OĞLUMA HİTAP
Nasıl başlasam bilmem¸ nasıl anlatsam sana¸
Seni verdiği için şükürler Yaradana.
Çatallı ayrımına bırakıldın bir yolun¸
İyi ve kötülerle döşenmiş sağın¸ solun¸
Bir tarafta çığ gibi gelişen medeniyet¸
Diğer yanda ahlakı katledilen cemiyet.
Nasıl başlasam bilmem¸ nasıl anlatsam sana¸
Seni verdiği için şükürler Yaradana.
Çatallı ayrımına bırakıldın bir yolun¸
İyi ve kötülerle döşenmiş sağın¸ solun¸
Bir tarafta çığ gibi gelişen medeniyet¸
Diğer yanda ahlakı katledilen cemiyet.
Bir yanda gök yüzünü parselleyen devler var¸
Diğer yanda ekmeğe bile muhtaç evler var.
Dünya tezat içinde medeniyet ve savaş¸
Gerçekleri görmeye başlarsın yavaş yavaş.
Batıdan ilim¸ fen al¸ ama modayı asla¸
Sırtını kökü derin şanlı çınara yasla.
Bu mezarda tarih var¸ kupkuru bir taş değil¸
Sana¸ seni anlatır¸ hele kulak ver eğil¸
Sen dedene söversen¸ torunun sana söver¸
Geçmişe çamur atma¸ saygı beklersen eğer.
İnsan yalnız¸ çok yalnız¸ sarıldıkça maddeye¸
Gelmiş kalpler¸ beyinler¸ hırstan çatlar raddeye.
Robot yapan insanlık bizzat robotlaşıyor.
Ruhsuz¸ hissiz¸ mânâsız¸ adeta otlaşıyor.
Sığınacak ne mabud ve ne de bir mabet var¸
Yaratana kulluk yok¸ maddeye ibadet var.
Sırıtan medeniyet ededursun iftihar¸
Sonuç; ya uyku hapı¸ ya streş ya intihar.
İşin zor¸ yükün ağır¸ hayat yolun engebe¸
Gerçeği aramaya sen gebesin¸ sen gebe.
Çalışırsan yücelen millet de var din de var¸
Ölüm makineleri yapan teknik canavar.
Hem öyle canavar ki; bir anda dünya yutan¸
Bombaların altında sessiz¸ sakin uyutan.
İşte böyle dünyaya nasıl duyarsın güven¸
Dünya mayın tarlası¸ hayat korkunç serüven.
Dünya batırabilir üç-beş akılsız korsan¸
“Peki ya kime güven duyacağım?” diyorsan.
Bir Allah var “Bir Allah”¸ O’na sığın yaşarken¸
O’nu hisset yanında her engeli aşarken¸
İlmin seni ne küstah etsin ne de ukala¸
Mânadan uzak ilim başa beladır bela.
Basit işlerle kalma¸ sonsuzluğa kafa yor¸
Önce kendini keşfet¸ “Niçin varım?” diye sor.
Bu duygu¸ bu ruh ile aşarsın her engeli¸
İlerle¸ ışığa koş¸ her adımın dengeli.
Hep hamalı ol ilmin¸ seni yüceltir bu yük¸
Şunu unutma insan¸ imanı kadar büyük.
“Maddede ilerleme sırrı mânayı inkâr”
Diyenlere inanma¸ onlar büyük sahtekâr.
İlmi¸ fenni¸ ithal et¸ ihraç etme ahlakı¸
Bari kalsın milletin hiç değil bir yüz akı.
Ne garip!... Anlamazsın belki yarın dilimi¸
Aşılarlarsa sana uydurukça ilimi.
Doğru olmaz belki de sana verilen her derş
Ayıkla¸ hangi bilgi geliyorsa sana ters.
Bu millet gerilerde kalmaya mahkûm değil¸
En büyük meselenin üzerin esen eğil.
“Ben neyim?” deme sakın¸ “Ben ne değilim ki?” de¸
“Milletin kurtuluşu bana bağlı belki” de.
Ölmek an meselesi¸ sanma o kadar ırak¸
İlminle bu dünyada mutlaka bir iz bırak.
Koş!... Koşamazsan yürü¸ o da olmazsa sürün.
Hakkını ver dünyada Hakk’ın verdiği ömrün.
Yılların ötesinden sana mesaj var işit;
“Geçerse zarardasın bugünün düne eşit”.
Ahmet Mahir PEKŞEN
Yazar15 Temmuz’da köprüye yürüyenler arasındaydık. Bir hafta sonra kızımın düğünü vardı ve biz düğün hazırlıklarıyla uğraşırken, hiç aklımıza gelmezdi böyle bir gecenin yaşanacağı. O akşam çocuklarla Çeng...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Osmanlı padişahlarının onuncusu, 89. İslâm halifesi olan ve “Muhteşem Süleyman” olarak anılan Kanûnî Sultan Süleyman 1494 (bir rivayete göre ise 1495)’te, babası Yavuz Sultan Selim’in sancakbeyi (vali...
Yazar: M.Nihat MALKOÇ
Mutluluğu bekledim uzun yıllar, Oysa ki; mutluluk tam yanımdaymış, Ne gelecek yıllarda ne yarında, Mutluluk bu günde, şu anımdaymış. Şu an bir kelebek uçtu önümden, Ben doğaya ve bahara aşığım,...
Yazar: Ahmet Mahir PEKŞEN
Kanûnî’nin küçük oğlu Selim, 28 Mayıs 1524’te İstanbul’da dünyaya geldi. Annesi Hürrem Sultan, saray içinde sözü geçen, etkili bir kadındı. Saray kadınlarına ve hizmetkârlara, Şehzade Selim’in terbiye...
Yazar: İsmail ÇOLAK