¸ Mehmed Niyazi¸ Sevinç Çokum¸ Necati Tosuner¸ Yavuz Bahadıroğlu¸ Durali Yılmaz¸ Selim İleri¸ Hasan Kayıhan¸ Şerif Benekçi ve Nazan Bekiroğlu var.
M. Nuri Yardım'ın eserinde romancı Şerif Benekçi ile ilgili satırların bir kısmını sizlerle paylaşalım:
"Türkiye Gazetesi'nde çalışıyor ve sanat röportajları yapıyordum. Şerif Bey'in de ilk romanı Şimdi Ağlamak Vakti henüz yeni yayımlanmıştı. Okumuştum¸ hoşuma gitmişti. İdealist bir öğretmenin¸ yani Orhan Ardıçlı'nın köydeki mücadele dolu hayatını ve başarısını anlatıyordu. Orhan¸ köyünün muhtarı ve imamı ile diyaloga girer ve yıllardan beri köyde köylüden kopuk olarak yaşayan bu üç meslek mensubunun bir araya geldiklerinde nasıl büyük başarılara imza atabileceklerini ispatlar.
Kendisi bunu bana söylemişti. Orhan Ardıçlı aslında Şerif Benekçi'ydi. Yani birçok romancı gibi ilk romanında kendisini¸ çevresini¸ fikirlerini ve ideallerini anlatmıştı. Canlı bir konuşma tarzı¸ tatlı ve istifadeli bir sohbeti vardı. O yıllarda İstanbul'da Beyazıt'ta Saraç İshak Camii'nin imam ve hatibiydi. Bazen gazeteden arkadaşlarla birlikte onu ziyaret ederdik. Hem ruhaniyetli camiinde namaz kılar hem de namazdan sonra caminin küçük bahçesinde çay içip derin felsefî¸ edebî sohbetlere dalardık. Bu kısa ziyaretlere merhum Olcay Yazıcı ile birlikte Recep Arslan¸ Ahmet Tüzün¸ Şaban Petek de katılırdı. Onun görev yaptığı bu camide geçen bir nüktesini duymuş ve onu Tarihimizin Güleryüzü kitabıma almıştım. Başlığı "Ayakta Uyuyanlar"dı. Baştan beri anlattığım hüzünlü bir mevzu¸ biliyorum. Bu kederli ortamı biraz dağıtalım isterseniz. Bu nükte onun hem zekâsını¸ hem de hazırcevap yönünü bize gösteriyor. Nüktedan romancımız¸ aynı zamanda kalender bir kişiliğe de sahipti.
Bir gönül adamı olan romancı Şerif Benekçi¸ 1980'li yılların ortalarında İstanbul Beyazıt'taki bir camide imamlık ve müezzinlik yapıyordu. Bir gün öğle ezanı sırasında¸ dalgınlıkla sabah ezanında geçen Esselâtü hayrün min'en nevm!...' (Namaz uykudan hayırlıdır!...) bölümünü de okur. Ezan biter. Cemaatten birisi telâşla koşup gelir ve itiraz eder: "Hoca bu ne iş? Öğle ezanı¸ sabah ezanı gibi okunur mu?" Şerif Hoca oralı bile olmaz. İtiraz edeni hemen susturur: "Okunur okunur! Nasıl olsa hepiniz gündüz de ayakta uyuyorsunuz!"
Şerif Benekçi'yi edebiyat dünyasına tanıtan ilk romanı Şimdi Ağlamak Vakti'ydi. Bu roman üzerine kendisiyle 1985'te yaptığım ve Türkiye Gazetesi'nde yayımladığım mülâkat ona moral vermiş ve diğer romanlarını da yazmaya başlamıştı. Karşılaştığımızda İlk romanım hakkında benimle ilk mülâkatı yaparak bana cesaret vermiştin. Allah razı olsun.' demiş ve teşekkür etmişti. Ben ise kendisine bunun bir görev olduğunu söylemiştim."
Roman yazmaya çalışanların bir hayli faydalanacağı ve dersler çıkaracağı bir kitap¸ Romancılar Konuşuyor.
İsteme adresi: Çağrı Yayınları¸ Divanyolu Cad. Işık Sk. No: 4¸ K:2 Sultanahmet-İstanbul e-posta: cagri@cagri.com.tr Tel: 0 212 5162080-5184970
Elif ÇELİK
YazarDinî-tasavvufî eserlerde Hz. Peygamber (s.a.v.)’in beden özelliklerini ve manevî şahsiyetini ifade için çok sayıda eser kaleme alınmıştır. Bunlardan Nûr-ı Muhammedî veya Hakîkat-i Muhammediye konulu e...
Yazar: Musa TEKTAŞ
“Sâde” yazmak, “basit” yazmak değildir. Çoğu kimse sâde kelimesini basit kelimesiyle aynı anlamda kullanır. Oysa sâde, içinde derinlik barındıran bir kavram… Fakat basit, sathîdir; yüzeysel, üstünkörü...
Yazar: Bilal KEMİKLİ
Sultan I. Abdülhamid’in yedinci kadınefendisi ve II. Mahmud'un annesidir. Eski hayatı ve Osmanlı Sarayı’ndaki yaşantısı hakkında çok sağlam ve tatmin edici bir bilgi yoktur. Kafkas kökenli olması muht...
Yazar: Zühal ÇOLAK
Sultan I. Ahmed, 18 Nisan 1590 günü Manisa’da doğdu. Babası Sultan III. Mehmed, annesi Handan Sultan’dır. Çok mükemmel bir tahsil gördü. Arapça ve Farsçayı mükemmel derecede konuşurdu. Ok atmak, kılıç...
Yazar: Kadir ÖZKÖSE