ÖFKE KONTROLÜ
Doğal yaşama çabalarının temelinde ihtiyaç¸ içgüdü ve dürtü kavramlarıyla anlatılan birtakım olaylar yatmaktadır. İhtiyaç: Dış uyaran olmaksızın¸ içten gelen belli bir eylemde bulunmak ya da nesneyi elde etmek için duyulan istektir. İçgüdü: Bilgiye veya eğitime bağlı olmadan ve düşünmeye ihtiyaç duyulmadan kendiliğinden ortaya çıkan¸ amaca yönelik etkinliktir. Dürtü: Kişiyi bir eyleme ve bir davranışa dürten (iten) varsayımsal bir güçtür. Fizyolojik açıdan dürtü belli amaca yönelmiş davranışlarda rol oynayan sinirsel uyartı mekanizmalarının harekete geçme derecesidir. Saldırganlık: Engellenmeye tepkidir¸ çeşitli şekillerde ifade edilir: a) Doğrudan doğruya engellenme nedenine yönelik saldırganlık: İnsan ulaşmayı çok istediği bir amaca ulaşmada çok yoğun bir engelle karşılaşmış ve bu engellenme üst üste olup onun çeşitli çabalarını boşa çıkarmışsa¸ kızgınlığı ve saldırganlığı daha yoğun olur. b) Kendine yönelik saldırganlık: Kendini suçlamadan ve aşağılamadan başlayıp kendini öldürme girişimlerine uzanabilir. c) Boşalma (Katarsis): Her saldırganlık davranışı bir boşalım sağlar. - Organizmanın dürtülerini doyuma ulaştırmak için çaba gösterdiğini biliyoruz. Buna Haz İlkesi denir. - Herhangi bir tehdit edici ve tehlikeli bir durum ortaya çıktığında¸ korku veya öfke tepkisi kendini gösterir. Korku tepkisinin en tipik örneği kaçmak¸ öfkeninki ise saldırganlıktır. - Saldırganlık sırasında¸ öfkeli durumlarda mevcut tabloya bedensel belirtiler eşlik eder; kalp atışı hızlanır veya yavaşlar; solunum değişiklikleri¸ terleme¸ yüz solması veya kızarması¸ ağız kuruluğu¸ gözbebeklerinin genişlemesi¸ idrar kaçırma gibi. Hiddet: Psikolojik fonksiyonların karışıklığı¸ dış tahriklere karşı beyin tepkisinin anormal durumudur. Gazap: Şiddetli bir hiddet anlamına gelir. Aydın insan ile gelişmemiş insan bakımından hiddetini yenip yenememesi arasında fark vardır. Aydın insan için basit bir kızgınlık doğurabilecek bir olgu¸ ilkel insan için gazap hali doğurur ve ağır suç işlemesine yol açar. Hiçbir zaman unutmamak gerekir ki¸ bastırılmış ve kabul edilmeyen öfke¸ dolaylı ve zararlı yollardan ortaya çıkar. Bu sebeple öfkenin işaretlerini tanımak çok önemlidir. Erkeklerin eşlerini dövme davranışını açıklayan görüşler: a) Eşlerini döven erkekler çocukluk dönemlerinde benzer olaylara tanık oldukları için şiddete başvururlar. b) Eşlerini döven erkekler kişilik özellikleri ya da psikolojik bozuklukları sebebiyle şiddet uygulamaktadırlar. c) Alt sosyoekonomik tabakalarda işsizlik¸ parasızlık ve eğitimsizlik eş dövme sebebidir. d) İçme¸ sarhoşluk¸ aşırı kıskançlık¸ eş dövme sebebidir. Şiddet olaylarının ergenlik döneminde artmasının sebepleri ise şunlardır: a) Göç sebebiyle başta büyük şehirler olmak üzere çeşitli yerleşim birimlerinde oluşan kontrolsüz yapılaşma ve nüfus artışı. b) İşsizlik olgusunun verdiği güvensizlik. c) Kültürel yozlaşma ve yabancılaşma; sosyal problemlerin çözümünde şiddete başvurma. d) Silahlanma dürtüsünün kışkırtılması. e) Gelecekten umudu kesme. f) Mutsuzluk ve yöneticilere güvensizlik. Bu arada yeri gelmişken stresten de söz edelim. Stres¸ insanda zorlanma yapan¸ uyum ve dengeyi bozan; fiziksel¸ çevresel¸ psikolojik¸ sosyopsikolojik etkenler; organizmada bu etkenlere karşı gelişen olumsuz değişiklikleri ve tepkileri anlatmak için kullanılır. Kente gelenlerde uyum problemi farklı biçimde¸ uzun vadeli ve psikolojik kökenli olarak ortaya çıkmaktadır. Öfkeyi ortadan kaldırmak mümkün değildir. Öfke patlamalarını¸ kızgınlıkları¸ kırgınlıkları spor yaparak hafifletebiliriz. Gençlerin enerjilerini boşaltmaları için bireysel spor yapmaları teşvik edilmelidir. Topluluk çok öfkeli ise tahrik edici konuşmalardan ve demeçlerden kaçınılmalıdır. Öfkeli davranışı ve saldırganlığı hoş görme eğilimine girilmelidir. Sonuç: "Öfke günümüzün en önemli problemlerindendir ve çözümü akıl yolundan olmalıdır."
İbrahim BALCIOĞLU
Yazar1. DİLEDİĞİNE MADDÎ VE MÂNEVÎ NİMETLERİNİ BOL BOL VEREN, RUHLARI BEDENLERE YAYAN El-Bâsıt da bir şeyi yayan ve genişleten demektir. Yüce Allah'ın en güzel isimleri arasında yer alan ‘el-...
Yazar: somuncueditor
Millî şairlerimizden Orhan Şaik Gökyay’ın “Bu Vatan Kimin” adlı şiirinden iki dörtlükle yazımıza başlayalım. Bu vatan toprağın kara bağrında Sıradağlar gibi duranlarındır, Bir tarih boyunca onun ...
Yazar: Sırrı ER
Dinî-tasavvufî eserlerde Hz. Peygamber (s.a.v.)’in beden özelliklerini ve manevî şahsiyetini ifade için çok sayıda eser kaleme alınmıştır. Bunlardan Nûr-ı Muhammedî veya Hakîkat-i Muhammediye konulu e...
Yazar: Musa TEKTAŞ
Hayatın ayrılmaz bir parçası olan ölüm, tarih boyunca düşünürler, din önderleri ve âlimlerin varlığı anlama ve anlamlandırmalarını sağlayan temel kavramlardan biri olmuştur. Bu anlamda ölüm, şairleri ...
Yazar: Bilal KEMİKLİ