PEYGAMBERİMİZ (S.A.V) VE COCUKLAR
Çocukların iyi eğitilmeleri¸ manevi değerlerle donatılmaları¸ olumlu kişilik özelliklerine sahip olmaları aile¸ devlet ve millet için hassas bir noktadır.
Çocukların iyi eğitilmeleri¸ manevi değerlerle donatılmaları¸ olumlu kişilik özelliklerine sahip olmaları aile¸ devlet ve millet için hassas bir noktadır. Çünkü “Çocuklar bizim geleceğimiz.” diyoruz. Vatan¸ millet¸ devlet onlara emanet. Onların kurduğu aileler milleti
oluşturuyor. Milletin refah seviyesine ulaşması için çocuklarımızı
iyi yetiştirmemiz gerekiyor.
Ç
ocuklarımızı yetiştirirken bir davranış modeline ihtiyacımız var.
Bu alanda Müslümanlar için en güzel model Peygamberimiz
(s.a.v.) dir. Hz. Peygamber’in kendi çocuklarına¸ torunlarına ve
diğer çocuklara karşı nasıl davrandığını¸ onların seviyesine
nasıl indiğini¸ onların onurlarının¸ kişiliklerinin zedelenmemesi için
nasıl özen gösterdiğini; onların duygularına nasıl önem verdiğini¸
onlara karşı sevgisini nasıl gösterdiğini vb. bilmek biz anne-babalar
için büyük önem arz etmektedir.
Peygamberimiz (s.a.v)’in davranış modellerini örneklerle açıklamaya çalışalım.
Ç
ocuklara Karşı Çok Müsamahalıydı
Peygamberimiz çocukları kırmaz¸ onları incitmez¸ azarlamaz¸ aşağılamaz
ve hor görmezdi. Bir gün Rasulullah (s.a.v.) hutbe okuyordu. Tam bu
sırada düşe kalka Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin geldiler. Bunun üzerine
Peygamberimiz minberden indi ve onları yukarı kaldırdı ve (kucağına alarak)
şöyle buyurdu.”Allahu Teala mallarınız ve evlatlarınız birer
fitnedir.” buyurmakla gerçekten doğru söylemiştir.
Şu iki çocuğun düşe kalka yürüyüşüne
baktım sözümü kesip¸ onları yukarı kaldırıp (kucağıma) almaktan
kendimi alıkoyamadım.”
Ç
ocuklara Büyükler Gibi Önem Verirdi
Peygamberimiz (s.a.v) için çocuklar cennetten yeryüzüne
inen birer rahmet damlalarıydı. Onlara selam verir¸ hal ve hatırlarını sorardı.
Enes (r.a.)’ın anlattıklarına göre “Rasulullah (s.a.v.) oynamakta
olan çocukların yanlarına geldi¸ onlara selam verdi.”
Ç
ocuklara Karşı Çok Şefkatliydi
Peygamber Efendimiz çocuklarına karşı şefkatli ve içten
davranan bir baba idi. Onları sık sık kucağına alır¸ öper ve okşardı.
Oğlu İbrahim vefat ettiği zaman onu kucağına alıp bağrına basmış¸
gözlerinden yaşlar akmıştı. Bu durumu soranlara “Gönül
mahzun olur¸ gözler ağlar. Fakat Allah’ın dilediğinden¸ Allah’ın
hoşnutluğundan başkasını söylemeyiz. Vallahi ya İbrahim¸
senin ayrılışınla üzüntülüyüz.” buyurmuştur.
Yine oğlu İbrahim sütannesinin yanındayken o eve gider¸ İbrahim’i
kucaklar¸ öper¸ koklar ve bir müddet sonra geri dönerdi.
Allah Rasulü şefkatini sadece torunlarına ve çocuklarına göstermezdi.
Bütün çocuklar birer güldü O’nun için.
Ç
ocuklarla Çocuklaşırdı
Peygamberimiz (s.a.v.) çocuklarla zaman zaman oyun oynar ve “çocuğu
olan onunla çocuklaşsın” buyururdu. Alemlerin Efendisi¸ Hz.
Hasan ve Hz. Hüseyin’in gönüllerince oynayıp eğlenmeleri
için onlara eşlik ederdi. Kendisinden binek olmalarını istedikleri
zaman yere eğilir¸ onları mübarek sırtına alırdı ve “Bundan güzel
deve olabilir mi?” buyururlardı.
Ç
ocuklarla o kadar iç içe olmuştu ki¸ bir defasında yarış yapan çocukları
görmüştü de¸ onların neşesine katılmak için
birlikte koşmuştu.
