OSMAN BEY’İN RÜYASI: YÜCE DEVLET
Osmanoğullarının Anadolu’yu yurt yapmalarından itibaren tarihin akışı başka bir ivme kazanmıştır. Bu açıdan tarihçilerin bu merkez nokta hakkında birçok çalışmaları olmuştur. Bunlardan biri de İdris-i Bitlisî’nin şöhretini arttıran hatta onunla birlikte akla gelen Heşt Bihişt adlı eseridir. İlk sekiz padişahı anlatması hasebiyle bu esere sekiz cennet anlamında Heşt Bihişt demiştir. Bu açıdan bakıldığında her bir padişah devrinin vakıaları bir cenneti oluşturmaktadır. Bu eser için Babinger, Osmanlı tarihinin hazinesi demektedir. Hammer ise, mukaddimesinde kullandığı kaynaklar arasında gösterdiği Heşt Bihişt’i bir klasik olarak nitelemekte ve onun nüshalarını tamamlamadan işe başlamadığını ilâve etmektedir. İdris-i Bitlisi Osman Gazi’nin vasfını şöyle tarif eder: “Osman Bey’in rahmetli babası Ertuğrul Gazi gücünün yettiği ölçüde mertçe ve canı gönülden din yolunda ayakta duruyordu. Lâkin hem zamanın engellerinden hem de o diyarın sultanlarının yardım elini uzatmamasından dolayı küffar ülkelerinden hiçbir muteber beldeyi ele geçirememişti. Yaşının hayli ileri olmasından dolayı ecelin dâvetini kabul edip ebedî ikametgâha yönelene kadar bu cihad yolunda aynı tarz hareket etti. Kayı Han kavmi arasında kendi vasiyeti gereğince Osman Bey’i makamına tayin etti. Osman Bey de bu mana gereğince din yolunda mertlik sancağını dalgalandırdı. Osman Bey, şefkatli kalbinin inceliği ve yumuşak fıtratı ile bir Allah dostuna muhabbet duyuyordu. Onun temiz ve yetiştirici sohbetinin kılavuzluğuyla doğruluk yolunun öncüleriyle sohbet ediyordu. O zatın adı Şeyh Edebali idi. Onun gönlü zamanın bilgileriyle dolu idi.” “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.” öğüdünün bizim devlet anlayışında hâkim olmasının temellerini atan Osman Bey’in hoşgörüsüne şu olay delilidir: “Kerîm olan Allah’ın yardımıyla her konuda öncesi olmayan İslâmî fetihler ortaya çıkmaya başladı. Günlerden bir gün talihin ve kutlu bahtının yardımıyla bir Harmankaya mülkünün sahibi Köse Mihal Osman Bey’e tutsak düştü. Yaptıklarından dolayı utandı ve pişman oldu. Zira Mihal dilâver bir adamdı. Civanmertliğinden dolayı Osman Bey onu bağışladı ve tekrar kalesine gönderdi. O zamandan beri hiçbir zaman Mihal, Osman Bey’e muhalefet etmedi. Osman Bey padişahlık tahtına ve serverlik mesnedine oturunca Mihal de İslâm ile müşerref oldu. O parlak günden beri Mihal’in soyu Osmanlı Devleti erkânındandır ve onun nesli İslâm’ın meşhur mücahitlerindendir.” “Rüya motifi”nin bizim kültürümüzdeki asırlara yansıyan bir huzmesini yine İdris-i Bitlisi’den dinleyelim: “Cömert sıfatlı o zatın göbeğinden yeşeren ve dibinden çok meyveli bostanların ve nehirlerin ortaya çıktığı o mübarek ağacın, bu ikbâl ağacının yapraklarının tabiri ve hayal ülkesinde bostanın ve bağın yorumu saltanat işi nefsince ufuklardadır. O hanedanın devletinin devam etmesi mutlaktır. Güzel sulu ağacın dallarının yüksekliği ve meyvelerinin bolluğu bu saadet soyunun birbirini takip edeceğine işarettir. Kalıcı olan o devlet ağacının altında denizlerin ve dağların olması o yüce hanedanın soyunun revaç ve sebat bulacağı anlamına gelir. Müjde, o Tûba misali yüksek ağacın yüksekliğinin artmasıyladır. Bu mana muhakkaktır ki saltanat ve hüsrevlik devleti bu rüyayı görenden zuhur edecektir. Bütün müjdeler aydınlıktır ki Hz. Peygamber (s.a.v.)’in vaat ettiği ‘Kostantiniyye fethi’ bu hanedanın evlâtlarından birinin eliyle ve kılıcıyla gerçekleşecektir. O beldeler onun kılıcının parıltısından iman nuruyla aydınlanacaktır.” Osman Bey’in emanet ettiği topraklarda millî ve manevî değerlere bağlı bir ömür geçirmeniz temennisiyle…
Bekir AYDOĞAN
YazarBilindiği üzere büyük ve kahraman şahsiyetler, kökleri kadar çevreleriyle de birlikte değerlendirildiğinde gerçek tespitlere ulaşılır. Abidelerin üzerinde yükseldiği kaideler gibi, binaların sağlam te...
Yazar: Bekir AYDOĞAN
İsmi Nâsıruddîn Ubeydullah b. Mahmûd b. Şihâbeddîn Şâşî es-Semerkandî olup Ubeydullah-i Ahrâr ya da Hâce-i Ahrâr/hürlerin şeyhi diye meşhurdur. Gönlünün, dünya malından ve iki cihan kaygısından azade ...
Yazar: Halil İbrahim ŞİMŞEK
Orta Çağ Dönemi’ndeki el yazması eserlerin bölüm başlıklarında belirgin bir şekilde kırmızı renkle işlenen resim sanatı miniatura/küçük resim anlamında ifade bulmuştur. İslâm sanatı olarak minyatür g...
Yazar: Bekir AYDOĞAN
İslam mimarisinde mekânın işlevine göre sanatsal bir şekilde; tabiatla bütünleşen bir tarzda binaların yapı malzemesi ve renk seçimi yapılır. Toplumun manevî bakımdan beslendiği değerler ve gelenek...
Yazar: Bekir AYDOĞAN