ÖZGÜVEN SAHİBİ VE GÜVENİLİR GENÇLİK
Korku¸ çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusu anlamına gelen güven duygusunun davranışsal boyutu olan güvenilirlik karşılıklı olarak insanların birbirlerinde¸ toplumun her bir bireyde ve en temelde kişinin kendisinde olmasını beklediği bir durumdur. Güven duygusunun temelini oluşturan kişinin kendisine olan güveni durumu¸ karşımıza özgüven kavramını çıkarır.
Korku¸ çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusu anlamına gelen güven duygusunun davranışsal boyutu olan güvenilirlik karşılıklı olarak insanların birbirlerinde¸ toplumun her bir bireyde ve en temelde kişinin kendisinde olmasını beklediği bir durumdur. Güven duygusunun temelini oluşturan kişinin kendisine olan güveni durumu¸ karşımıza özgüven kavramını çıkarır.
İleride daha sağlıklı bir toplum meydana getirebilmek için gençlerde olmasını istediğimiz saygı¸ sorumluluk¸ adalet¸ liderlik gibi değerlerin en önemlilerinden birisi de özgüvendir. Özgüven¸ kişinin kendisine yönelik iyi duygular geliştirmesi sonucu iyi hissetmesi ve bu sayede kendisi ve çevresiyle barışık olması demektir.
Değerler insanın ilk altı yılında kişilik altyapısı¸ ilk ve ortaokul çağında ahlâkî gelişim¸ lisede ise oluşan bu potansiyelleri kullanabilme beceri ve farkındalıkları olarak gerçekleşirler. Özgüven¸ çocuğun doğuştan getirdiği mizaç¸ zek⸠fiziksel yapı vb. biyolojik özellikler ve çevresel etkiler ile çok erken dönemlerde şekillenmeye başlar. Özgüven¸ belli bir düzeye ulaşıncaya kadar gelişir; genellikle 10 yaşında özgüvenin gelişimi tamamlanır ve bir süre sonra¸ ergenlik döneminde çocuk özgüvenini test etmeye başlar.
Kişisel özelliklerinin ne ölçüde olumlu veya olumsuz olduğu hakkında yorumda bulunan birey özgüvenini test etmektedir. Özgüveni oluşturan unsurlar birbirlerini tamamlayacak şekilde iç ve dış özgüven başlıkları altında incelenmiştir. İç özgüven; kendini tanıma¸ kendini sevme¸ pozitif düşünme ve açık hedefler koyma özelliklerinden müteşekkildir. Dış özgüven ise dışarıya kendimizden emin olduğumuz şeklinde verdiğimiz görüntüdür ve duygu kontrolü ile iletişim unsurlarından oluşur.
Çoğu duyguda olduğu gibi özgüvende de bir alt ve üst sınır vardır. Özgüven eksikliğinde işleri yapabilme yeteneğinden emin olunmaz. Bu durumdaki birey gerekli beceriye ve deneyime sahip olduğunu bildiği halde¸ daha önce hiç yapmadığı bir işle karşılaştığında endişelenir. Özellikle karar verme¸ inisiyatif kullanma veya yeni insanları işin içine katma noktasında rahatsızlık duyar¸ huzursuz olur.
Buna karşın¸ aşırı bir özgüven durumunda; sınırları olduğunu kabul etmek istemez¸ yetenekleri hakkında gerçekçi olmayan düşüncelere kapılır. Üzerine aşırı iş yükü alır¸ böylece her zaman iyi iş yapamaz. En iyiyi kendisinin bildiğini düşünür¸ önerileri göz ardı eder¸ yardım etmek isteyenleri de genellikle reddeder.
Burada istenilen¸ olması gerektiği kadar özgüvene sahip olmaktır. Böylece en iyisi için çaba göstereceğini ve kabul edilebilir bir sonuç ortaya koyacağını bilerek işleri ele alır. Bir işi yapamadığında mazeret üretmek yerine yeniden denemeye başlar. İlk seferinde tümüyle doğru olarak anlamadığı ya da yapamadığı bir işin dünyanın sonu olmadığını bilir. Hatalarını dert etmek yerine onlardan ders almasını becerebilir. Birçok durumla ve sorunla daha iyi baş edebilir.