Ç
ocuklarla Şakalaşırdı
Allah Rasulü çocuklarla sohbet eder şakalaşırdı. Çocukların
bulunduğu meclislere girerdi. Enes b. Malik şöyle anlatır: “Rasulullah
bizim yanımıza girdi. Benim Umeyr isminde küçük kardeşim
vardı. Umeyr’in Nuğayr isminde küçük bir kuşu
vardı. Onunla oynardı. Bir gün kuş öldü. Bu sırada Rasulullah
onun yanına girdi. Onu hüzünlü gördü. ‘Onun hali
neden böyle’ diye sordu. Küçük kuşu öldü dediler.
Bunun üzerine Hz. Peygamber ‘Ya Umeyr! Ne yaptı Nuğayr’ buyurarak
onunla şaka yaptı.”
Ç
ocuklara Karşı Çok Merhametliydi
Peygamberimiz (s.a.v.) çocuklarına ve torunlarına karşı çok
merhametliydi. Ebu Hureyre’nin rivayetine göre Peygamberimiz¸ Hasanı öptü.
Akra b. Habis bu sırada Peygamberimizin yanında oturuyordu. Rasulullah’ın
torunu Hasan’ı öptüğünü görünce¸ Akra şöyle
dedi: “Benim on çocuğum var¸ ben olanlardan hiçbirini öpmedim.” Bunun üzerine
Peygamberimiz (s.a.v.) ona bakarak şöyle buyurdular. “Merhamet
etmeyene¸ merhamet olunmaz.” Aişe validemiz ise bir rivayetinde “Bir
bedevi Peygamberimize geldi ve şöyle dedi: Siz çocukları öpüyorsunuz
ama biz öpmüyoruz.- Bunun üzerine Hz. Peygamberimiz: “Allah
kalbindeki acıma duygusunu çekip almışsa ben sana ne yapayım.”
Ç
ocuklara Kızmazdı
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz çocukların hatasını görmezden gelirdi.
Bunun en açık örneğini Enes (r.a.)’de görmekteyiz. Enes’i
bir ihtiyaç için gönderir. Fakat Enes dışarı çıktığında çocuklarla
oyuna dalar. Ve Enes şöyle devam ediyor: ”Birdenbire Rasulullah
(s.a.v.)’in arkamdan başımı tuttuğunu hissettim. Ona baktım gülüyordu. “Ey
Enes’cik¸ sana emrettiğim yere gittin mi?” buyurdu. bunun üzerine
ben “evet gidiyorum ya Rasulallah! dedim. Vallahi O’na dokuz-on sene
hizmette bulundum. Yaptığım hiçbir şey için: niçin
şöyle şöyle yaptın! Yahut yapmadığım bir şey
için: şöyle şöyle yapsaydın ya! dediğini bilmiyorum.”
Ç
ocukların Gönlünü Kırmazdı
Hz. Peygamber çocukların uyarılması gerektiğinde; gönüllerini
kırmadan¸ onlara bağırmadan¸ küstürmeden¸ azarlamadan ve ayıplamadan
bunu yapardı. Her zaman çözüm yolu gösterir¸ yapmaları
gerekeni tavsiye ederdi. Ebi Seleme’nin oğlu Ömer şöyle
rivayet etmektedir: ”Ben Rasulullah (s.a.v.)’ın terbiyesi altında
idim. Yemek yerken elim¸ yemek tasının içinde dolaşıyordu. Bunun üzerine
Rasulullah bana: ”Ey çocuk! Besmele çek¸ sağ elinle ve önünden
ye.” buyurdular. Görüldüğü gibi Peygamberimiz yaptığının
edep dışı ve ayıp olduğunu söylemeyip¸ yumuşak bir dille
uyarmıştır. Ömer:” bundan sonra hep sağ elimle ve önümden
yedim.”diyerek o nezih terbiyenin hedefine ulaştığını belirtmiştir.
Ç
ocuklar Arasında Adaleti Gözetirdi¸ Ayırım yapmazdı
Peygamberimiz kız ve erkek çocukları arasında ayırım gözetmezdi.
