RAMAZAN AYINA GİRERKEN
Ramazan ayı, fazileti ayetle sabit mü’minler için rahmet ve bereket ayıdır. Kur’an-ı Kerim’de Ramazan ayından şöyle bahsediliyor: “O sayılı günler, insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile bâtılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır.”1 Ramazan ayını Peygamberimiz (s.a.v.) de, “Başı rahmet, ortası bereket ve sonu da cehennemden azat olma”2 ayı olarak tanımlıyor. Ramazan ayı, insanlığı ve yeryüzünü temizleyen manevî bir yağmurdur. Ramazan ayının bizlere sağladığı kazanımlardan bazıları şunlardır: 1- Ramazan; yaşamı düzene sokmayı, insanı olgunlaştırmayı, kaynaştırmayı ve yardımlaşma duygusunu güçlendirmeyi hedefler. Ramazan ayı, manevî eğitim ayıdır. 2- Ramazan ayının başında (ilk on gün) Allah’ın rahmeti sağanak gibi yağar, ortasında elimizdekiler bereketlenir ve sonunda ise günahlarımızdan arınmaya başlarız ve içimizde cehennemden azad olma umudu belirir. 3- Yıllık manevî temizlik ayıdır. Kalbimize bir şekilde ârız olan, günah kirlerini, kin, nefret, haset ve ihtiras gibi kalbî hastalıkları orucun manevî desteği, bu ayın manevî bereketi ile tedavi ederiz. Bu ayın bilebildiğimiz bazı faydaları şunlardır: 1- İnsan, Allah’ın emrine itaat etmeyi ve sabrı öğrenir. 2- Nefis, aç bırakılarak terbiye edilir, ruh güçlenir 3- İnsanı kötülükten korur. Allahu Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur: “Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılınmıştır. Umulur ki korunursunuz.”3 Oruç sayesinde şehevî duygular frenlenir. Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Ramazan ayında; - Şeytanlar zincirlere vurularak bağlanır, - Cennetin kapıları açılır, - Cehennemin kapıları kapatılır.”4 İslâm ülkelerinde resmî kayıtlara göre Ramazan ayında suç işleme oranında büyük bir azalma olduğu görülmektedir. Bu da şeytanın bağlanması gerçeğini ispat eder. 4- Oruç insanı sağlıklı yapar. Peygamberimiz, “Oruç tutun sıhhat bulun.” buyuruyor. Bu aya mahsus ibadetler: 1- Farz olan Ramazan orucu. İmsak ile başlar, iftar ile sona erer. İmsak anında ağız yıkanmış olmalıdır. Oruç, bedenin aç, ruhun tok olmasıdır. Efendi, iradesi zayıf olan köleyi sever Allah ise iradesi güçlü olan kulunu sever. Oruç, iradeyi güçlendirir. Biz orucu güzel bir şekilde tutarsak, oruç da bizi tutar ve kötülüklerden ve kötülüklerin bize isabet etmesinden alıkoyar. 2- Teravih namazı: Hz. Peygamber (s.a.v.), “Her kim faziletine inanarak ve sevabını Allah’tan umarak teravih namazını kılarsa onun geçmiş günahları affolunur.”5 buyuruyor. Yine Peygamberimiz (s.a.v.), bu namazın fazileti hakkında başka bir hadis-i şerifinde de şöyle buyurmuştur: “Allah, Ramazan ayında oruç tutmanızı farz kıldı. Ben de Ramazan gecelerinde kıyam etmenizi (teravih namazı kılmanızı) sünnet kıldım.”6 Teravih namazının bu günkü gibi cemaatle kılınması ve süreklilik kazanması Hz. Ömer (r.a.)’in emri ile başlamıştır. Teravih namazı sünnet-i müekkededir. Yatsı namazından sonra kılınır. Yatsıya yetişememiş olan biri önce yatsıyı kılar, sonra yetiştiği yerden teravihe devam eder. Teravih namazı, 20 rekâttır, iki rekâtta bir selam vererek kılmak daha faziletlidir. 20 rekât namazın zaman hakkı yirmi dakikadır. Daha hızlısı uygun değildir. 3- Sadaka-ı Fıtr: Bedenin ve sağlığın zekâtı olarak verilir. 4- İtikâf: Ramazanın son on gününde camiye kapanarak yapılır. Hanımlar evlerinde itikâfa girerler. İtikâfın bazı kuralları vardır, sünnet-i kifayedir. 5- Kur’an okuma: Gerçi Kur’an-ı Kerim okumak sadece bu aya mahsus bir ibadet değildir. Sene boyu Kur’an ile iç içe olmak gerekir fakat bu ayı iyi değerlendirmek için bu ayda daha fazla Kur’an okumak, dinlemek, anlamaya ve yaşamaya çalışmak gerekir. Çünkü bu ay aynı zamanda Kur’an ayıdır, Kur’an, bu ayda inmeye başlamıştır. 6- Bayram namazı: Ramazan ayının bitiminde Şevval ayının birinci günü sabah namazından bir süre sonra kılınır. Bayram namazını, Cuma namazı kılınan yerlerde üzerine Cuma namazı farz olan kişilerin kılması vaciptir.
Mukadder Ârif YÜKSEL
YazarAllah baki, Onun dışındakiler ise fanidir. Ölüm; hayatın başında ve henüz doğum sırasında binlerce belirsizliği barındıran bir ömrün en belirgin tek gerçeği… Ölüm; oyun ve eğlence sanılan dünya hay...
Yazar: Mukadder Ârif YÜKSEL
“İnsan yaş aldıkça diğer bir deyimle bunu pek kullanmayı sevmesek de yaşlandıkça, maziye daha fazla bir özlem olur. Çünkü alınan yaşlar bir gün değil ömürden eksile birer hane. Her ne kadar ölümlü dün...
Yazar: Erol AFŞİN
Zâhir ve bâtın şehrinin imarında nice temeller atan merhum Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Hazretleri’nin hayatına baktığımız zaman yılmadan, usanmadan İslâm’ın yüce ahlâk prensiplerini hâl ve kâl ile s...
Yazar: Aydın BAŞAR
“Sabretme kavramı biraz kendimizi dinlemekle de alakalı, hayata bakışımızın hızlı bir şekilde ilerleyip hayatımızdaki olan biteni anlamadan ömür vadesini doldurmak ne kadar doğru?” Sabretmeyi ...
Yazar: Erol AFŞİN