Bireylerin kendilerine yönelik iyi duygular geliştirmeleri daha ilk yaşlardan anne-baba¸ öğretmen ve diğer büyükleri¸ ilerleyen yaşlarda arkadaşları tarafından nasıl değerlendirildiklerine bağlıdır. Sonraki yıllarda da bu değerlendirmeleri kendi davranışlarına yansıtmaya başlarlar. Çocukların özgüvenini en çok etkileyen kaynak anne-babadır. Anne-babalar aşağıda belirtilen hususlara dikkat etmeleri halinde çocuklarına bu konuda katkı sağlayacaklardır.
Özgüvenli olmayı sorumluluk değerinden bağımsız olarak ele almak mümkün değildir. Kişi üzerine alıp gerçekleştirdiği sorumluluklar neticesinde özgüven geliştirir. Öncelikle çocuklara özgüvenli yetişmeleri için yerine getirebilecekleri sorumluluklar verilmeli¸ bu işlerde başarıya ulaşmaları için destek olunmalı ve işin sonucunda saygı ön planda tutularak tebrik-teşekkür edilmelidir.
Özgüven kendini beğenmişlik¸ kibirlilik veya kusursuzluk değildir; kişinin yapabildiklerinin ve yapamadıklarının farkında¸ bilincinde ve kabulünde olması demektir. İyi olduğu yanlarıyla kendini göstermesi¸ gurur duyması kadar hata yaptığında farkına varması¸ kabullenmesi ve nasıl düzelteceği hakkında fikir geliştirmesi de özgüvenine katkı sağlayacaktır.
Özgüvenin iç ve dış unsurları düşünüldüğünde çocuğun kendini tanıması¸ duygularını kontrol etmesi ve iletişim becerilerini geliştirmesine katkı sağlamak amacıyla edebiyat¸ resim¸ tiyatro gibi sanatsal-sosyal etkinliklerle tanışmasının yansıra çeşitli spor dallarıyla uğraşması da faydalı olacaktır.
Son olarak ev içerisinde herkesin birbirine güvendiği¸ fikir beyan etme şansı olduğu¸ ciddiye alındığı bir ortam oluşturmak; aileden başlayarak çocukların kendilerini değerli hissetmelerini ve onlara okulda¸ sosyal çevrelerinde bu daireyi genişletme imkânını sağlar.
Yusuf YARHİSARLI
YazarYavaşça gözlerini açtı. Nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu. Son hatırladığı şey zıplarken bir tele takıldığı ve karnının çok acıdığı idi. Ne kadar çabalasa da o telden kurtulamamış bitap düşmüştü. ...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Şeyh Abdurrahman Erzincanî’nin soyu, Orta Asya’dan gelerek Erzincan’a yerleşmiştir. Evlâd-ı Rasûl’den ve Yıldırım Bâyezîd devri meşayihlerindendir. Zamanının gerekli ilimlerini memleketi olan Erzincan...
Yazar: Resul KESENCELİ
Dinî-tasavvufî eserlerde Hz. Peygamber (s.a.v.)’in beden özelliklerini ve manevî şahsiyetini ifade için çok sayıda eser kaleme alınmıştır. Bunlardan Nûr-ı Muhammedî veya Hakîkat-i Muhammediye konulu e...
Yazar: Musa TEKTAŞ
Sultan I. Ahmed, 18 Nisan 1590 günü Manisa’da doğdu. Babası Sultan III. Mehmed, annesi Handan Sultan’dır. Çok mükemmel bir tahsil gördü. Arapça ve Farsçayı mükemmel derecede konuşurdu. Ok atmak, kılıç...
Yazar: Kadir ÖZKÖSE