NEŞELİ VE SARI TÜY
Bu sene, göç yolunda geçirdikleri bir hastalıktan dolayı, yerleşecekleri yere geç gelmişlerdi. Ormanın üstünde uçtular. Kendilerine yuva yapacak bir yer arıyorlardı. Fakat bütün ağaçlar kapılmış, dallara yuvalar yapılmaya başlanmıştı. Bir ağaca yaklaşsalar hemen diğer kuşlardan uyarı alıyorlardı. “Gidin buradan, burası bizim.” Üzülerek orayı terk ediyorlardı. Aradan birkaç gün geçti. Sarı Tüy ve Neşeli o gün yine uçarken bir ağaç gördüler. Ağaç çok büyük ve güzeldi. Ormanın en görkemli ağacı olduğu kesindi. Dallar dört yana yayılmış, tepesi bulutlara doğru yükselmekteydi. Sarı Tüy: - Şu ağaca bak! - Ne güzel bir ağaç. Hadi gidiyoruz uç! Kanatlarını çırptığı gibi kendini boşluğa bıraktı. Sarı Tüy de arkasından. Ağacın etrafında birkaç tur attıktan sonra dallarından birine kondular. Ağacın üstünde bir koşuşturmaca vardı. Her kuş kendi yuvasını yapmak için çabalıyordu. Bir ağaçkakan ise yuvasını yapmış, açtığı oyuktan kafasını çıkarmış etrafı seyrediyordu. Ağaç çok kalabalıktı. Anlaşılan onlara yer yoktu. Sarı Tüy tam gidelim diyecekken bir ses, - Yuva yapmak için mi geldiniz? Bunu söyleyen iri yarı kara bir kuştu. Sarı Tüy cevap verdi. - Rahatsızlık verdiysek özür dileriz. Yuva için yer bakıyorduk. Yer yok tahminim, hemen gidiyoruz. Kovulmadan gitseler iyi olacaktı. Kimseyle tartışmak istemiyordu. Tam oradan ayrılacaklar iken, karakuş, - Bakın sol tarafta uygun bir dal var. İsterseniz oraya yuvanızı yapabilirsiniz. Hem bana da komşu olursunuz. - Bizden rahatsız olmaz mısınız yani, ya diğer kuşlar! - Neden olalım. Aramızda sevgi, saygı, hoşgörü olduktan sonra. Bak burada bir sürü kuş yaşıyor. Birbirimizi kınamıyoruz, birbirimizin ayıplarını araştırmıyoruz. Birbirimizi seviyoruz. Düşmanlarımıza karşı birlikte mücadele ediyoruz. Kalabalık olduğumuz için yılanlar ve diğer düşmanlarımız ağacımızın yanına bile yaklaşamıyor. Birlikte çok mutluyuz. Siz de bizimle yaşamaktan mutlu olacaksanız, aramıza hoş geldiniz. Diğer dallardan da hoş geldiniz sesleri yükseldi. Sarı Tüy’ün gözleri dolu dolu oldu. Hayatı yırtıcı kuşlardan kaçmakla, kötü arkadaşlardan darbe yemekle geçmişti. Şimdi hayallerindeki gibi bir yuvaya ve iyi arkadaşlara sahip olacaktı. Coşkuyla haykırdı, - Neşe ve huzur dolu ağacın hoşgörülü kuşları, hoş bulduk.
Emine Yılmaz DERECİ
YazarYaz tatilimiz köyde geçiyor. Doğayla iç içe olmak bana huzur veriyor. Dedem ve babaannemden bu zaman zarfında çok şey öğrendik. Eski insanların yaşam şekillerini yerinde görmek, geçmişte onların ne zo...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
İnebolu’ya bağlı Üçlüce köyünde doğdum, büyüdüm. Köyümüzde yardımlaşmak, birlik ve beraberlik içinde zorlukları aşmak gelenek hâline gelmişti. İmeceye katılmayı her köylü kendine vazife bilirdi. Bunu ...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Kar taneleri dört bir yanı beyaza boyuyordu. Kara kış yüzünü açıktan açığa göstermeye başlamıştı. Etrafta büyük bir sessizlik vardı. İki kuş gün boyu yiyecek aramışlar fakat bulamamışlardı. Bir evin s...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Anneciğim ninnilerle, Masalları anlat bana. “Az giderek uz giderek”, Kavuşalım Kaf Dağı’na. Bir varmışla bir yokmuşla, Uçsak mavi gökyüzüne. Pınar olup çağlayarak, Aksak masal denizine. Sa...
Yazar: Rıfkı KAYMAZ