Kız çocuklarında bulunan şefkate dikkati çekmiş ve: ”Kız
ne güzel evlattır. Şefkatli¸ yardımsever¸ muniş kutlu ve analık
duyguları ile doludur.” buyurmuştur. Kendi çocuklarına ve
torunlarına gösterdiği sevgi¸ şefkat ve merhameti diğer çocuklara
da gösterirdi. Peygamberimizin hizmetçisi Hz. Zeyd’in oğlu Üsame
anlatıyor: “Rasulullah bir dizine beni¸ bir dizine de torunu Hasan’ı
oturtur; sonra ikimizi birden bağrına basar ve ‘Ya Rabbi bunlara rahmet
et. Çünkü ben bunlara karşı merhametliyim’ diye
dua ederdi.” Allah Rasulü çocuklar söz konusu olduğunda
din ayırımı da yapmazdı. Bir yahudinin çocuğu hastalanmıştı. Bunu
duyan Peygamberimiz çocuğu ziyarete gitti. Ona Müslüman olması
için telkinde bulundu. Çocuk babasından izin aldı ve Müslüman
oldu.
Allah Rasulü bir hadisi şeriflerinde: “Allah’tan korkun. Çocuklarınızın
size itaatli olmalarını istediğiniz gibi¸ siz de onların aralarında adaletle
davranınız. Allah öpücüğe varıncaya kadar her hususta çocuklar
arasında adaletle davranmanızı sever.”
Ç
ocukların Üzülmesini İstemezdi
Peygamberimiz zamanında hanımlar Mescid-i Nebeviye namaz kılmaya geldiklerinde¸ çocuklarını
da beraberinde getirirlerdi. Hz. Peygamber namaz esnasında arka saflardan gelen
bir çocuğun ağlama sesini işitince kısa bir sure okur ve namazı
uzatmazdı.
Ç
ocukları Severdi
Peygamberimiz¸ çocukları kucağına alıp okşar¸ sevgi ve şefkatle öperdi.
O sadece kendi çocuklarını ve torunlarını değil¸ kimin çocuğunu
görse onunla konuşur¸ hatırını sorar ve severdi. Çocuklara
hoşlarına gidecek şeyler vererek sevindirirdi. O Müslüman
olmayan ailelerin çocuklarını da sever¸ okşardı.
Peygamberimiz bir gün; bir omzunda Hz. Hasan diğer omzunda Hz. Hüseyin
olduğu halde camiye geldi. Gelirken bir onu öpüyor bir de diğerini öpüyordu
ve diyordu ki:
- Kim bunları severse beni sevmiş olur¸ kim bunları sevmezse beni sevmemiş olur.
Peygamberimizin torunları Hasan ve Hüseyin’e gösterdiği sevgi
sadece fıtrattan gelen bir çocuk sevgisi değildi. Rasulullah (s.a.v.)
Efendimizin şerefli nesebi Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin vasıtasıyla devam
ettiği için¸ onların kıyamete kadar gelecek olan evlatları da¸ ehl-i
beytin birer parçasıdır. Onları sevmek her müminin vazifesidir.
Selman-ı Farisi’den şu hadis rivayet edilmiştir: ”Hasan
ve Hüseyin benim oğullarımdır. Onları seven beni sevmiş olur. Beni
seveni de Allah sever¸ Allah sevdiğini cennete koyar! Onlara düşmanlık
eden bana düşmanlık etmiş olur. Bana düşmanlık
eden Allah’a düşman olur. Allah düşmanlarını cehenneme
koyar.”
Kaynaklar
1- Gül Nesli (Dr. Ramazan BALCI)
2- Peygamber Gibi Yaşamak (Dr. Kerim BULADI)
Kevser BAKİ
YazarSevgili çocuklar; “Bizim en vefalı dostlarımız kitaplardır.” desem abartmış olur muyum acaba? Beni bu yargıya götüren etkenlere bir göz atalım isterseniz. Hiç unutmam; orta ikinci sınıfa gidiyordum....
Yazar: Sırrı ER
Sevgili Çocuklar! Bir eğitim-öğretim yılını daha geride bıraktık. Geçirdiğimiz bu yıl içerisinde her biriniz okuduğu eğitim kademelerinin gerektirdiği bilgileri öğrenebilmek için büyük bir gayret gös...
Yazar: Kevser BAKİ
Hayatın ayrılmaz bir parçası olan ölüm, tarih boyunca düşünürler, din önderleri ve âlimlerin varlığı anlama ve anlamlandırmalarını sağlayan temel kavramlardan biri olmuştur. Bu anlamda ölüm, şairleri ...
Yazar: Bilal KEMİKLİ
Yazar/ Çizer: Emily Gravett Çevirmen: Sima Özkan Yıldırım Sayfa Sayısı: 36 Yaş Aralığı: 4-6 Yayınevi/Yılı: Beta Kids Yayınları/2016 İşlenen Konular: Çevre bilinci, doğal hayat, temizlik ve düzeni...
Yazar: Tuğba Karataş AYDAN